Devlet Bahçeli ve Özgür Özel, seçim hazırlığına Kürt oylarıyla başladılar!

Devlet Bahçeli ve Özgür Özel’in son dönemdeki çıkışları, Türkiye siyasetindeki stratejik değişimlerin bir yansıması olarak değerlendirilebilir. Aynı zamanda, bu iki liderin olası bir erken seçimde Kürt oylarını kazanmak için harekete geçtikleri şeklinde de yorumlanabilir. Ayrıca Öcalan’ın serbest olmasına şehid aileleri ve Türk milleti karar verir. Bu siyasetçilerin iki dudağı arasına sıkışmış bir konu değildir. 

Öcalan’a idam istenirken siyaset kapısı açılıyor

Bahçeli, geçmişte Abdullah Öcalan’ın idamını savunan ve terörle mücadelede sert bir tutum izleyen bir lider olarak bilinirken, bugünlerde farklı bir söyleme yönelmesi, MHP’nin içinde bulunduğu siyasi konjonktür ve ittifak dinamikleriyle bağlantılı olabilir.

Cumhur İttifakı’nın bir stratejisi

Özellikle AK Parti ile olan Cumhur İttifakı’nın son yıllarda milliyetçi muhafazakâr bir çizgi izlediği göz önünde bulundurulursa, Bahçeli’nin bu çıkışı, ittifak dengelerinin ve Türkiye’nin Kürt sorunu dâhil olmak üzere temel meselelere bakışının yeniden şekillendiğini gösterebilir.

Bahçeli’nin bu tür söylemleri, hem AK Parti’nin Kürt seçmen üzerindeki etkisini dengelemek hem de milliyetçi oy tabanını elde tutmak amacıyla yapılan stratejik bir hamle olarak okunabilir.

CHP liderinin Diyarbakır seyahati

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Diyarbakır ziyareti ise, CHP’nin Kürt seçmenlere daha fazla hitap etmeye yönelik bir strateji izlediğini düşündürüyor. CHP, geçmişte Kürt seçmenlerle arasındaki mesafeyi kapatmaya çalışırken, özellikle son yıllarda daha kapsayıcı bir söylem benimsemişti. Özgür Özel’in Diyarbakır ziyareti, bu stratejinin devamı niteliğinde olabilir ve CHP’nin Kürt meselesine yönelik daha pragmatik bir yaklaşım geliştirdiğini gösterebilir.

Seçim hazırlığı

Bu iki liderin çıkışları, Türkiye’de yaklaşan seçim sürecine hazırlık olarak, çeşitli siyasi partilerin Kürt seçmenlerin oylarına yönelik stratejilerini gözden geçirdiklerini ve daha geniş bir toplumsal mutabakat arayışı içinde olabileceklerini gösteriyor. Devlet Bahçeli’nin bu konuda daha önce sergilediği sert tutumu değiştirmesi, hem Kürt sorununun çözümüne yönelik daha geniş bir diyalog zemininin hazırlığı hem de MHP’nin değişen toplumsal dinamiklere ve siyasi gerçeklere adapte olma çabası olarak değerlendirilebilir.

Seçim pek uzakta değil

Bu süreç, Türkiye’deki siyasi aktörlerin Kürt seçmenlerin taleplerine daha duyarlı hale geldiğini ve yeni bir uzlaşma zemini arayışında olabileceklerini işaret ediyor olabilir. Hem Bahçeli’nin hem de Özgür Özel’in bu çıkışları, yaklaşan siyasi değişimlerin ve ittifakların işaret fişeği olarak değerlendirilebilir ve erken seçimin çok uzak ihtimal olmadığını gösterebilir.

-Öcalan’ın serbest olmasına şehid aileleri ve Türk milleti karar verir 

Abdullah Öcalan’ın serbest bırakılması gibi büyük ve hassas bir konu, elbette ki Türkiye’de derin toplumsal yaralar açmış bir meseledir. Öcalan’ın serbest bırakılması ya da bu konunun gündeme getirilmesi, yalnızca siyasi liderlerin karar verebileceği bir durum değil; aksine, Türk milletinin ve özellikle 40 bin şehidin ailesinin duygusal, hukuki ve ahlaki hassasiyetlerini doğrudan etkileyen bir meseledir.

Bu tür kararlar, geniş toplumsal mutabakat gerektiren ve toplumun tamamını ilgilendiren konulardır. Dolayısıyla, böylesi bir konuda halkın görüşü alınmadan tek taraflı bir siyasi inisiyatifin devreye girmesi, ciddi tepkilere yol açabilir. Sonuç olarak, böyle derin bir meseleyi çözmek, sadece siyasetçilerin değil, milletin tamamının ortak kararıyla olmalıdır.

Tandoğan Uysal