Son verilere göre ülkem insanının yarıya yakını yoksulluk sınırında yaşıyor. Yoksulluk, sağlıksızlık demektir. Yoksulluk sağlık harcamalarını ötelemek olup, birey, aile ve topluma sağlık harcamalarından kısmayı dayatır. Dolayısıyla birey bu sıkıntıda sağlık hizmetine erişimi azaltır, bu durum sağlıkta bozulmayı, bozulma ise iş gücü ve iş günü kaybına neden olarak, yoksulluğu açlık sınırına getirir.

Ülkemizde kamu sağlık harcamaları ekonomik büyümeden daha hızlı bir oranda artmaktadır. Bu artışın nedenleri; ortalama insan ömrünün önemli oranda uzaması ve nüfusun yaşlanması, hastalıkları önleme, teşhis ve tedavi olanaklarındaki teknolojik ilerlemelerin sağlık giderlerini pahalılaştırması ve bilinçsiz çoklu ilaç alımları olarak sıralanabilir.

Bir ülkede sağlık hizmet harcamaları, ülkenin geliri ile sınırlıdır. Ülkemin bütçesinden sağlığa ayrılan pay ne yazık ki yüzde 5’in üzerine çıkamıyor. Başka bir deyişle Türkiye, sağlığa yeterince kaynak ayıramıyor. Yapılan çalışmalarda, savunma harcamaları ile sağlık harcamaları arasında negatif yönde ilişki bulunmuştur. Savunma harcamaları yüzde 1 artarken, sağlık harcamalarının ortalama yüzde 1,87 oranında azaldığı saptanmıştır.

Sağlık hizmetinde verimlilik, kalite, harcamalar ve hizmete ulaşım önemlidir. Türkiye’de her 1000 kişiye 2’den az doktor ve 4’ten az hemşire düşmektedir. Kişi başına düşen hemşire sayısının en yüksek olduğu ülkeler arasında İrlanda, İzlanda ve Hollanda başı çekmektedir (13/1000). Ölçeğin alt ucunda ise Türkiye, Kore, Meksika ve Yunanistan yer almaktadır (4>/1000 ). Hemşirelerin görece gelirlerinin en yüksek olduğu ülke;Avustralya ve Yeni Zelanda olup, gelirin görece en düşük olduğu ülkeler ise Çek Cumhuriyeti, Macaristan ve Türkiye’dir.

Türkiye’de ödeme politikası, bakımdan çok tanı ve tedaviye odaklıdır. Yapılan bir çalışmada, sağlık hizmeti başvurularının yüzde 90’ı tedavi hizmeti için olup, koruyucu sağlık hizmeti talep edilme oranı oldukça düşük bulunmuştur. Sağlık harcamalarında hastalığa bağlı üretim kayıpları ile komplikasyon ve tedaviden doğan iş günü kayıplarının dolaylı maliyetleri, çoğu kez göz ardı edilmektedir. Yatarak tedavi görenlerde en fazla karşılaşılan komplikasyonlar ilaç ve hastane enfeksiyonları olup, bu durum hastanın hastanede kalış süresini, dolayısıyla tedavi maliyetini artırmaktadır.

Verimlilik, bir faaliyetin hem maliyetini hem de yararlarını dikkate alan bir kriterdir. En az maliyetle maksimum çıktı, başka bir deyişle; hasta olmadan sağlığı korumak, hasta olunca da iyi bir tedavi ve bakımla kısa sürede iyileşmektir. Hastalıkta sağlık hizmeti alma oranı, düşük gelirli hanelerde yüksek gelirli hanelere göre daha azdır. Toplam cepten yapılan harcamaların dörtte birinin gayriresmî olduğu, kayıt dışı ödemelerin çoğunun nakit olarak ayakta tedavi hizmetleri için kullanıldığı saptanmıştır. Yoksul insanların kişi başına ödedikleri miktar, yoksul olmayanların ödediklerinden, yaşlı insanların ödedikleri de gençlerin ödediklerinden fazla bulunmuştur. Sağlığa erişim, kentsel kesim için kırsal kesimden çok daha kolay olup,  kırsal alanda yaşayanlar için sağlık harcamaları, kentsel alanda yaşayanlardan önemli ölçüde yüksek bulunmuştur.

RUSYA MI UKRAYNA MI? RUSYA MI UKRAYNA MI?

Hastalıklardan korunmaya odaklanılması, tedavi hizmetleri üzerindeki baskıyı hafifletebilir. Dolayısıyla sağlık harcamalarını azaltma; sağlığı koruma, evde bakım ve rehabilitasyonla olasıdır. Evde bakım hastane maliyetinden daha az olup; yaşam kalitesini yükselten, hastanın evde bağımsızlığını sağlayan ve ailenin tükenmişliğini azaltan bir hizmettir. Hemşireler, koruyucu sağlık çalışmaları ile hastalıkları önleyerek sağlıklı ve üretken bir toplumu oluşturmada; hastalık hâlinde ise iyi bir bakımla, bireyin kısa sürede işine dönmesini sağlamada etkin rol alarak ülke ekonomisine dolaylı, sağlık ekonomisine ise dolaysız katkı sağlayabilirler.

Sonuç olarak; sağlığı koruma ve geliştirme çalışmaları, düzenli sağlık kontrolleri ile erken tanılama ve hastalıkların kısa sürede tedavi edilmesi sağlık harcamalarından tasarrufu mümkün kılar.

Editör: Gazete Muğla