Sevdiklerimiz ve bazen kendimiz duygularımızı bastırıyor olabiliriz. Hislerimizi açıkça başkalarına veya kendimize bile anlatmak istemiyor olabiliriz.
Ya da yaralarımızın farkında bile değilizdir. Fakat acısını hissediyoruzdur.
Bu da sebepsiz öfke, üzüntü gibi duygulara yol açabilir. Bu durumda olan kendimizsek yardım istemekten çekinmemeli,
Bir sevdiğimizse ona yardım teklif etmeliyiz.
Ayrıca bu sebepten kendimize de çevremizdekilere de biraz daha anlayışlı davranmayı deneyebiliriz.
Kaygılarınız ön plana çıkabilir. Kaygı duyduğumuz ortam, durum ve kişilerden kaçmak uzun vadede daha çok kaygı duymamıza neden olacaktır. Farkına varcağız ve ; olumsuz düşüncelerin zihnimizde olduğunu , bir çoğunun gerçekleşme ihtimalinin çok düşük olduğunu hatırlayacağız. Elimizden gelenin en iyisini yapmaya odaklanacağız. Mükemmelliyetçi olmaktansa yapabileceğimizin en iyisine odaklanacağız. Kimse mükemmel değildir. Ana odaklanmak için mindfullness pratikleri yapacağız. Bizi kaygılandıran ortam, durum ve kişilerden kaçmak yerine onlarla yüzleşerek düşüncelerimizin değişmesine izin vermeliyiz.
Bu tarz durumlarda kaçmak uzaklaşmak bir çözüm yolu yada bir kurtuluş olmaya bilir. Bazen bazı şeylerin daha çok üstüne giderek bir başarı elde edebiliriz. Bu kendimizi tanımamıza da neden olacaktır.
Nasılsın? Sorusunu iyiyim diye cevaplandırmak her zaman iyi olduğumuz anlamına gelmeyebilir. Bazen bizler için duygularımızı açıklayabilmek, gerçekte nasıl olduğumuzu söyleyebilmek zor gelebilir.
İlk adım kendimize dürüst olup, kendimizin nasıl olduğunu anlayabilmektir. Yardım istemekten çekinmemeli ve hatta farkındalığımızla gurur duymalıyız. Her birimizin zorlukları, kolaylıkları; duyguları yaşayış şekli farklıyken bir birimizi yargılamamaya çalışabiliriz.
Bazen ‘’İyiyim.’’ derken içimizde bambaşka şeyler yaşıyor olabiliriz.
Birbirimizi anlamaya çalışalım. Birbirimizi dinleyelim, tekrar soralım ‘Gerçekten nasılsın?’