İnsanın kendi hatasını görmemek yapılan en büyük yanlışlardan biridir şu hayatta.
Fotoğrafta herkes öncelikle kendi gözlerini kontrol eder. Kadraja gözler kapalımı açık mı yansımış diye fotoğrafları büyütüp büyütüp sağa sola kaydırır yüz ifademizin bile nasıl göründüğüne pür dikkat bakarız değil mi? Hepimiz olmasa dahi bir çoğumuz yapıyoruz bu hareketi itiraf edelim.
Özellikle de sosyal medyalarımızda artık son zamanların olmazsa olmazı anılarımızın fotoğraflarının paylaşılması. Hiç kendimizin dışında yanınızdaki arkadaşımızın ya da o an kareye giren kişilerin verilen pozlarda nasıl çıktıklarına dikkat eden oluyor mu? Yanındakinin gözlerinin kapalı, ağzının yamuk olması umurumuzda oluyor mu hiç? Ve ya yanımızdakinin tam ağzına bir lokma bir yiyecek atarken çekilmiş pozu dikkatimizi çekiyor mu?
Peki bu fotoğraflarımızda dikkat kesildiğimiz yanlış yansıyan kusurlu görünen duruşumuzu arama, eksik arama çabalarımızı hatalarımızı ararken de sarf ediyor muyuz düşündük mü hiç ne dersiniz! Önce kendi hatalarımızı, kendimizde olan kusurları, yarım yaptığımız İşlerimizi hiç gözden geçiriyor muyuz? Zannetmiyorum… hem de hiç zannetmiyorum. Maalesef iğneyi kendimize çuvaldızı başkasına batırmayı öğrenmekte eksiğimiz çok diye düşünüyorum.
"Cömertlik ve yardım etmede akarsu gibi ol, başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol, diyen Mevlana’nın sözünü anımsayalım yaşantımızın bazı zamanlarında.
“Kusur bulmak için bakma birine, bulmak için bakarsan bulursun. Kusuru örtmeyi marifet edin! işte o zaman kusursuz olursun” sözü ise hafızalarımıza kazınması gereken sözlerinden sadece bir tanesi bana göre.
Kişinin kendi kusurları olduğunu bilmesi ve olması gerektiği gibi davranması bir olgunluk ve erdemlilik göstergesidir. Kusurlarımızı da seveceğiz elbette, ayrıca insan sevmeye kendinden başlamalı bence. “O kadar kusur kadı kızında da bulunur “ derler ya; Üzülmeyin güzel insanlar, her güzelin bir kusuru vardır.
Sevgiyle…