BERİTAN YÜCEL--Muğla’nın Milas ilçesinde yüzlerce kuş türüne ev sahipliği yapan Tuzla Sulak Alanına yakın bir bölgede kurulması planlanan Turizm Kenti Projesi için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 2 Haziran 2021’de “ÇED olumlu” kararı verilmesine tepkiler devam ediyor. Muğla Çevre Platformu (MUÇEP) yapılması planlanan projenin ÇED dosyasında belge ve imar planlarının güncel olmadığını projenin hukuka aykırı olduğunu dile getirdi.
Muğla’nın Milas ilçesi Dörttepe Köyü Mevkii’nde doğa harikası Tuzla Sulak Alanına yakın bir bölgede özel bir şirket tarafından yapılması planlanan Turizm Kenti Projesine tepkiler devam ediyor.
MUÇEP, Tuzla Sulak Alanı'nın 'ölüm fermanı' olan Turizm Kenti Projesi’nin iptali için açtıkları dava süreciyle ilgili basın açıklamasında bulundu.
Turizm Kenti Projesi Çevresel Etki Değerlendirme raporunun, rapordaki tüm bilimsel ve hukuki eksiklik ve hatalara rağmen “olumlu” kararı alındığını ifade eden MUÇEP, sunulan belge ve imar planlarının güncel olmadığını açıkladı.
HUKUKA AYKIRIDIR
Dava konusu ÇED Raporunda planlanan alanın hukuken “Turizm Merkezi” niteliğinde olmadğını söyleyen MUÇEP, bu nedenle Turizm Kenti kurulmasının hukuka aykırı olduğunu belirtti. 2015 yılında Milas Belediyesi’nin açtığı dava ile tam da böyle bir sulak alanı koruma gerekçesi ile bu kazanım sağlandığı ifade edildi.
“BÖLGENİN İKLİMSEL DURUMU ÇED RAPORUNDA GERÇEĞİ YANSITMIYOR”
Sulak alanlarda yapılacak her türlü iş ve proje için Tarım ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nün görüşünün alınması gerektiğini vurgulayan MUÇEP, “Dava konusu projenin ve ÇED raporunun dayandığı 1/1000 ve 1/5000 Ölçekli Koruma Amaçlı İmar Planları yürürlükte değildir. 26 Haziran 2021 tarih ve 31523 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 4167 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararı ile Muğla İli Milas İlçesi Tuzla Doğal Sit Alanı ve çevresi yeniden değerlendirilmek suretiyle Kesin Korunacak Hassas Alan olarak belirlenmiş ve sınırları revize edilmiştir. Yanısıra, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın kendi sitesinde de belirtildiği üzere sit değişikliği durumlarında her ölçekte plan uygulaması durmaktadır. Dava konusu ÇED raporunda gerçeğe aykırı bir şekilde, Milas Tuzla Sulak alan ve Tampon Bölgede orman alanı veya ağaç niteliğinde koruma alanı bulunmadığı belirtilmiştir. Bu güncel ve bilimsel bir saha çalışmasına dayanmamaktadır. Bargilya Tuzla Sulak Alanı, Ulusal Öneme Hai̇z Sulak Alandır. 31. 07. 2019 tarihinde tescil edilmiştir, koruma yönetim planı hazırlanmaktadır. Bölgenin iklimsel durumu ÇED raporunda gerçeği yansıtmayacak şekilde tanıtılmıştır. İklim değişikliğine bağlı gerçekleşmesi öngörülen nesnel, bilimsel ve güncel, deniz suyu seviyesi yükselmesi, kuraklık gibi durumlar göz ardı edilmiştir” ifadelerini kullandı.
“PROJENİN TURİZM AÇISINDAN KAMU YARARI BULUNMUYOR”
Yapılması planlanan projenin turizm açısından kamu yararı bulunmadığını da sözlerine ekleyen MUÇEP, “ÇED Raporu 1/100 000 ölçekli Çevre Düzeni Planı’na aykırıdır. Proje sahası ve yakın çevresi Bern Sözleşmesi Ek Liste II (Kesin Korunacak Hayvan Türleri) listesinde bulunan hayvanların doğal yaşam ortamı olup koruma altındadır. Dava konusu ÇED Raporunda 1. ve 3. Derece Arkeolojik Sit alanları bulunduğu belirtilmiş ve yapılaşma sınırı ile proje sınırı üst üste oturtularak bir koruma ve araştırma alanı bırakılmamıştır. Dava konusu ÇED Raporunda projelendirilen ‘kasabanın’ yapılmasında turizm açısından kamu yararı bulunmamaktadır” dedi.
“BERABER SAVUNALIM”
MUÇEP basın açıklamasında son olarak şu ifadeleri kullandı:
“Bu bağlamda MUÇEP olarak ulusal ve uluslararası hukuka aykırı, ortak yaşam alanlarını, canlıları metalaştıran, odağına sadece sermayeyi, kısa vadeli rantı koyduğu gün gibi ortada olan bu projeye verilen ÇED olumlu kararının iptali için 1 Temmuz’da davamızı açtık. Talebimiz ÇED olumlu kararının ve projenin ivedilikle iptal edilmesi; hatta bu alanın bir daha benzeri tehditlerle karşı karşıya kalmamasıdır. Burada dile getirdiğimiz ve ayrıca mahkemeye ilettiğimiz pek çok nedenden ötürü alana zarar verecek herhangi bir girişimin engellenmesi adına da yürütmenin acilen durdurulması gerekmektedir. Bu nadir yaşam alanı, onun yuva olduğu binlerce canlı, tarihsel değerler ve ortak yaşam adına çok endişeliyiz. Ülkemiz sınırları içindeki sulak alanların yok oluşlarına ilişkin haberleri neredeyse her gün görürken, Bargilya Tuzla Sulak Alanı’nı birlikte yaşatmaya devam edelim. Tuzla’yı tüm değerleriyle beraber savunalım.”