Yazdık, yazmaya, illaki yazmaya devam edeceğiz inşallah.

18 yıldan beri üye bile olmadan her platform, toplantı, medya, sohbet, münazara ve münakaşa her alanda kalben , fiilen, bizzat, hususan destek verdiğim bir partidir Ak Parti.

Birilerine ısrarla inat, üyemisin, yönetici misin safsatasına inat hem de. Birilerine senin gibi üye, delege, yönetici olmaktansa... diye diye hem de.

Birilerinin ısrarla troll, zarar veriyorsun, gel de biz sana çay icirelim.ci köksüz ve rahatsızlıklarına & ruhsuzluklarına inat hem de.

Birilerinin sağ gözünü kapatıp hiç demeye, sol gözü ile ısrarla takip etmeye devam etmesine rağmen.

Birilerinin kaç ihale aldın, diğerlerinin ihaleme mi göz koydun hinliğine rağmen hem de.

Birilerinin viski yudumlarken elde ettiği mevki ve makamlara söve söve hem de.

Birilerinin papyon, fular, diğerlerinin etek tayyör kombinasyonu ile podyum savaşı verdikleri mecrada , siz buraları kirlettiniz diye diye hem de.

Birilerinin nelerle uğraşıyoruz diye söze başladığını, parantez içinde ihale, kayırma, saltanat ve kaymak tabaka oldunuz "tik" i atarak hem de.

Birilerinin en dürüst, en ehven, en yerli , en babacan, en anacan maskelerinin altında en dehşetli mahalli rantiye, ihale sever olduklarını haykirarak hem de.

Bana kimse maval okumasın.

15 Temmuz Gecesini anlatamayan bakan da, mv. De, il başkanı da, ilçe başkanı da, yönetici de, üye de, bağlıyım diyen de aynıdır. Ha susarak, ha kaçarak.. Farkı ne? Gökten mermi yağdıran ile aradaki farkın ne?

Geçtim bankaya para yatıran, bylocktan, sümüklü mendil koklayandan, sidikli don hediye alandan, pensilvanyaya gidenden, paçavra gazeteyi alandan, bir danaya resim üstünde paya girenden, namaza bacaklarını 60 cm açarak durandan, çapraz tutuş amblem gibi el çantası taşıyandan , bol paça pantalon üstüne bol gömlek giyip dışarı salınarak yürüyenden, her muhabbette sublimisal sakince beyne zerk edilen ustaca kurulmuş hususi feto cümlelerini sakince söyleyenden, sabah sağcı, öğleyin milliyetçi, akşam solcu olup her şekle sırf "hizmet" olsun diye dönenden, illa dersane diyenden , illa hizmetin hastanesi, hizmetin içeceği, hizmetin eti, sütü, hizmetin okulu, hizmetin üniversitesi, hizmetin derneği, vakıfı diyenden, doğan çocuğuna katalogdan isim koyandan...

Hepsini koydum kenara.

15 Temmuz var ya.

251 şehadet nidalarının arş-ı alayı doldurduğu o kanlı gece.

Hani doğuma girecek eşini bırakıp "vatan giderse evlat neye lazım " diye koşar adım görevine giden neferlerin destanlarının yazıldığı samimiyet testi gecesi...

Hani elindeki dişbudak asasını sallayarak, 80 yaşında 20 lik delikanlı gibi tanka yürüyenlerin, melekleri dahi ağlatanların gecesi.

Hani dama çıkıp elindeki taşı bilmem kaç bin metre yukarıdan, bilmem kaç bin km hızla giden jete atarak "safını " belli edenlerin gecesi.

Elbet o gece bu topraklarda olanlar illa bir yerlerde idi.

Kim nerede idi?

Ihaneti duyduğu andan itibaren...

Öyle maksat hasıl olduktan sonra nara arttık hesabı değil. Maksat hasıl olmadığı anda.

Bana göre FETO metre budur.

Bana göre samimiyet testi budur.

Kimse taktım belime iki silah çıktım meydane demesin yeter artık.

Vesselam.