Sevgili okuyucularımız merhaba,
Sizlere sağlıkla ve mutlulukla geçecek nice seneler diliyorum
Yolun başından büyük halamın geldiğini görünce bütün çocuklar, sevinçle koşturur etrafını sarardık…. Çantasındaki horoz şekerleri çıkarır, ikişer şeker verirdi her birimize… Beş çocuklu, ırgatlık yapan eşine rağmen büyük halamın çantası hep şeker dolu olurdu… Çok bereketli, çok neşeli bir hanımdı… Hepimiz çok severdik ton ton büyük halamızı… Bu horoz şekerler bizim bütün gün mutlu olmamıza en büyük sebepti. Hatta kurduğumuz oyunlarda bile horoz şekerlerimizin rolü olurdu..
Senede bir kere olan Galandarın gelmesini de iple çekerdik.. Galandar gecesi ziller takılır ev ziyaretleri yapılır.. Gelen ziyaretçilerin torbalarına fındık doldururduk… Bu geceye özel yapılan Golot ekmeğin tadına doyamazdık…
Televizyonumuz olduğu yıllarda, Yılbaşını da beklerdik heyecanla , bütün akrabalar toplanıp saatlerce televizyon izlemek, kestane ve portakal yemek biz çocuklar için büyük bir mutluluk demekti…
‘’İnsanın ana yurdu çocukluğudur’’ der Jorge Amado. Çocuklukta yaşanılan her şey, karşılaşılan her olay, etrafımızdaki herkes ; gelişmemizi, kişiliğimizi etkiler. Mutlu geçen çocukluk mutlu insanlar, mutlu toplumlar demektir. Dünyanın en saf en temiz kalpleri çocuklardadır.. Onları mutlu etmek çok kolaydır… Bazen bir şeker, bazen okşadığımız bir baş, bazen de tuttuğumuz minik bir el mutlulukları için yeterli olur….
Bu tertemiz kalplerin kırılması, üzülmesi de kolay olur, hatta bu üzüntüler bir ömür boyu travma yaratan durum haline de gelebilir… Mustafa Kemal ATATÜRK, savaşlardan en çok etkilenen, en çok zarar görenlerin çocuklar olduğunu söyleyerek, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını sadece Türk Çocuklarına değil bütün dünya çocuklarına da armağan etmiştir. Yıllar boyunca ülkemize misafir olarak gelen bu minik canlar, Türk çocuklarıyla beraber tek yürek olarak bütün dünyaya barış mesajı vermişlerdir…
İnsanoğlu var olduğundan beri bazen dini bazen de gelenek olarak bir çok sebeple çocukları mutlu etmeyi başarmıştır…..
"Cennetteki Sevinç Sarayına ancak çocukları sevindirenler girer" Hadis-i Şerif
İslamiyette çocuklar çok önemlidir. Hz. Muhammed bir çocuk gördüğünde selam verir, hatırını sorar, onunla mutlaka sohbet eder, başını okşar, çocuğu severdi.. Ülkemizdeki dini bayramlarımız da çocuklar için büyük bir mutluluk kaynağıdır. Bayram boyunca toplanan şekerler, harçlıklar çocukların en büyük sevinçleri olup, hepsinin yüzünde neşeye dönüşür… Bayram ziyaretleri, akrabalar, kalabalık evler, herkesin en güzel, en mutlu anılarının başında gelir.
Yüzyıllar öncesinde Orta Asya Türklerinde Ayaz Ata, soğuğun insan yaşamı üzerindeki olumsuz etkilerini kırmak, yoksullara yardım etmek ve çocuklara hediyeler vererek onları mutlu etmek amacıyla gelirdi… Bu nedenle de beklenen ve yolu gözlenen bir figürdü…
Ruslar’daki Ded Moroz da soğukta hediyeler ile gelip herkese mutluluk ve neşe verirdi. Soğuğa karşı güçlü durmanın sembolüdür. Herkes onu çok sever, çok kıymetlidir…
Hristiyanlıktaki Noel Baba’nın da amacı çocuklara hediyeler vererek onları mutlu etmektir.. Çocuklar, Noel Babayı büyük bir heyecanla beklerler ve o gelmeden günler öncesinde istedikleri hediyeleri bir mektuba yazarlar… Gece, geyiklerinin çektiği araba ile gelip, evlere gizlice giren Noel Baba çocukların istediği hediyeleri getirir ve onları mutlu eder..
Dünyanın neresinde olursa olsun çocukları mutlu etmek, insanlığın en büyük gayesi olmalıdır… Yüzyıllardır Ayaz Ata , Noel Baba ve diğerleri gibi çocukları verdikleri hediyeler ile mutlu eden bu figürlerin, gerçekliklerinin çok önemi yoktur... Zira, en büyük gerçeğimiz, geleceğimiz olan çocukların mutlu büyümeleridir... Bu konuda her birimiz üzerimize düşeni yapmalıyız. Dünyamızın daha iyiye doğru gidebilmesinin yegane şartı, mutlu büyümüş insanlardan geçmektedir…..
Siz hiç mutlu olduğu için, surat asan, kendine zarar veren, şiddete başvuran insanlar gördünüz mü?