Basının demokrasilerde dördüncü kuvvet olduğu kabul edilir. Zira basın yayın organları yayın yaptıkları toplumun bilgi edinme, bilinçlenme, ülke, bölge ve dünyadan haberdar olma hakkına saygı gözetir. Tarafsızdır. Olayları olduğu gibi aktarır. Sağa sola yaslanmaz, asılsız ve bölücü yayın yapmaz. Topluma saygıyı seviyeyi beraberliğin önemini empoze eder. İnançlara, görüşlere, insanlara yaklaşırken art niyetli değildir. Basın organının sahip ve çalışanlarının şerefli, haysiyetli, onurlu olması gerekir.

Olması gereken budur.

Olması gereken budur dedik demesine de, bizde durum malesef  bunun tam tersine işlemekte, bizdeki basın siyasi bir gücün  ya taraftarı ya da siyasi gücü kontrol eden bir yapıya bürünmüş durumda.

Hatta ve hatta gazetesi olan siyasi partilere alışkın bir millet olmamıza rağmen  artık partisi olan gazeteleri de kanıksar olduk.

Rektör Kaçar basın mensupları ile buluştu Rektör Kaçar basın mensupları ile buluştu

Buna en güzel örnek olarak  Sözcü Gazetesi ve    Chp  yi  göstersek yanlış olmaz sanırım.

Bizdeki bu iki kurumun aralarında bir paslaşma (al gülüm ver gülüm) bir dayanışma ve yanlarında yer almayanlara karşı hasmane bir tutum , tavır takınma  durumu söz konusu.

Belediyeler mi bu işin öncülüğünü yapıyor  yoksa  Sözcü’ mü chp li belediyeleri kullanıyor bilinmez, görünen  iki tarafta bu  alışverişten memnun.  Oy ve akçeli işlerde sırt sırta vermiş, demokrasimizin ve devlet yönetimimizin hoşgörü, tevazu anlayışını, yasal boşlukları sonuna kadar kullanarak  vaziyeti iyi idare ediyorlar.

Asılsız haberleri paylaşan, milli hiçbir endişe taşımayan  muhalif gazete (Sözcü) icraat becerisi olmayan gününü gün eden belediye başkanlarını ve belediyeleri övüyor, övülen belediyeler ve başkanları da o gazetelerin satın alma, dağıtım ve satış büroları olarak çalışıyorlar. Tabi bu sırada gazetenin trajı yükseliyor ve ciddi bir para el değiştiriyor. Para kültürel hizmet  veya bulunan başka bir kılıf adı ile halkın  cebinden çıkıyor, doğruca Sözcü nün patronunun cebine giriyor. Buna karşılık Sözcü’de  ortak düşmana (hükümete ) karşı belediyeleri kolluyor koruyor.

İki günlük sokağa çıkma yasağı sırasında da mevcut dayanışmanın en güzel örneği sergilenmeye çalışıldı. Belediye başkanları ya kendi ya personelleri vasıtasıyla  halka  gazete (Sözcü) servisi yaptı.

Kimler, hangi belediyeler?..

İstanbul, İzmir, Ankara, Muğla, Eskişehir, Adana, Mersin. Antalya vb. Yani yukarıda da belirttiğimiz gibi hepsi chp de olan belediyeler.

Halka ekmeğiniz suyunuz var mı, demediler. “ Gazeteniz (Sözcü) var mı, buyurun ayağınıza kadar getirdik . Hizmet bizim işimiz.” Dedikleri bu.

70  yaşındaki  chp ye oy veren vatandaşın  ilaç ve market alışverişini (alkol dahil)  65 yaş üstü olanlara salgın ve sokağa çıkmama yasağı nedeni ile valilik, kaymakamlıklar devlet memurları ile yaparken işi devlet kadrolarına bırakan   chpli  belediyeler Sözcü dağıtmaya devam ettiler, edecekler. Hakkını yememek için yazmam lazım. Örneğin,  Aydın belediyesinin tüm topluma uygulanan sokağa çıkma yasağı sırasında ekmek dağıtımı yaptığına dair  resimler de vardı.  Fakat bize ulaşan resimlerde gördüğümüz, dağıtım sırasında kullandığı bazı araçların kasaları temizlik açısından içler acısı bir durum da, temizlik yapılmamış, içinde inşaat malzemesi kalıntıları bulunan araçları kullanılmıştı.

Gazete dağıtımına bir yere kadar  “eyvallah, insanların önceliği gıda maddesi, özellikle ekmek, su,  fakat bu da  insanın kültürel açlığı, haber alma ihtiyacı yönünde bir hizmet, bu da kabul edilebilir desek te…”

Yahu senin yerel, mahalli basının yok mu? Madem gazete dağıtacaksın, neden önce  kendi kentinin  gazetelerini dağıtmıyorsun?

Belediye başkanı olarak senin ve daire müdürlerinin nerede ise tuvalete gitmelerini bile fevkalade bir olaymış gibi bu halka aktaran,  reklamını yapan,  her gün seni ve belediyeni sayfalarına taşıyarak o koltuğa oturabilmeni sağlayan yerel basının hiç mi değeri yok? Kendi kentinin basın emekçilerine karşı bu hasmane tavrının sebebi ne?

Yerel basın yaşanan bu son rezalet eylemden  sonra birleşir ve cemiyet olarak bir süre belediyeye ait haberleri yayınlamama kararı alır mı bilmem.

Fakat yapılan bu yanlış uygulamanın hesabını birilerinin belediyelere sorması şart.. .

“Hoop hemşehrim, sen kimin pınarından, kimin değirmenine su taşıyorsun?”

Selam ve dua ile

Editör: Gazete Muğla