Gazze’de, İnsanlığa yapılan bunca acımasız zalimliğe, çoluk çocuk demeden, yaklaşık 48 bin kişinin açık hava hapishanesinde, öldürüldüğü bu İnsanlık vahşetine karşı, Gazze, büyük bir insanlık zaferi kazanmıştır.

Vahşice yıllarca saldıran, onca gelişmiş ileri teknoloji, askeri araçlar ve yapay zeka desteğine rağmen, tüm askeri güçlerini, acımasızca kullanmalarına rağmen, İnsanlık kazanmıştır. Gazze zaferi, tüm İnsanlığa iyi bir ders niteliğindedir.

Gazze, İnsanlık onurunu korumuştur. Dünya artık, Gazze öncesi ve sonrası olarak anılacaktır.

Gazze halkı, İnsanlığın unutamayacağı destanlar yazarak, büyük bir kahramanlık örneği sergilemiştir. Gazze’ye her daim, destek veren Türkiye ve diğer ülkeleri, Ülkeleri destek vermese de, İnsanlığa sahip çıkan, ülke halklarını, bu İnsanlık zaferin kazanmasında, emeği olanları, yürekten kutlarım. İnsanlık kazanmıştır.

Seküler materyal anlayışın ürünü olan, Dünyada İnsanlığı vahşice sömüren, Liberal Kapitalizm sisteme karşı, İnsanlık ülke halkları, İnsanlığa yapılan bu vahşet sonrası, onların sömürü sistemini, artık istememektedir.

İnsanlık adına, her alanda yapılan, bu sömürüye karşı, dik durarak, artık sömürülmek istemiyoruz, İnsanlığı vahşice öldürdünüz, ezdiniz, yozlaştırdınız, sömürüye yeter artık denilerek, insanlık haykırmaktadır.

Batının İnsanlığa, bu sömürgecilik anlayışında, zengin coğrafyaları, emperyalist hakimiyet kurma anlayışı olduğu için, her alanda kendilerini, İnsanlığın sahibi olarak görmektedirler.

Bilimsel ve teknolojik temeldeki, kendi geliştirdikleri ürünleri, ancak bizim tüketmemizi ve İnsanlığı sürekli yapay zeka ve robotlar ile kontrol etmek istemektedirler.

Kapitalist sistemin çarkı ve kurumları, bizleri her alanda bölüp parçalarken, geliştirdikleri sistemi de, sadece elitlere, onlara hizmet etmektedir. Tüm ürün ve hizmetlerinde, karımaksimize ederek, tüm değerleri yok etmekte, İnsanlığa büyük zarar vermektedir.

Batı Seküler kaynaklı, İnsanlığı sömüren ve yozlaştıran bu sistem bilindiği ve görüldüğü halde, İnsanlığa ve mazlumlara sahip çıkan Türkiye’de, neden Kapitalizm ısrarla sahip çıkılmaktadır? İnsanlığa yaptığı vahşet bilindiği halde, acımasızca neden uygulanmasına devam edilmektedir?

Seküler bir sömürü sistemin, kendi özümüz ve değerleri tükettiğini, her alanda bize zarar verdiğini, kendi Türk örf adet ve İslami değer kodlarımız ile sürekli her alanda çatıştığı, görülmekte ve bilinmektedir. Neden görülmezden gelinmektedir? 

İnsanlığı vahşice sömüren, yozlaştıran ve bitirme noktasına getiren, bir Kapitalizm sistemi ile Türkiye’nin yol yürümesi, artık mümkün değildir.   

Bizi sömüren ve yozlaştıran, bu sistemden bizi kurtarmaya, Batıdan mı gelecekler? Gelin bizi kurtarın mı diyeceğiz? Biz çözümü onlardan mı bekleyeceğiz?

Elbette hayır. Batı emperyalizmi, bunu hiç bir zaman yapmayacaktır. Tam aksine, Türk İslam coğrafyasının zenginliklerini, yine acımasızca alarak, sömürmeye acı çektirmeye, her alanda daima devam edeceklerdir.

Üretmeyen bir İslam Dünyası vardır. Bunun en belirgin kanıtı, kendi değerimize ait fikirsel üretim göstergesi olan patentlerdir. İslam Dünyası ülkeleri ve üniversiteleri, akademik çalışanların, yılda ne kadar patent ürettikleri, ne kadar düşük olduğu ortadadır, halimizi anlatmaya gerek yok.

Kapitalizm sistemine karşı, kendi özümüz ve değerlerimizi her alanda ayağa kaldıracak, yapılan onca sömürü ve yozlaşmaya karşı, elbette çözümsüz değiliz.

