Sevgili okuyucularımız merhaba

Sağlıklı ve mutlu bir hafta geçirmeniz dileğimle

‘’ Zat-ı Şahaneleri Osmanlı Mülkünün Sultanı Abdülmecid Han’a:

Aşağıda imzaları bulunan biz İrlanda Asilzâdeleri, Beyefendileri ve Sâkinleri, Majesteleri tarafından acı çeken kederli İrlanda Halkı’na gösterilen cömert hayırseverlik ve alâkaya en derin minnetlerimizi saygıyla takdim eder ve onlar adına Majesteleri tarafından İrlanda Halkı’nın ihtiyaçlarını karşılamak ve acısını dindirmek üzere cömertçe yapılan 1.000 Sterlinlik bağış için teşekkürlerimizi arz ederiz.’’

Topkapı Sarayı Müzesi arşivinde muhafaza edilen bu teşekkür mektubu, 1847 yılında İrlanda’da yaşanan büyük açlığa ( An Gorta Mor) yardım eden Osmanlı İmparatorluğu Sultanı Adülmecid’e, İrlanda Asilzâdeleri tarafından gönderilmişti.

1845-1852 yılları arasında İrlanda’da ‘’ Büyük Açlık’’ yada ‘’Patates Kıtlığı’’ olarak da bilinen büyük bir kıtlık yaşanmıştı. Öyle ki, İrlanda halkının 1 milyona yakın nüfusu bu kıtlıkta açlıktan ve hastalıktan hayatını kaybetmiş, yaklaşık olarak 2 milyon İrlandalı da ülkesinden göç etmek zorunda kalmıştı.

İngiltere’nin sömürgesinde yaşayan İrlanda Halkının büyük bir bölümü toprağa bağımlı idi. İrlandalı Çiftçilerin geçim kaynağı olan patates, hem halkın beslenmesinde hem de bir ihracat ürünü olarak çok önemliydi. İrlanda adasının iklimi asitli, toprakları nemli olduğu için bölgede patates diğer ürünlere nazaran daha kolay yetiştirilebiliyordu. Bu nedenle, kahvaltı dahil her öğünde patatesle beslenen İrlandalı bir ailenin günlük patates tüketimi 4-5 kilo civarındaydı.

Phytophthora İnfestans mantarının 1845 yılı itibariyle İrlanda’daki patates tarlalarına bulaşmasıyla birlikte, mahsulün üçte birini, 1846 yılında ise mahsulün tamamını tahrip etmişti. 1847 itibariyle de yıkıcı etkisini şiddetli bir şekilde devam ettirmiş, İrlanda halkı büyük bir kıtlığa maruz kalmıştır.

Bu duruma karşı Avrupa ülkelerinin ve İngiltere’nin yeteri kadar duyarlı olmamaları facianın giderek daha da büyümesine neden olmuştu. İrlanda sokakları açlıktan ve hastalıktan ölen insanların cesetleri ile doluydu.

‘’Komşusu açken, tok yatan bizden değildir.’’ Hadis-i Şerif

Bu yıllarda Osmanlı İmparatorluğu tahtında bulunan Sultan Abdülmecid, ülkesinden 4500 km uzaklıktaki komşusuna, 10 bin Sterlinlik para yardımında bulunmak istemiş, fakat İngiltere Kraliçesi Victoria, sömürgesinde olan İrlanda’ya sadece 2 bin Sterlinlik yardımda bulunduğu için, Sultan Abdülmecid’ten bu miktarı onda birine indirmesi istenilmişti. Böylece İngiltere Kraliçesi’nin prestiji sarsılmamış olacaktı.

Osmanlı Sultanı, para yardımını 1000 Sterlink ile sınırlı tutup başka bir yol izlemeye karar vermişti. Üç gemiyi tohum ve gıda malzemeleriyle doldurtan Sultan, bu yardımını gizli tutmak niyetindeydi. Ancak Osmanlı gemilerinin İrlanda’nın başkenti Dublin’e yanaşmasına İngiltere izin vermeyince, gemiler Dublin’e 50 km uzaklıktaki Drogheda limanına getirdikleri malzemeleri gece boşaltıp geri dönmek isterler , fakat işlem uzun sürdüğü için gündüz, bu gemileri ve yardımları İrlanda Halkı karşılarında bulur. Bu yardım İrlanda Halkına adeta ilaç gibi gelmiş, bir çok kişiyi açlıktan ölmekten kurtarmıştır.

