Şiir,  kâğıda öksürmesi şairin.

Her kelime, hüsranlarıma çentik,

Şirk koşuyorum ellerimle,

Yudum yudum soluyorum içimin küfürlerini,

Kendim oluyorum, arşınladıkça sızlayan yürekleri.

Kapının sesini duymuyorum bazen,

Işıklarımı kapatıyorum takvimden habersiz.

Yüzümde, ellerimde hep bir geç kalınmışlık hissi.

Düzlüğe erdiğim zaman unutacağım basamakları.

Bu sarsıcı sükûtu mesken tuttum şimdileri.

Gök, bir bohça gibi sarmalamış yeri,

Karanlık bir kapının ardına koymuş,

Yollarım yokuş, dilim tutuklu, zihnim tarumar

Ve kuytuluğumda düşkünlüklerdeyim.

Açmaya mecalim yok kilitleri.

Çare yok, çare yok…

(Zaman:

Korları gizleyen kül,

Derin ikilem.

Yara,

Merhem.)