Hürriyet Gazetesi’ni elime aldığımda manşetinin Bodrum olduğunu gördüm. Doğal olarak dikkatimi çekti. Başlık şu şekilde "72 liralık lahmacun sorgusu" . Vergi denetimi yapıyorlar yani mekanlara. Aldığınız verdiğiniz bir mi bakalım. Kaçı kayıtlı kaçı faturalı? Örnek vermişler gazetede diyorlar ki 2 çuval un 20 kg kıyma satın aldığını beyan eden işletme sadece 100 adet lahmacun sattığını beyan ederse kalan un ve kıymaların akıbeti soruluyor. Fiyatlar trajikomik! Makarna 120 TL. Şişe soda 15. Müzik parası eklemişler birde 50 TL onu çok anlayamadım. Ne yani plajlarda müzik dinlemek istemiyorum dersen ne yapacaksın kulaklarını mı tıkayacaksın? İnşallah öyle değildir.
Eee bu mekanların fiyat sorunları zaten uzun süredir gündeme geliyordu. İnsanlar fikir ayrılığına düşmüştü bu durumda. Bir kesim diyor ki kardeşim bizim denizimizi, plajımızı aldılar, sahil kesimini sattılar biz kendi bölgemizde denize girmek için para mı vereceğiz?
Diğer kesim diyor ki, ee güzel olmuş buralar turizm bölgesi böyle yerlerin olması çok doğru. Bodrum cennet resmen insanlar bırak plajı Bodruma girerken para vermesi gerekli diyorlar.
Şimdi gelelim en tuhaf kesime. Mekana gitmiş, denizine girmiş, yemeğini yemiş sonra diyor ki bir lahmacuna 72 lira fiyat biçilir mi, yok su 10 TL olur mu? Kardeşim kalk git kimse seni zorla bir yerlerde tutmuyor fiyatlar uygun değilse git başka yerde gir denizine, ücretli plajlar haricinde girecek yer mi yok? Her şeyi bilerek denizine girdin, yedin, içtin sonra hesap fazla gelince sosyal medyalarda yok böyle olur mu, yok burası çok pahalı gelmeyin falan deme. Mekanın ne suçu var adam koymuş fiyatını ister gel, ister gelme. Sana kalmış diyor. Fiyatların haklı kazancı, haksız kazancı ayrı oralara girmiyorum. Fakat kendi ayaklarınla gidiyorsan, ağlamayacaksın da, orayı burayı kötülemeyeceksin de.
Şimdi size soruyorum 72 liralık lahmacunu satan mı suçlu, yiyen mi suçlu?