Güneş gökyüzünde ne tarafta olursa yönlerini o tarafa dönerler. Başka bir ifade ile anlatmak gerekirse günebakanlar ışığı takip ederler. Onların bu özelliğini hemen hemen herkes bilir. Adını da zaten güneşe baktıkları için almamışlar mıdır? Bilmediğimiz başka bir gerçek var ki; havanın bulutlu olduğu, güneşin ise tamamen yok olduğu yağmurlu havalarda günebakanlar nereye bakar hiç düşündünüz mü? Nereye baktıklarını hiç aklımızdan geçirdik mi acaba?

Enerjilerinin kaybolmaması için, enerjilerini paylaşmak için günebakanların birbirine baktıklarına hiç denk geldiniz mi? Evet enerjilerini birbirleriyle paylaşabilmek için karşılıklı birbirlerine bakarlar. Günebakanlar birbirlerine destek olabilmek için, karşısındaki günebakandan güç almak için yüzünü karşısındaki günebakana döner.

Günebakanların yaptığını insanoğlu olarak ortalamaya bakarsak yüzde kaçını yapabiliyoruz acaba düşündük mü hiç? Düşünüp konuşarak anlaşabilen insanlar birlik ve beraberlikten yana olma zamanı geldiğinde günebakanları ne kadar örnek alıyoruz?

Hayatımız inişli çıkışlı merdivenden oluştuğu sürece her zaman yaşantımızda kasvetli, bulutlu havalar var olacaktır. Her gün güneşi görmek mümkün olmayacaktır. Bu havalar genellikle kendimizi karamsar, mutsuz ve üzgün hissetmemize sebep olacaktır. Orhan Veli gibi; “böyle havada aşık oldum” diyemediğimiz günlerin varlığında umudumuzu yitirir, heyecanımızı kaybedebiliriz.

Unutulmaması gereken bir şeyde etrafımıza sadece bakmak değil görerek bakmak gerektiğidir. Mutlaka etrafımızda yüzümüzü dönebileceğimiz, sırtımızı dayanabileceğimiz, zor zamanlarımızda köstek değil destek olabilecek birileri mutlaka vardır. Biz yeter ki güzel bakmasını bilelim. Hele hele zor süreçten geçtiğimiz, hayatta kalabilmek, refah seviyemizi düşürmemek için çok mücadele ettiğimiz son zamanlarda günebakanlar gibi birbirimize destek olma ve birbirimizi korumamız en çok dikkat etmemiz gereken eylemlerden olmalıdır. Bu eyleme sözde değil özde eylemlerimiz arasında yer verirsek emin olun sırtımız yere gelmeyecektir.

Ev sahibi empati kurup kendisinin de kiracı olabileceğini düşünüp kira artışlarını makul bir fiyattan belirlerse, doktorlar da kendilerinin ya da en yakınlarının amansız hastalığa kapılıp hastane köşelerinde şifa arayabileceklerinin hesabını yaparsa, üniversitedeki akademisyenlerde bir zamanlar o sıralardan ne zorluklarla mezun olduklarını unutmazlarsa, makam sahipleri, seçilmiş ya da atanmış temsilciler oturdukları koltuklarının ömürlük olmadığının farkına varıp tabanın sesine kulak tıkamazlarsa, zengin fakiri düşünüp sofralarında israftan kaçınırsa kısacası tok açın halinden anlarsa işte o vakit günebakanlar bizi kendilerine dost edinebilirler.

Günebakanlar sürekli güneşi takip etme özelliğinden dolayı hayranlığı ve romantikliği simgeleyen çiçekler arasında yer alırlar aynı zamanda. Bulunduğu ortama neşe ve sıcaklık katarlar, görüntüleri ve farklı duruşlarından dolayı herkesi kendilerine hayran bırakan bir çiçekten neyi eksik insanoğlunun? Emin olun kibrimizle başa çıkabilmeyi başarırsak olmaz denilen birçok şeyin bir anda oluverdiğine şahit oluruz. Biz yeter ki empati kurmayı başaralım, günebakanları örnek alalım.

Sevgiyle…