Ne Corona salgını, ne ekonomik buhran ne de insanlığın yaşadığı diğer olumsuzluklar…
Hiçbir şey Muğlaspor gündeminin önüne geçemiyor bu ara…
Hep mi böyleydi aslında hep böyleydi, hep karışıktı, hep birilerinin istedikleriyle istemedikleri arasında hep laf, söz üredi, tepkiler ortaya koyuldu.
Ancak bu dönem, yani Erol Kapiz’in başkanlığı dönemi bir tık daha fazla mı çalkantılı oldu bilemedim.
Çoğunluğun “evet” dediğini duyar gibiyim.
Takımın üst üste aldığı 1-0’lık mağlubiyetlere bakınca, “sanki beraberliklerle puan toplamak daha iyiymiş herhalde” demekten bile kendimizi alamaz olduk.
En azından yenemiyorsan yenilmiyorsun da…
Şaka bir yana Muğlaspor’da işler iyi gitmedi, hala daha da iyi gitmiyor.
Takım ligin dibine demir attı.
Bu süreçte başarısız sonuçlar nedeniyle fatura Egemen Urhan’a kesildi ve sözleşmesi, karşılıklı adı altında feshedildi.
Urhan’ın ardından takım, Tevfik Ata Tekin’e emanet edildi. Tecrübeli bir teknik adam olan Tekin de takımının başında çıktığı ilk karşılaşmada mağlubiyetle tanıştı.
Tevfik Hoca da istemezdi böyle “Muğla’ya hoşbulduk” demeyi.
Bu mağlubiyet bardağı taşıran son damla oldu. Geldiği günden bu yana taraftar ve camia nezdinde çok fazla kabul görmeyip, sürekli eleştirilerin hedefinde olan Kulüp Başkanı Erol Kapiz, dün akşam saatlerinde istifa ettiğini açıkladı.
Aslında iyi de yaptı, belki de bekleneni…
Çünkü Kapiz, Muğlaspor tarihinde her ne olursa olsun en çok tepki gören başkan olarak tarihe geçmiş olabilir.
Dolayısıyla böyle bir ortamda istifa kararı, yıpranmış bir başkan olarak ‘yerinde’ diye düşünülebilir.
Kapiz’in istifa açıklamasını özetlersek şöyle diyordu:
“Geçen sezon pandemi döneminde yaşadığımız büyük zorluklara rağmen play-off oynama başarısı gösterdik. Bu sezon yine kulübümüze sahip çıkma düşüncesiyle sorumluluğu üstlenerek yeniden Muğlaspor’umuz için zorlu göreve devam kararı aldım. Bu sezon istediğimiz düzeyde ekonomik desteği de alamayınca açıkçası yönetim anlamında bir değişikliğe gitmenin sağlıklı olacağını düşündüm. Üç yıl boyunca gururla, onurla sürdürmüş olduğum görevimden istifa ettim. İnşallah Muğlaspor’umuz için hayırlı olur.”
Şimdi adama sormazlar mı…
“Eh Sayın Başkan, yönetim anlamında değişikliğe gitmenin sağlıklı olacağını sadece dün akşam düşünüp karar almamışsındır herhalde. İstifa kararın açıklamalarından da görülüyor ki, dilinin ucundaymış. O zaman Egemen Hoca’nın görevini neden sonlandırdın?”
Bıraksaydın da kararı gelecek yönetim verseydi?
Oldu mu şimdi bu? Tabi ki olmadı.
Kendin için doğru bir karar verirken, o doğruyu giderayak yine yanlışla hayata geçirdin.
Neyse olan olmuş hayırlısı olsun.
Gelelim bundan sonraya.
Kapiz’in istifasının ardından yönetim kurulunun seçimli olağanüstü kongre kararı aldığını öğrendik.
Tabi şimdi yine gönlünde yatan aslanı ikna etmeye çalışanlar olacak bu süreçte…
Ben, o aslan ya da aslanların kapısını çalmak yerine, ilk olarak son kongrede önemli olduğuna inandığım bir konuşma yapan Menteşe Belediye Başkanı Bahattin Gümüş’ün kapısının çalınması gerektiğini düşünüyorum.
Başkan Gümüş konuşmasında, Kapiz’in, sanırım büfe yıkımları ve Muğlaspor’a gelir getirecek ihalelere katılımına engel teşkil eden kararların alındığı dönemki, sosyal medya çıkışları ve basın açıklamalarından rahatsız olmuş olacak ki, “Makamlarda oturanlar, yaptıklarına ve söylediklerine dikkat etmelidirler. Ben Menteşe Belediye Başkanı olarak buna dikkat ediyorum” ikazında bulunmuş, kaybedilen play-off müsabakasının ilk maçında futbolcuların isteksiz hallerini de eleştirirken, çözüm yolu olarak da, “Düşeceksek kendi çocuklarımızla düşelim” çıkışında bulunmuştu.
O zaman çok lafa gerek var mı?
Adres belli…