Sonuç olarak, karnına kahve içmek birçok olumsuz etkiye yol açabilir. Mide rahatsızlıkları, yorgunluk hissi, insülin dengesizlikleri ve demir emiliminde azalma gibi sorunlar, bu alışkanlığın yan etkileridir. Uzmanlar, sağlıklı bir yaşam için dengeli bir kahvaltı yapmanın ve kahveyi yemekten sonra tüketmenin önemine vurgu yapmaktadır. Kahvaltıdan sonra içilen bir fincan kahve, hem sağlığınıza hem de enerjinize katkıda bulunabilir. Böylece, güne daha iyi bir başlangıç yapabilirsiniz.

Acı olay: Doğum gününden bir gün sonra kazada öldü Acı olay: Doğum gününden bir gün sonra kazada öldü

Sabahları kahve içmenin zindelik sağladığını düşünüyor olabilirsiniz, ancak vücudunuz doğal olarak sabah saatlerinde uyanık kalmanıza yardımcı olan bir hormon salgılar Kortizol. Kortizol, vücudumuzun biyolojik saatiyle uyumlu bir şekilde, sabah 6-8 saatleri arasında en yüksek seviyelerine ulaşır. Bu hormon, uyanıklığımızı ve enerjik hissetmemizi sağlar. Ancak sabah saatlerinde aç karna kahve içtiğinizde, zaten yüksek olan kortizol seviyesini daha da artırırsınız. Bu durum, uzun vadede kortizol hormonuna karşı direnç gelişmesine yol açabilir ve kahve içmediğiniz zamanlarda yorgun hissetmenize neden olabilir. Yani, ilk başta sizi canlandıran kahve, zamanla enerji seviyenizi düşürebilir. Sabah 6-8 saatleri arasında kahve içmemek, kortizol seviyenizin doğal seyrine devam etmesine izin vermek için en sağlıklısıdır.

Zamanla daha yorgun hissedersiniz
Kahve ilk yudumdan sonra sizi uyandırıyor olabilir, ancak kahvedeki kafein, aslında enerji üretimini artırmaz. Kafein, vücuttaki adenozin adlı yorgunluk hissini tetikleyen reseptörleri bloke ederek geçici bir enerji artışı sağlar. Ancak bu etki geçtiğinde, daha yorgun ve halsiz hissedebilirsiniz. Aç karna kahve içmek, kahveye olan toleransınızı artırır. Yani zamanla, aynı enerji seviyesine ulaşabilmek için daha fazla kahveye ihtiyaç duyarsınız. Bu döngü, gün boyunca daha fazla kafein tüketme eğiliminde olmanıza ve sonuç olarak daha yorgun hissetmenize neden olur. Enerji kazanma umuduyla içtiğimiz kahve, uzun vadede bizi daha bitkin hale getirebilir.

Mide asidini artırır
Kahve, asidik bir içecektir ve aç karnına tüketildiğinde mide asidinin artmasına neden olur. Mideniz, yemek yerken sindirimi başlatmak için asit üretir, ancak aç karnına kahve içtiğinizde bu asit üretimi tetiklenir ve mideyi gereksiz yere yorabilirsiniz. Bu da, zamanla mide duvarlarını tahriş ederek gastrit ve mide yanması gibi sorunlara yol açabilir. Sabahları mide boşken kahve içmek, midede yanma hissi, ekşime ve rahatsızlık yaratabilir. Özellikle asit reflü veya gastrit gibi mide sorunları olan kişilerde, kahvenin bu etkisi daha da belirgin hale gelir. Yani, sabahları aç karna kahve içmek mide asidini artırarak mide rahatsızlıklarına yol açabilir. Eğer mide hassasiyetiniz varsa, kahvenizi kahvaltıdan sonra içmek en sağlıklısı olacaktır.

İnsülin hassasiyetini azaltır ve kan şekeri dalgalanmalarına neden olur?
Kahve, kafein içeriği nedeniyle insülin hassasiyetini olumsuz etkileyebilir. İnsülin, vücudumuzdaki kan şekerini düzenleyen hormondur ve kahve içildiğinde, insüline duyarlılık azalabilir. Bu da vücudun kan şekerini etkili bir şekilde kullanmasını zorlaştırır. Sabahları aç karnına kahve içtiğinizde, vücudunuzun kan şekeri seviyelerinde dalgalanmalar yaşanabilir. Bu durum, özellikle diyabet veya insülin direnci olan kişilerde daha belirgin hale gelir. Kan şekeri dalgalanmaları, gün boyunca enerji seviyenizde ani düşüşlere ve ardından açlık hissine yol açabilir. Eğer kahvaltı yapmadan kahve içiyorsanız, vücudunuzun kan şekeri dengesi bozulabilir ve bu da sürekli bir açlık hissi ve enerji eksikliği yaratabilir.

Demir ve diğer mineral emilimini engeller
Kahve, demir içeren besinlerle birlikte tüketildiğinde demirin vücut tarafından emilmesini zorlaştırır. Kahve severler arasında yaygın bir alışkanlık olan kahvaltıdan önce veya kahvaltıda kahve içmek, vücudun demirden yeterince faydalanmasını engelleyebilir. Demir, vücutta oksijen taşınması için hayati öneme sahiptir ve eksikliği anemiye neden olabilir.

Mide pepsin enzimi üretimini artırır ve hazımsızlığa yol açar
Pepsin, midenin sindirim için ürettiği bir enzimdir ve proteinlerin sindiriminde önemli bir rol oynar. Ancak aç karnına kahve içmek, bu enzimin aşırı miktarda üretilmesine neden olabilir. Bu durum, mide içeriğinin hızla mideyi terk etmesine ve sindirim problemlerine yol açar. Mide içeriğinin hızla hareket etmesi, yiyeceklerin sindirilmeden bağırsaklara geçmesine neden olabilir. Bu da sindirim sorunları, şişkinlik, gaz ve hazımsızlık gibi problemlere yol açar. Özellikle kahvaltıdan önce kahve içmek, sindirimi zorlaştırabilir ve gün boyu mide rahatsızlıklarıyla baş etmenize neden olabilir.

Gaz ve şişkinlik yaratır
Aç karnına kahve içmek, mideyi uyararak bağırsak hareketlerini artırabilir. Bu durum, bazı kişilerde rahatsızlık verici şişkinlik ve gaz sorunlarına yol açabilir. Mideniz boşken kahve içmek, bağırsaklarınızın fazla çalışmasına neden olabilir ve bu da sindirim sisteminizde rahatsızlık yaratabilir. Özellikle hassas mideye sahip kişilerde kahvenin bu etkisi daha belirgindir. Sabahları kahve içip ardından gaz ve şişkinlik hissediyorsanız, kahveyi aç karnına içmek yerine yemeklerden sonra tüketmeyi deneyebilirsiniz. Bu, sindirim sisteminizi rahatlatacak ve mide-bağırsak şikayetlerini azaltacaktır.

Kaynak: HABER MERKEZİ