11 tane siyahi genç girdi toplantı odasına bir futbol takımı edasında. Hoş geldin beş gittin derken hemen işimize koyulmak istedik. Mail üzerinden yazışmaların çıktısını almıştık prosedürle ilgili herhangi bir problem çıktığında yazışmalarımızı gösterip mutabakata vardığımız konunun bu olmadığını söyleyecektik hesapta. 

İçlerinden en entel görünümlü olanı masanın başına oturmuştu ve bizimle müzakereleri yürütüyordu. Kendisi şirketin sözde lojistik müdürüydü. Ürünlerin Zambia’da üretildiğini ve Tanzanya’ya nakledilmesi gerektiğini o sebeple alıcının ciddiyetini görmek için navlun ücretini ve sigortasını önden avukat aracılığıyla ödememizi istediler. Bunun karşılığı da ticaretin 10%’na tekabül etmekteydi neredeyse yarım milyon dolar.

Tam bu noktada arkadaşım yazışmaları kendilerine gösterdi fakat böyle bir yazışma yapmadıklarını üstüne basarak inkar ettiler(mail adresi kendilerinin olmasına rağmen). Tabi bu reaksiyonlarından sonra oradan bir an önce ayrılmamız gerektiğini anlamıştık.

Önden istedikleri ticaretin 10%’luk dilimi yaklaşık yarım milyon dolara tekabül etmekteydi ve öyle bir ödeme yapacak gücümüz yoktu, olsaydı bile vermezdik. Çünkü bize verilen öğütlerin en önemlisi iş yapmayı düşündüğünüz hiçbir Afrikalıya “değil 100 dolar, 5 dolar bile vermeyin” idi. Fakat biz ani ve olumsuz tepki vermekten kaçındık malum korunaklı bir villanın içinde 11 Afrikalıyla beraberdik, bizi üst kata çıkarıp rehin alsalar yapacak hiçbir şeyimiz yoktu. Evet istedikleri parayı vermeyeceğimizi biliyorduk ama onlara tam tersi görüntü çizdik.

Türkiye’den ayrılırken bildiğimiz prosedürün aksine hiç işimize gelmeyen bir prosedür sunmuşlardı. Müşterimizin de bu değişikliklerden haberdar olması gerektiğini otele döndüğümüzde müşterimizle Skype görüşmesi yapıp durumu müşterimize açıklamamız gerektiğini ancak pek bir problem yaşamayacağımızı düşündüğümüzü belirttik. Ertesi gün tekrar gelip müşterimizin onayıyla sözleşme görüşmelerine başlayabileceğimizi söyledik. Hepsinin suratında meleksi bir tebessüm belirmişti.

Her hangi bir problem yokmuş gibiydi ve o villadan artık ayrılmaya hazırdık. Çıkarken araba bizi bekliyordu ve arabaya binmeden önce sigara yaktık. İçtiğimiz Kent sigaraya göz dikmişti bizim sözde iş ortaklarımız ve müdürler, bıraktık tek paket sigarayı ve atladık arabaya.

Otele doğru giderken ortağıma ilk uçakla Türkiye’ye dönmemiz gerektiğini söylüyordum. Odaya döndüğümüzde ilk iş Türk Hava Yolları’nı arayıp dönüş tarihimizi erkene çekmemiz gerektiğini düşünerek yola koyulmuştuk.

82 Yaşındaki Doğa Aşığı Rehber 82 Yaşındaki Doğa Aşığı Rehber

Otele dönmüştük fakat bizi bırakan adamlar otelin parkından ayrılmamışlardı. Bizim otele girişimizi ve odaya yerleştiğimizi görmek istediler ve biz bunun farkındaydık. Otel odamıza girdikten beş dakika sonra şort mayomuzu ve terliklerimizi giyip havuza doğru yol aldık. Hala aynı yerde olduklarını ve bizi gözetlediklerini biliyorduk çünkü arabanın başında kahve almış arkadaşıyla sohbet ediyordu rahatlıkla görünebiliyordu.

Yaklaşık 1 saat havuzda hiçbir şeyden haberimiz yokmuş gibi vakit geçirdikten sonra elemanlar otelden ayrıldı. Arabalarının otelden çıktığı anla birlikte hızla odamıza geçtik ve telefona sarıldık. İlk uçakla dönebilmek için THY’yi aradık ve en yakın İstanbul seferinin 3 gün sonra olduğunu öğrenince biletimizi değiştirmedik çünkü 5 gün sonrayaydı dönüş biletimiz. 3 gün kalan 5 gün de kalır dedik ve fark ödemek istemedik.

