Donald Trump, daha göreve başlamadan agresif ve tehditkâr söylemleriyle dünya siyasetini sarsmaya başladı. Ukrayna’nın değerli madenlerinden sonra şimdi de gözünü Panama Kanalı ve Grönland’a dikti. Bu gidişle, üçüncü dünya savaşını başlatacak liderin Trump olacağı fikri artık neredeyse kesinleşti.

Trump’ın Yayılmacı Söylemleri Tehlike Çanlarını Çaldırıyor

Trump, göreve gelmeden önce bile birçok ülkeye tehditler savurmaktan çekinmiyor. Daha önce Çin, İran ve NATO müttefikleriyle gerilim yaratan Trump, şimdilerde Ukrayna’nın kaynaklarıyla ilgilenmeye başladı. Fakat Ukrayna ile yetinmeyeceği de belli oldu. Panama Kanalı’nın ABD için daha fazla denetim altına alınması gerektiğini söyleyen Trump, Grönland’ın ise stratejik olarak ABD’ye ait olması gerektiğini savunuyor. Bu söylemler, küresel istikrarsızlığı derinleştiriyor.

Ukrayna’nın Değerli Madenleri de Hedefte

Rusya’nın işgal ettiği Ukrayna toprakları, dünyanın en değerli maden rezervlerinden bazılarına sahip. Trump’ın Ukrayna’nın kaynaklarına göz dikmesi, bu savaşı sadece siyasi değil, ekonomik bir paylaşım mücadelesine de dönüştürüyor. Peki, Trump’ın bu yaklaşımı yeni bir savaşın fitilini ateşler mi?

Panama Kanalı: ABD’nin Eski Hâkimiyetini Geri Alma Planı mı?

Trump, Panama Kanalı’nın ABD için stratejik önemini vurgulayarak, buradaki kontrolün daha sıkı olması gerektiğini belirtiyor. ABD, 1999 yılında kanalı tamamen Panama’ya devretmişti. Ancak Trump’ın söylemleri, Washington’un bu kritik ticaret yolunda yeniden kontrol arayışına girebileceğini gösteriyor. Böylesi bir girişim, Latin Amerika ülkeleriyle ABD arasında büyük bir krize neden olabilir.

Grönland: Trump’ın Bitmeyen Rüyası

2019’da Trump, Grönland’ı satın almak istediğini açıkça dile getirmişti. Danimarka’nın sert tepkisiyle karşılaşan bu teklif, Trump’ın stratejik bölgeler üzerindeki emellerini gözler önüne serdi. Grönland, zengin doğal kaynakları ve Arktik’teki stratejik konumuyla büyük bir jeopolitik öneme sahip. Şimdi Trump’ın tekrar bu konuyu gündeme getirmesi, ABD ve Avrupa arasında yeni gerilimlere yol açabilir.

Sıradaki Hedef Kim?

Trump’ın bugüne kadar ortaya koyduğu tavır, onun yalnızca Ukrayna, Panama Kanalı ve Grönland ile sınırlı kalmayacağını gösteriyor. ABD’nin müttefikleri bile onun öfkesinden payını alabilir. Avrupa, Asya ve Orta Doğu’da dengeleri değiştirecek adımlar atması an meselesi.

Trump Böyle Devam Ederse Dünya Savaşı Kaçınılmaz

Eğer Trump bu agresif söylemlerini sürdürecek olursa, küresel bir çatışmanın kaçınılmaz hale gelmesi olasılığı daha da güçleniyor. Diplomasiden çok tehdit diline başvuran Trump, dünya tarihine yeni bir savaşın mimarı olarak geçebilir.

Bugün dünya barışı için en büyük risk kim diye sorulursa, cevap net: Donald Trump!