Dertle, yılların getirdiği saha tecrübe deneyimleri temelinde, akademik bir çalışma olan, İslami İktisadi bir yapıda, Kadim Ahilik köklü medeniyetimiz temelde, Vakıf Sistemi çalışmasına, adil bir ekonomi sistemi, uygulamalı olarak, gelin hep birlikte sahip çıkalım.

İnsanlığa, mazluma sahip çıkan, ceddimizin bize emaneti vatanım Türkiye’nin,

Kadim tarihi medeniyet birikimi ve ecdadından aldığı köklü miras olan, Türk örf adet ve töresine, İslami fütuhat ve Ahilik değerine, Adalet, Hakikat ve Liyakat temelli, Vakıf Sistemine sahip çıkılması, 21.Yüzyıla daha güçlü birşekilde, damga vurabiliriz.

Kapitalist sistemine ğittiği, bizlerine hale getirdiği, acı gerçekler ve halimiz ortadadır.

Üniversitede, akademide, kurumlarda, iş dünyasında, makam sahibi kişilerde, üretmeyen, sürekli tüketimi teşvik eden, bir faizli Kapitalist sisteme neden ses çıkarmazlar?

Kurumlarda, çeşitli sıfat ve makamlardan güç alan, kendilerini iyi kamufle eden, İnsanlığı sömüren, yozlaştıran ve bitiren, üretmeyen bir Kapitalist sistemi, neden konuşmazlar ve dile getirmezler? Özellikle neden sahip çıkarlar?

Yıllarca zulüm edilen, vahşice sömürülen, Türkiye’nin desteği ile esaretten kurtulan, yeniden özgürlüğüne kazanılan, ülke coğrafyalarında, tekrar Seküler sömürü, ezen faizli Kapitalist sistem mi uygulanacak?

Kapitalizm bitme noktasında olduğu bir dönemde, İnsanlığa bunu nasıl izah edilecek? İnsanlık artık kendisinin sömürülmeyeceği, daha adil bir ekonomi sistemde yaşamak istiyor.

Özgürlüğüne yeni kazanılan coğrafyalarda, ülkelerde, sömürün olmadığı, daha adil bir ekonomi sistem yapısı, Türkiye’nin desteği ile mutlaka uygulanmalıdır. 

İnsanlığa örnek olunmalıdır. Sömürü ve ezilmenin olmadığı, Adil bir sistem yapısı uygulanmalıdır. İnsanlığın edep ve tevazu sahibi olacak şekilde, yılların yaşadığı acı tecrübe sonrası, birbirlerine sevgi ve muhabbetle yaklaşmalıdır.

İslam coğrafyası, her şeyden önce, birlik ve beraberliğe ve huzura ihtiyaç duymaktadır. Bugün çatışmanın değil, ittifakların güçlendirilerek, bölgeye bir an önce refah ve barışın gelmesi sağlanmalıdır. 

Tüketen değil, üreten bir sistem olmalıdır. İnsan ayırt etmeksizin, birbirlerini anlayıp iyi dinlemeli, yıllarca kendilerine yapılan, bu vahşice sömürmeye ve acı çektirmeye karşı, daha adil bir sisteme mutlaka sahip çıkılmalıdır.

Bu konuda çok acılar çeken ve duyarlı olan, her bir İnsanlığın, her alanda, çok daha fazla, gayret ve çaba sarf etmesi gerekmektedir.

Yaşanan, bu acılar sonrası, bir an önce, Türk İslam coğrafyasına ve insanlığa örnek olacak, köklü medeniyetimiz birikimi temelde, aklımızı iyi kullanarak, sürekli yeniliğe açık,21.Yüzyıl Bilim ve teknoloji üretim temelde, ezilme ve sömürünün olmadığı, Kadim Ahilik, Vakıf Sistemi modeline, daha adil bir ekonomi sistemine mutlaka geçmeliyiz.

Hz Peygamber (s.a.v) efendimizin, “İnsanların en hayırlısı, insanlara faydalı olandır.” (Buhârî, Mağâzî, 35.), “Sizin hayırlınız dünyası için ahiretini, ahireti için dünyasını terk etmeyendir.” (Kenzü’l-Ummal, III/238, hn: 6336)Sünnetine, öğüdüne uyan,

Kadim Ahilik anlayışı, İbadet aşkı ile çalışmayı, dengeli bir yaşamayı bize öğretir.

Adil bir sistem, bizlerin özgüvenini, her alanda arttıracaktır. Türk İslam coğrafyasını, birlik ve beraberliğimizi, yardımlaşma ve dayanışmamızı, birbirimize güvenle daha fazla kenetleyerek, bizi daha güçlü yapacaktır. İnsanlığın bitirilmeye çalışıldığı bir dönemde, her alanda bizi tekrar değerlerimiz temelinde ayağa kaldıracaktır.

Sevgi, Muhabbet ve Dua ile kalın İnşallah

NurHan Keleş