Basın İlan Kurumu’nun genel kurul seçimlerine saatler kala, Anadolu gazeteleri ve internet haber sitelerini temsilen görev alacak adayların hareketliliği dikkat çekiyor. Adaylar, imtiyaz sahiplerini ziyaret ederek, gazetecilik sektörünün sorunlarını dile getirip çözüm önerilerini sundular. Bu süreçte, seçimlere katılamayacak kişilerden vekâlet aldılar. Hatta katılacak adaylardan bile vekâlet istemeleri ise ayrı bir tartışma konusu oldu.

Seçim yarışında adayların saha çalışması yapması, çözüm önerileri sunması ve destek istemesi tabi ki doğal. Ancak, seçmenlerin bizzat katılacaklarını beyan etmelerine rağmen vekâlet alma çabaları düşündürücü.

Daha da ilginç olanı ise adayların yanı sıra cemiyet başkanlarının ve diğer paydaşların da vekâlet toplamak için adeta bir yarışa girmeleri. Kimlerden kaç vekâlet alındığı gibi detayların konuşulduğunu duyuyoruz. Belki de onların da görevleri arasındadır,(!) ben bilmiyorumdur cahilliğime verin!

***                               ***                               ***

Bu süreç bir yarıştan çok, vekâlet üzerinden güç gösterisine dönüştüğünü düşündürüyor. Cemiyetlerin, meslektaşlarının sorunlarına bu kadar ilgi gösterip gösteremediklerini sorgulamadan edemiyor insan.

Keşke meslektaşları için de aynı enerjiyle çalışsalar!

Gazetecilik mesleğinin kendi içinde yaşadığı sorunları olduğunu es geçmemek gerekiyor. Geçmişte meslektaşlarımızı menfaat çatışmaları nedeniyle şikâyet ettiğimiz, meslektaşlarımızın ekmeğini tehdide soktuğumuzu; Hatta şikâyetlerimizi, adli yargıya taşıdığımız örnekleri hâlâ hafızalarımızda. Meslektaşlarımız bu mobbinge maruz bırakan yine kendi meslektaşlarımız olmadı mı? Herkes sağır dilsizi oynamadı mı? Bu durum, meslek etiği ve dayanışma ruhu açısından da üzerinde düşünülmesi gereken bir mesele.

Basın sektörünün sorunları ortada. Başkanlık, üyelik ya da temsil makamları masanın başında, sağında solunda oturma yarışı değildir, olmamalıdır. Mesleğin itibarını yükseltme ve gazetecilerin haklarını savunmak için bir araç olduğunu unutmamak gerekiyor.

Bizler seviyoruz, isimlerimizden önce bir sürü unvan eklemeyi. Önemli olan bu unvan ve yetkileri kendi menfi çıkarlarımız için kullanmamak değil mi?

Artık temsil makamları temsil ettikleri yerleri ve kişileri unutmadan görevlerini icra etmeliler…

Ne demiştik; Geldik gidiyoruz işte…