Gündem gergin istesek de istemesek de siyasetten ayrı yazı yazmak mümkün görünmüyor. Önce düşürülen Rus uçağı sonra Rusya ile gerilen ilişkiler. Rusya’dan turist gelmeyecekmiş! Turizmci dertli! Bu başlıklardan sonra aklıma eski başbakanlardan Yıldırım Akbulut geldi.
Merhum Turgut Özal, Cumhurbaşkanı olduktan sonra Başbakanlığa Erzincan milletvekili Yıldırım Akbulut'u atadı. 47. Dönem Başbakanı Yıldırım Akbulut, gündeme politikacılığından çok hakkındaki fıkralarla damga vurmuştu. “Yıldırım Akbulut'un biri bir gün” diye başlayacak kadar çok anlatılırdı bu fıkralardan. Hatta fıkraları derleyen bir kitap bile çıkmıştı piyasaya.
***
Hakkında anlatılan ve yazılan birçok fıkraya hiç tepki göstermedi. Kimilerinin iddiasına göre fıkraları anlamadığı için tepki vermedi. Şimdilerde de siyasetçiler kelimelerin altında başka başka anlamlar arayarak alınmaya tepki göstermeye başlıyor. Bakın size birkaç Yıldırım Akbulut fıkrası günümüzdeki siyasetçilerin mizah anlayışı ile karşılaştırın. Yıldırım Akbulut, demir leydi Margaret Thatcher'ın daveti üzerine İngiltere'ye gidecektir. Ancak İngilizce bilmediğinden paniğe kapılmıştır. Danışmanını çağırarak ona ne yapması gerektiği sorar.
Danışmanı anlatır: “başbakanım, paniğe mahal yok. Her şey çok kolay olacak. Uçaktan inecek ve oradaki en yaşlı görünümlü bayanın elini sıkacaksınız. Daha sonra sizin için serilmiş olan kırmızı halının üzerinde yürüyerek askeri karşılama taburuna dönüp selam vereceksiniz.”
***
Yıldırım Akbulut’un fıkralara kızmamasının sebebi olarak dayanak gösterilen fıkra ise iş bu: Yıldırım Akbulut bir gün taksiye binmiş. Trafikten dolayı zaten sıkıntıdan patlayan şoför biraz sonra sormuş: “abi sana bir Yıldırım Akbulut fıkrası anlatayım mı?"
Yıldırım Akbulut, bozuk bir sesle yanıtlar: "ben Yıldırım Akbulut'um."
Şoför aynadan müşterisini süzer ve şöyle der: "olsun abi, ben yavaş yavaş anlatırım."
***
Son dönemde ise yerli siyasetçilerimizin mizah anlayışı değişince mizahı yaşam gerekçesi olarak kabul eden bir toplum olarak mizah ihtiyacını da farklı ülkelerin siyasetçileri ile gideriyor. Son dönemin gözde siyasetçisi Putin ve ülkesi Rusya.
Rusya’yı hiç ama hiç tanımayan mizah severlerin, Rusya’da dilden dile gezen birkaç Putin Fıkrası ile noktalayacağım bu yazıyı:
“Putin, bahar mevsimini yasaklamış… Neden?.. Arap Baharı’ndan sonra Rus Baharı gelir diye ürkmüş…”
***
“Moskova’da şehir merkezinde, şoförün birinin camı tıklatılmış. Şoför camını açmış. ‘Putin, teröristlerin elinde rehin’ demiş camı tıklatan. ‘Serbest bırakmak için 10 milyon Dolar istiyorlar. Yoksa benzin döküp yakacaklarmış. Arabadan arabaya gezip para topluyoruz…’
‘Tamam’ demiş şoför… ‘Benden de 5 litre çalışır…”
***
“Stalin, Putin’in rüyasına girmiş… ‘Önce’ demiş… ‘Bütün demokratları kurşuna dizdir… Sonra da Kremlin’i maviye boyat.’
‘Tamam da’ diye cevap vermiş Putin… ‘Mavi ne alâka?’
Stalin sırıtmış.
‘Beklediğim gibi, madem ilk emrime takılmadın, onu uygula yeter!’”
***
“‘Politik fıkraları kim topluyor?
‘Kim olacak Putin.’
‘Gerçekten mi?’
‘Tabii ki… Kolaylık olsun diye anlatanlarla birlikte topluyor.’”
***
“Bir Amerikalı’yı Eyfel’den kendisini ancak; firmasının battığını haber alınca atar… Fransız, eşi’nin dostuna kaçtığını haber alınca atar… Rus ise ‘Kuleden atlamak kesin olarak yasaktır’ levhasını görürse, boşluğa bırakır kendini…”