İrlandalılar bu yardımı hiç bir zaman unutmazlar. Okullarındaki ders müfredatlarında da bu büyük kıtlığı anlatıp, Osmanlının kendilerine yaptığı yardımı genç İrlandalı nesillere aktarırlar.

1923 Lozan Barış Görüşmelerinde , Avrupalı temsilciler ve görüşmeye katılan diğer ülkeler Türkiye’nin aleyhine oy kullanırken , İrlandalı temsilci görüşülen her konuda Türkiye’ye tam destek vermiştir. Lozan’daki heyette bulunan ünlü şairimiz Yahya Kemal Beyatlı bu durumu merak edip İrlandalı temsilciye sorduğunda şu cevabı almıştır: ‘’Böyle yapmaya mecburum. Benim gibi her İrlandalı da buna mecburdur. Biz bir yandan açlık ve kıtlıktan kırılıp , bir yandan salgın hastalıkla boğuşurken diğer Avrupalılar’dan hiçbir yardım ve destek görmedik. Ama sizin Osmanlı dedeleriniz, yardım olarak hem para hem de gemiler dolusu erzak gönderdiler. O zor günlerde bize insanca, dostça uzanan eli asla unutamayız. Siz her zaman desteklenmeye lâyık bir milletsiniz; bunu çok iyi hak ediyorsunuz.’’

1995 yılında Drogheda kentinin kuruluşunun 800. Yılı münasebetiyle yapılan törende, Drogheda Belediye Başkanı Frank Goddfrey bir şükran plaketi yaptırmış ve bu plaketi eskiden Türk Gemicilerin misafir edildiği eski belediye sarayının duvarına çaktırmıştır.. Frank Goddfrey, törende yaptığı konuşmasında Drogheda şehrinin amblemi olan hilâl ve yıldızın Osmanlı hilâl ve yıldızı olduğunu vurgulayıp ‘’Şükran Plâketi’miz, iki ülke insanlarının dostluk sembolü olacaktır ümidindeyim’’ demiştir.

2010 yılında Türkiye’yi resmen ziyaret eden İrlanda Cumhurbaşkanı Mary Mcaleese, yaptığı konuşmasında: ‘’ 1 milyon İrlandalının hayatını kaybettiği büyük açlık döneminde Türk Halkının bize nasıl yardım ettiğini her açıdan hatırlıyoruz, o dönemde Osmanlı Sultanı, içi gıda yardımı dolu üç gemisini Drogheda limanına ulaştırmıştı. İrlanda Halkı bu eşine az rastlanır bonkörlük girişimini asla unutmadı. Bunun neticesinde de sizin bayrağınızdaki semboller, bu güzel hilâl ve güzel yıldızı bölgenin sembolü haline getirdiler. Hatta Drogheda futbol ekibinin üniformaları üzerinde de aynı güzel Türk Sembollerini görüyoruz. Drogheda’yı ziyaret edecek olursanız, Türk Milli Takımının sahada futbol oynadığını düşünebilirsiniz .’’ sözleriyle Türkiye’ye bir kez daha teşekkür etmiştir.

Drogheda kentinin 1919’da kurulan futbol takımı Drogheda Unıted F.C.’nin , takma ismi ‘’Türkler’’ dir. Hilâl ve yıldız amblemli bu takımın forma renkleri bordo ve mavidir. 2012 yılında Türkiye’nin bordo mavilileri olan Trabzonspor ile kardeş takım olmuşlardır.

Temelini yıllar önce Osmanlı’nın Âlicenap Sultanı Abdülmecid’in attığı bu sevgi ve iyilik köprüsü, İrlanda ve Türk Halkının uzun yıllardan beri süren ve daima sürecek olan dostluk ve kardeşliğidir.