***Muğla Büyükşehir Belediyesinin düzenlediği deprem çalıştayında sunum yapan ünlü Mühendis Prof. Dr. Naci Görür, ülkemizdeki kentsel dönüşüm anlayışının yanlış olduğunu, kentsel dönüşümün, rantsal dönüşüme çevrilmeden ele alınması gerektiğine işaret ederken, Muğla’nın deprem konusunda şanslı olduğuna da dikkat çekti.
***Prof. Dr. Görür, “Muğla’da en büyük deprem 7 şiddetinde olacaktır. Bu şiddette bir deprem Muğla’ya çok zarar vermeyecektir. Muğla’nın Türkiye’deki diğer illere göre az katlı yapılar sayesinde daha avantajlı, deprem bölgesi olmasına rağmen çok zarar görmeyecektir. Eğer Muğla kentsel dönüşümü ciddi yaparsa depremlerden yıkılmaz” dedi.
Neval Çolak
Deprem gerçeği, Muğla Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen çalıştayla ele alındı. Ülkemizde ve dünyada söz sahibi olan ünlü mühendis ve mimarların sunum yaptığı çalıştayda, Muğla’nın fay hatları, deprem jeolojisi, geçmiş depremler ve kentsel dönüşüm konuları konuşuldu.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk Kültür Merkezinde gerçekleştirilen çalıştaya Muğla Valisi Esengül Civelek, Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Osman Gürün, CHP Muğla Milletvekilleri, ilçe belediye başkanları, siyasi parti temsilcileri, muhtarlar, STK’lar ve vatandaşlar katıldı.
Çalıştayda konuşma yapan Muğla Valisi Esengül Civelek, “Çalıştay depreme karşı bilinçlendirme, hazırlıklı olma ve depremin yıkıcı etkilerinden korunma anlamında büyük katkılar sağlayacaktır. Çalıştayı düzenleyen Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün’e teşekkür ediyorum. Deprem dünyanın gerçeği, engelleyebilmek mümkün değil. Önemli olan, disiplinli bakış açılarıyla depremle yaşamayı öğrenmek. Ülkemiz deprem kuşağında bir ülke. Geçmişten günümüze yaşadığımız depremlerde can ve mal kaybımız olmuştur. Can ve mal kaybının büyük bir kısmının depreme dayanaksız, riskli binalardan kaynaklandığı da bilinmektedir. Dolayısıyla deprem gerçeğini göz önünde bulundurarak, yüksek şiddetli depremlere dayanıklı alt ve üst yapıların, binaların ve projelerin inşası büyük önem arz etmektedir. İlimizde 2019 yılı sonu itibariyle riskli yapı olarak tespit edilen bin 325 yapının bin 160’ı yıkımı gerçekleştirilmiş olup, hak sahiplerine de kira yardımı yapılmaktadır” şeklinde konuştu.
“MUĞLA’DA DİKEY DEĞİL, YATAY YAPILAŞMAYA İZİN VERİYORUZ”
Muğla’daki yapılaşmanın dikey değil, yatay olarak sağlandığını bu nedenle Bodrum depreminin şehri etkilemediğini söyleyen Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Osman Gürün, Türkiye nüfusunun yüzde 95’inin deprem riski taşıyan bölgelerde yaşadığını, bu nedenle depremin bir felaket olamaması için ülkenin tüm paydaşlarıyla depreme hazırlıklı olunması gerektiğini belirtti.
Başkan Gürün konuşmasına şöyle devam etti: “1/25 binlik planlarımız oy birliğiyle 100.000’e uygun yapılmıştır. İlçelerimizle 5 bin artı binliği yapmak için belli bir bölgeye ayırdık ve geleceğe disiplinli bir yerleşim yaratmak için disiplinli bir çalışma yapıyoruz. Ülkemizde meydana gelebilecek büyük depremlerin etkileri can kayıplarının yanında büyük ekonomik kayıplara da sebep olacaktır. Mevcut sanayi merkezlerinin de yüzde 98’i deprem riski taşıyan bölgelerde kuruludur. Bu nedenle depremlere önlem almazsak ülkemiz birçok acıyı aynı anda yaşayabilir. Bu nedenle imar planları, kentsel dönüşüm gibi konularda büyük çaba harcanmalıdır. Ayrıca imar affı nedeniyle mevzuata uygun olmayan birçok kaçak yapının meşruiyet kazanmış ve bunun olumsuz etkilerinin ileride karşılarına çıkacaktır.”
“MUĞLA’NIN DEPREM KONUSUNDAKİ AVANTAJI AZ KATLI BİNALAR”
Elazığ’da yaşanan deprem felaketini yaptığı araştırmalar sonucu öncesinde tahmin edip uyarılarda bulunan Prof. Dr. Naci Görür, Muğla’da düzenlenen deprem çalıştayında bölgedeki deprem hareketlilikleri hakkında bilgi verdi. Muğla’nın Ege ana graben sisteminin tavan bloğu üzerinde yer aldığını belirten Görür, Muğla’nın kendi fay hatlarının hareketleri dışında Kıbrıs, Balıkesir ve İzmir gibi komşularının fay hareketlerinden de etkilendiğini söyledi. Naci Görür, “Muğla’nın hem kendi depremini üreten fay hatları var, hem de komşularının depremini üreten fay hatlarından etkileniyor. Ancak yine de Muğla deprem konusunda şanslı. Muğla’da en büyük deprem 7 şiddetinde olacaktır. Bu şiddette bir deprem Muğla’ya çok zarar vermeyecektir. Muğla’nın Türkiye’deki diğer illere göre az katlı yapılar sayesinde daha avantajlı, deprem bölgesi olmasına rağmen çok zarar görmeyecektir. Eğer Muğla kentsel dönüşümü ciddi yaparsa depremlerden yıkılmaz. Ancak ülkemizde 5 şiddetinde bile yıkılan yapılar ve can kayıpları olabiliyor. Bu nedenle ciddi önlemlerle Muğla depremlerden etkilenmez” dedi.
“RANTSAL DÖNÜŞÜM DEĞİL KENTSEL DÖNÜŞÜM”
Ülkemizdeki kentsel dönüşüm anlayışının yanlış olduğunu ve kentsel dönüşümün rantsal dönüşüme çevrilmeden birçok etmeni içinde barındıran bir yaklaşımla ele alınması gerektiğini vurgulayan Görür, “Bizde kentsel dönüşüm denince akla sadece yapıların güçlendirilmesi yani müteahhitlik projeleri akla geliyor. Kentsel dönüşüm, rantsal dönüşüm değildir. Gerçek anlamda kentsel dönüşüm, bir kenti güvenli kent haline getirmek için tüm bileşenleri de güvenli hale gelmelidir. Bunun başında halk gelir. Halkı bilinçlendirmek gerekmektedir. Halk eğitimi verilmelidir. Halk bilinçlendirmesinin yanında kentsel dönüşüm yönetim, altyapı, yapı stoğu, çevre ve ekonomik bileşenleri kapsamalıdır” şeklinde konuştu.
Çalıştayda ayrıca Japon Mimar Yoshinori Morıwakı, Dr. Ebru Harmandar, Prof. Dr. Murat Balamir, Dr. Murat Ersen Aksoy, Mimar Cengiz Bektaş ve Doç Dr. Deniz Ülgen de sunum yaptılar.