Muğla Haberleri

Yorgancı Murat: “Sanat İşi Yapıyoruz Fakat Mesleğimizin Sonu Geliyor”

Röportaj: Sinem KarakayaGenç kızların çeyizlerinin en önemli parçalarından olan, rengârenk kumaşlarla ve bin bir emekle işlenerek dikilen yorganların...

Röportaj: Sinem Karakaya

Genç kızların çeyizlerinin en önemli parçalarından olan, rengârenk kumaşlarla ve bin bir emekle işlenerek dikilen yorganların yerini teknolojinin gelişmesi ile hazır yorganların alması yorgancılık mesleğini olumsuz etkiledi. Muğla’da 50 yıldır bu mesleği sürdüren Murat Akarca, gelişen teknolojiye rağmen mesleğinin yok olmaması için direniyor. El emeği yorganları yaparken özenle ve severek çalıştığını söyleyen yorgancı Murat, 13 yaşından bu yana bu mesleği sürdürüyor.

İtimat Yorgan Dikim Evi sahibi yorgancı Murat Akarca ile yaptığımız röportajı siz okuyucularımız için kaleme aldık.

-Sizi tanıyabilir miyiz?

Ben Murat Akarca. Yorgancı Murat derler bana. 65 yaşındayım. Muğla’nın Kafaca mahallesindenim. 13 yaşından beri yorgancılık yapıyorum. Mesleğimi çok seviyorum.

-Bu mesleğe ne zaman ve nasıl başladınız?

1969 yılında bir yorgancının yanında çırak olarak başladım. Babam meslek öğreneyim diye bir esnafın yanına verdi beni. Ustanın yanında işi öğrendim. Ustam bana şart koştu. ‘İşi öğrendiğin zaman beni bırakıp gitmek yok. 3 sene benimle çalışacaksın’ dedi. O zamanlar köy işleri zor diye esnaf yanında çalışmayı kabul ettik. Çırak olarak girdiğim mesleğe 1975 yılına kadar çalıştım. 13 yaşımdan beri bu işi yapıyorum. Kendimi geliştirdim. Sonra askere gittim. Askerlikten sonra yine yorgancılık yapmaya devam ettim. Evlendim. Evlendikten sonra eşime de öğrettim mesleği. Eşimle birlikte düşündük taşındık Düğerek Mahallesi’ne dükkan açmaya karar verdik. 1979 yılında Düğerek’e dükkan açtık. 10 sene orda çalıştık. 1989 yılında da Muğla’ya taşındık. Dükkânı da buraya taşıdık. Şu an İtimat Yorgan Dikim Evi olarak hizmet veriyoruz.

-Birçok esnaf eleman yetişmediğinden yakınıyor. Siz yanınızda eleman yetiştiriyor musunuz?

Şu ana kadar 2 tane eleman yetiştirdim. Fakat ben bu mesleğe başladığım zamanlar daha çok eleman yetişirdi. Şimdiki devir öyle bir devir ki, hiçbir meslekte eleman yetişmiyor. Herkes okumak ve memur olmak istiyor. Bu yüzden bizim mesleğimizin de yavaş yavaş sonu geliyor. Şu an yetişen yok. Biz son nesiliz. Yanımda çalışan bir tane kalfamız var. Onunla birlikte sürdürüyoruz bu mesleği.

-Yıllar önce yorgancılık çok önemli meslekler arasındaydı. Fakat fabrikasyon işlerinin başlaması ile bu meslekte yavaş yavaş yok olmaya başladı. Sizce bu meslekte usta sayısının azalması buna mı bağlı?

Evet. Fabrikasyon ürünlerin çıkması ile mesleğimizde de bir gerileme olduğu gerçek. Özellikle gençler günümüzde fabrikasyon ürünleri tercih ediyorlar. Gençlerin anneleri babaları, yani orta yaşlı insanlar ise pamuklu ve yünlü yorganları ve yastıkları tercih ediyorlar. Elyaf ürünlerin çıkması ile birlikte fabrikasyona geçilmesi doğal olarak bizim meslekte çırak sayısını da azalttı. Özellikle gençlerimiz bu yerlerde çalışmak istemiyorlar. Aslında bu meslek gerçekten çok iyi bir meslek. Yastık, yorgan ve çeyizlik işlerinde her ne kadar fabrikasyon olmasına rağmen bize ihtiyaç duyuluyor. Çünkü fabrikasyonda vatandaşlar istedikleri ölçü ve abatta aradıkları çeyizlik yastık ve yorganı bulamıyorlar. Bize ebat ve ölçülerini getirip istedikleri gibi ürünü yaptırabiliyorlar.

-Bir yorgan nasıl yapılıyor?

Kumaşı istediğiniz ölçülere göre hazırlarsınız. O ölçülere göre makineden geçirirsin. Daha sonra pamuk makinemiz var. Pamukları makinede kabartırsın. Kabarttıktan sonra pamukları yorganın içine koyarsın. Sonra da elimizle ya da çubuk dediğimiz aletle güzelce yerleştirirsin. Sağa sola kaymasın diye kenarlarına tel yaparız. Tel yapıldıktan sonra artık temiz bir yerde yorgan dikilir. Dikerken kenarlardan başlanır. Kenar sırası çekildikten sonra modeller ortaya çıkartılır. Bir nevi sanat yapıyoruz.

-Genç kızların çeyizlerinde önemli bir yer tutan yorganlar halen ilgi görüyor mu?

Yorganlar halen ilgi görüyor. Çünkü evlenecek her kıza annesi birer ikişer tane yorgan ve yastık yaptırıyor. Gerçi gençler bunları kullanmıyorlar ama, anne-baba hatırası olarak bunları çeyizliklerinde saklıyorlar. Yorgancının kıymetini bilen rağbet gösteriyor.

-Mesleğinizi severek yapıyor musunuz? Zor yanları var mı?

Sevmeden hiçbir meslek yapılmaz. Çocukluk yıllarında başladığımız için bu işe istedik, başardık ve kendimizi geliştirdik. Zor yanları tabiki var her meslekte olduğu gibi. Fakat yaptığımız iş sonrası müşterilerin memnuniyetini gördükten sonra zorlukları unutuveriyoruz. Kolay bir iş değil, el emeği hatta sanat yapıyoruz.

-Röportajımıza eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Kapımız herkese açık. Muğlalılara hizmet vermeye hazırız. Röportaj için Muğla Gazetesine teşekkür ederim.