Dün akşam Muğla Üniversitesin AKM salonunda, saat 19:30’da Sinema ve Toplum Bilimleri Topluluğu’nun düzenlediği jazz konserine gittim. Cenk Erdoğan Triosu’nun Muğla’daki ilk konseriydi ve de ücretsizdi. Hem uzun aradan sonra jazz gösterisine gitmek hem de Muğla halkının jazza olan ilgisinin hangi boyutta olduğunu görmekti amacım.
Ayrıca arkadaşlarla beraber çürümeden geçirebileceğimiz bir etkinlik bulmuştuk sonunda ve hevesliydik. Çürümeden kastım sabahtan akşama kadar vaktini boş boş kafeteryalarda çay, kahve içerek, laflayarak geçirmek (Son dönemlerde gençlerin en moda aktivitesi ve biz buna arkadaşlarla “çürümeli” diyoruz, vakit öldürenler)
Neyse konumuza dönelim, gösteri saatine 10 dakika kala girdik içeri ve salona girdiğimizde gözlerime inanamadık, katılımcı oranı oldukça yüksekti ve yer yok denecek kadar azdı. Tabi bunda gösterinin ücretsiz olmasının etkisi de yüksekti sanırım.
Jazz müziğini gerçekten sevenler ve dinleyenler ön safta yerlerini almışlardı. Jazz müziğini merak edenler ise orta ve arka kısımlarda yerlerini almış beklemekteydiler. Yarım saat geçti hala sahneye çıkan yoktu ve salonun havalandırması çalışmıyordu. Sıcakla beraber sabırsız topluluk alkış protestosuna başladı inceden. Neyse ki alkışlardan sonra grup sahneye çıktı tabi yarım saat gecikmeli.
Konser başladı, ilk iki parçadan sonra dinleyicilerden kopmalar başladı. Salonu sessiz ve sakince terk ettiler. Zaten bu tip durumlarda ilk cesareti gösterip kalkanlar, kalkmak isteyen diğer izleyicilere ilham olur. Ve öyle de oldu. Protesto edip alkışlayanlar salonu ilk terk edenlerdendi mesela. Konserin ortasında ise salonun yarısı boşalmıştı. Fakat salonda bulunan diğer katılımcıların andan ve müzikten keyif aldıkları vücut dillerinden okunuyordu resmen. Sonuna kadar dinleyip avuçları patlayana kadar alkışladılar.
Bir de jazz müziğiyle alakası olmayan birkaç izleyici vardı, ağır ağabey dediğimiz şahıslar. Sevgililerini koluna takmış jazz konserine gelmişler, onlar da dayanamayanlardandı haliyle. Zaten senin neyine bu tür organizasyonlar, oraya ait olmadığın ilk bakışta anlaşılıyordu. O an aklıma kanal D’de yayınlanan ben bilmem eşim bilir programı geldi. O yarışmada eşlere, kocaları veya hanımlarının dayanmasıyla ilgili sorular sorulur ve tahmin ederler. Efendim kaç acı biber yiyebilir? Penaltıdan kaç gol atabilir gibi. – Jazz konserinde eşiniz kaç dakika kalabilir? O misal dün birçoğu yarım saat dayanamadı. Çünkü dün o adamlara ve hatta o bayanlara resmen işkence gibiydi o müzik. Madem bu tür müzikleri sevmiyorsun ne işin var senin jazz konserinde hiç gelip de dikkat dağıtma daha iyi.
Fakat yine de jazz müziğini sevenlerin hakkını yememek lazım, Muğla’nın belli bir jazz müzik potansiyeli olduğunu dün gece gördük. Bu güzel etkinlik için önce üniversite rektörlüğünü ve sonra da sinema & toplum bilimleri topluluğunu kutlarım. Bu tür etkinliklerin sıklaşmasını umuyorum çünkü Muğla’nın buna ihtiyacı var.