Aradan 50 koca yıl geçmiş.

27 Mayıs 1960 darbesinden sonra yaşadığımız ikinci askeri darbe idi 12 Mart 1971 Darbesi...

Bu kez darbenin dozu biraz düşürülmüş, yönetimdekilerin kenara çekilmesi sağlanarak, CHP'nin askerlere emanet verdiği Prf Dr.Nihat Erim'in Başbakanlığında yeni bir hükümet kurulmuştu.

Ekonominin de başına, ABD'den ve Dünya Bankasından ithal edilen Attilla Karaosmanoğlu getirilmişti.

Atilla Karaosmanoğlu Turkiye'nin ilk Kemal Dervis'i idi.

Atilla Karaosmanoğlu'nun bir özelliği de Muğla’nın damadı olması idi.

Rahmetli Hüseyin Tetik'in bacanağı idi.

12 Mart 1971 askeri darbesi Deniz Gezmiş ve arkadaşları başta olmak üzere birçok gencimizin harcanmasına neden oldu.

12 Mart 1971 darbesinden sonra Türkiye’de Harita subayları, Harita Mühendisi unvanına kavuştular.

Darbeyi yapanlar, " Biz böyle istiyoruz " deyince akan sular duruyordu.

Harita Mühendisleri Odası bu karara karşı çıktı ama, engellemeye gücü yetmedi.

12 Mart darbesinin Başbakanı Nihat Erim, demokrasi ve özgürlük isteyen gençlere demokrasiyi çok görerek onlara " Demokrasinin üzerine bir şal atmış bulunuyoruz, kesin sesinizi " diyerek çok acımasız davranıyordu.

Çünkü, askerlerin emrinde idi ...

Adı da bu nedenle " Şalcı Erim " olarak anılıyordu genler arasında.

Türkiye’de bunlar olurken, demokrasimiz katledilir iken,  Batıdan çıt çıkmıyordu.

Ekonomimiz o derece kötü noktalara savruldu ki, on yıl sonra üçüncü darbe olan 12 Eylül 1980 darbesinin ortamı hazırlanıyordu sanki..

Askeri darbeler çok kötüdür.

Halkı ezerler, demokrasiyi yok ederler.

Çünkü askerlik mesleği emir komuta zinciri içinde bir yönetim biçimine göre düzenlemiştir.

Her meslek görevini yapar ise, demokrasi sistemi ancak işler.

Allah bir daha bu millete askeri darbe göstermesin...

Tarihten ders almayanlar darbeler ile karşılaşırlar maalesef...