Tanzanya hakkında kaç zamandır yazmayı düşünüyordum fakat Cumhurbaşkanımızın Tanzanya Dar Es Salam gezisinden sonra bu yazıyı yazmanın tam da zamanı diye düşündüm. Bilmem kaç kişi bilir oraları, kimlerin ne tür fikri var Tanzanya ile ilgili tahmin edemiyorum. Ama ben naçizane bizzat yaşadığım tecrübeleri aktararak bir nebze de olsun fikir edinmenizi istiyorum.

İlk tecrübem 2015 Haziran ayında gerçekleşti. İnternet üzerinden yürüttüğüm bakır katot pazarlıklarının sonuna gelmiştim. İnternet üzerinden alım satım sözleşmelerini imza aşamasına getirmiş son noktayı koymak için Tanzanya’ya gittim bir maden mühendisi arkadaşımla beraber. Maksimum 1 hafta kalacağımızı planlarken Afrika’da işlerin aslında ne kadar ağır işlediğini bilmiyorduk tabi.

Afrika’ya gitmek çok sık yaptığımız bir eylem olmadığından tedirginlik vardı üzerimizde. Konaklama konusunda tanınır dünyada marka olmuş otellerden birine rezervasyonumuzun yapılmasını istedik Afrika’lı iş ortaklarımızdan. Bu konuda oldukça titiz ve ısrarlıydık.

Ayrıca oraya daha önceden giden büyüklerimizden tavsiyeler ve referanslar istedik. Gitmeden önce en büyük tehdit sivrisinek ısırıklarından neden olan sıtma hastalığıydı. O sebeple uçuşumuzdan 15 gün önce Sarı humma aşılarını olmuş, kalacağımız kadar da ilaç almıştık yanımıza ve üç beş adet sinkov dediğimiz losyonlardan aldık. 1 hafta yetecek kadar almıştık oysa.

Sonundaiş bitirme heyecanıylaTHY’nin İstanbul – Dar Es Salam seferine Bismillah deyip atladık iki kafadar.7,5 saat süren yolculuğun sonunda Dar Es Salam Havalimanına ulaştık. Saat sabaha karşı 04:00 sularıydı. O saatte bile havanın sıcaklığı alışa gelmişin dışındaydı buram buram hissediyordunuz sıcaklığı. Pasaport kontrolünde polisler tek tek soruyor gelen yolcululara “ne amaçla buraya geldiniz” diye. Tabi biz hazırlıklıydık. Daha önce gelen ağabeylerimizin tavsiyesi üzerine Turizm amaçlı geldik dedik. Şayet gerçeği açıklayıp iş için geldiğimizi söyleseydik vize ücreti olarak 100 USD ödemek zorunda kalacaktık. Turist görünümü vererek 50 USD ile geçtik pasaport kontrolünü.

ANLAYANLARI ALKIŞLIYOR ANLAMAYANLARA ANLATIYORUZ ANLAYANLARI ALKIŞLIYOR ANLAMAYANLARA ANLATIYORUZ

İnternet üzerinden görüştüğümüz iş ortaklarımızın adamları karşıladı bizi. Otelimize yerleşmek amacıyla hareket ettik. İstediğimiz otele gidiyoruz diye düşünürken Dar Es Salam şehrinin yaklaşık 12 km uzağında bulunan White Sands Hotel diye bir yere yerleştirildik. Biz size Hilton dedik siz bizi buraya getirdiniz diyerek mırın kırın ettik fakat sabaha karşı 05.30 sularıydı ve çok yorgunduk, otel de gayet iyi görünüyordu biz de fazla uzatmayıp odalarımıza çekildik.  Sabah ola hayrola dedik ve saat 11’de toplantı için randevulaşıp istirahate çekildik.

Ertesi sabah bizi karşılayan ikili otelin kapısında belirdi malum işimiz mühim uykuya ne hacet. Mühendis arkadaş tam plaza çocuğu gibi takım elbise giymiş oldukça motive doluydu. Ben ise Afrika’da kot ve gömlekle takılma taraftarıydım çünkü eğitim yıllarımdan Afrika’lı arkadaşların potansiyellerine az çok vakıftım o yüzden dikkat çekmek istemiyordum. Hoş Afrika’da bir beyaz olarak dolaşıyorsan zaten dikkat çekiyorsun ve açık bir hedef demeksin çünkü Afrika’da beyazları bir insan değil dolar olarak görmektedirler.

İşimize bir an evvel koyulmak atladık bizi bekleyen arabaya. Yine değişik engebeli yollardan giderek yaklaşık yarım saatlik bir yolun ardından varacağımız yere geldik. 3 katlı bir villaydı burası, dış cephesini göremiyordunuz çünküyaklaşık 2 metrelik koruma duvarıyla örülüydü ve duvarın üzerinde dikenli teller vardı. Bu manzaraları da giden ağabeylerimizden duymuştuk fakat bu tür yerlerden uzak durmamız söylenmişti.Kapalı kapı bir koruma tarafından açıldı söz konusu villanın avlusuna girdik. Gözlerimiz tabela arıyordu“BremontMetals LLC” diye bir ibare görmeyi ümit ederek.Fakat buranın işyeri olduğunu gösteren en ufak bir iz yoktu maalesef. Artık alnımızdan değil arkamızdan akıyordu ter. Tabi oldukça rahat görünmek gerekiyordu ve biz de korkusuzmuşçasına girdik villanın içine.

Girişte bir resepsiyon tarzı bir masa, masanın başında orta yaş bir bayan ve onun arkasında Swalihi dili yazılı bir takım evraklar. Biraz içimiz rahatladı çünkü az da olsa kurumsal bir görüntüyle karşılaşmıştık içerde. Resepsiyonda duran bayan bizi toplantı odasına davet etti. Toplantı odasında kimse yoktu uzunca bir masa ve etrafındaki masalardan başka. Biz de masadaki yerimizi aldık. Plaza ruhlu arkadaşım tam takım hazırdı, jilet gibi takım elbise, ipad, ajanda, kalemler, hesap makinesi, kartvizitler vs. hepsini özenerek dizdi masaya. Şaşkınlığımı gizleyemiyordum çünkü kendisi benim kadar şüpheci değildi ve ona göre bu şirket doğru şirketti. Ben en azından ipadi gizlemesini söylemiştim o da öyle yaptı. Neyse biz iki sap beklemeye koyulduk Afrikalı müstakbel iş ortaklarımızı ne de olsa internette her şey tamamdı bütün konularda mutabıktık.

Yazının devamı yarın…

Editör: Gazete Muğla