Thy’den istediğimiz cevabı alamayınca Tanzanya Türkiye büyükelçiliğini aradık. Yaşadığımız tecrübeyi anlattık ve konsolosluğa sığınma talebinde bulunduk. Bulunduğumuz lokasyonun çok uzak olduğunu ve saat 17’yi geçtiği için çalışan kimsenin bulunmadığını o sebeple araba gönderemeyeceklerini söylemişti telefondaki konsolos çalışanı. Kendi çabamızla gelebileceğimizi söylemişti ancak. Telefonu kapattığımız gibi valizlerimizi toparlamaya başladık. Hemen otelden çıkışımızı yapıp taksiyle Türkiye Elçiliğine gittik.

Elçiliğe girdiğimizde gerçekten mesai bitmişti ve kimseler yoktu etrafta. Biz bir odaya girdik ve beklemeye başladık. Yasemin isimli  elçilik çalışanı bir hanım bizi dinlemek için odaya girdi ve biz hemen başımıza geleni anlatmaya başladık kendisine. Bu tür hikayelerin burada çok olduğunu birçok vatandaşımızın aynı şekilde mağdur olduklarını ve dolandırıldıklarını anlattı bize. Bizim herhangi bir ödeme yapıp yapmadığımızı sordu sonra. Çok şükür ki 5 cent bile ödeme yapmamıştık, giden tek şey 1 paket sigaraydı hepsi bu.

Yasemin hanım bizi ağırladıktan sonra konsolosluğun anlaşmalı olduğu bir otele yerleştirdi. Konsolosluğa yaklaşık 700 metre uzaklıktaydı ve Türkiye konsolosluğu misafiri kontenjanından giriş yapmıştık otele yaklaşık 50% indirimli. Tam aradığımız istasyonu bulmuştuk hem güvenli hem de dünyanın önde gelen otel zincirlerinden bir tanesiydi. Otelin 1 girişi ve 1 çıkışı vardı, güvenliği oldukça sıkı görünüyordu. Keyfimiz yerine gelmişti ve artık görüşmelerimizi yürütmememiz için aksi bir durum yoktu. Görüşmelerimizi otelde gerçekleştirmek en güvenli yol olduğunu düşünerek çalışmaya başladık. O kadar güvenliydi ki 1 haftalık planladığımız iş gezisini 45 güne uzatacaktık ama buna ne kadar hazırlıklıydık. Buraya kadar gelmiştik ve iş yapmadan dönmek istemiyorduk, işlerin Afrika’da ne kadar yavaş işlediğini yaşadıkça öğreniyorduk.

Tanzanya’da ve Dar Es Salaam’da hatırı sayılır oranda Türk yatırımcı bulunmaktaydı. Konsolosluktaki Yasemin hanımın referansıyla B. B… ile görüşmeye gittik. Birçok alanda yatırımları vardı altın rafinerisi işletiyordu, Tanzanya’da taş madenleri, ıslak mendil ve kozmetik ürünleri, gıda, tekstil ve turizmle ilgili yatırımları mevcuttu. Bize bazı bilgiler verdi fakat yardımcı olduğunu söyleyemem. Daha çok gözümüzü korkuttu desek daha doğru olur. Aslında yardımcı olmasını ümit ediyorduk çünkü memleketinden iki gençtik ve bize yardım edeceğinden emindik. Çünkü ben olsam yardım ederdim. Ama tam beklentimizin aksine bizi bu şekilde korkutmasına çok içerlemiştik ve aksine daha da hırslanmıştık. Bu son görüşmemiz olmayacak Burak beyle bu kesin.

45 gün boyunca Dar Es Salaam’da araştırmalar yaptık, gümrük, navlun, antrepo, sigorta, taşımacılık, analiz şirketleri ve şirket kurulumu hakkında oldukça bilgi ve birikimimiz oldu. Bu süreçte önümüze çıkan avukatlar, müdür kılıklı çakallar, ham elmaslar, ham altınlar vs. Sonunda Tanzanya – Dubai arasında bir iş girişimiyle Dubai üstü memlekete dönüş yaptık.

Devamı yarın…

Editör: Gazete Muğla