Değerlerimizi anlamada kaynak problemi yoktur. Asıl sorun kaynakları, Kapital yıkıcı rekabetçi zihniyetli akıl kodları ile anlama ve yorumlama vardır. Kapitalizm bize dayattığı çıkar ve menfaate dayalı, parçalanmış bir zihin kodu ile değerlerimizi anlama ve çalışma sorunumuz vardır. İslam da Kuran-ı Kerim ve Sünnet bir bütündür ayrılamaz, adalet, hak ve liyakat temeli üzerinedir.

Bizler değerimizi bütünün tamamını anlamaya çalışmak gerekirken, bütünün yerine parçalarda soruna çözüm aramaktayız. Değerlerimiz temelinde konuya bir bütün olarak yaklaşmak yerine, uygulamalarda Kapitalizm kurumları içinde parçalayarak anlamaya gidilmiştir. Bu çok büyük bir düşünce yanlışlığıdır.

Özellikle Kapitalizmin bir ürün pazarlar gibi, İslami tatil, İslami turizm, İslami evlilik, İslami borsa, İslami finans, İslam ekonomisi … vb gibi ifadeler de tamamen yanlıştır. İSLAM bir bütündür parçalanamaz, sosyal yapısı adalet, hak ve liyakat üzerinedir. Sosyal yapıda günümüzde bir bütün olarak bakıldığında İSLAM kelimesini kullanmaya zaten gerek yoktur. Çünkü kendisi içinde birbirini tamamlayan yapısı adalet, hak ve liyakat üzerine bir bütündür.

Çıkarlar temelde, sosyal yapıda bizleri her alanda parçalayıp bölerek yöneten Kapital yıkıcı rekabetçi zihin yapısı ile günümüzde konuyu her alanda anlama çalışma sorunumuz vardır.


Bu yıkıcı zihin yapısı, bütünü anlamada asla başarılı olamaz, günümüzdeki akademik tez anlayıştaki konuyu daraltıp parçalayan zihin kodlu anlayışta olduğu gibidir. Akademik yapımız Batının bize dayatılan Seküler anlayışındaki çıkar menfaat ve maddi merkezli bir parçalı anlayıştır. Bizler bütünden konuya da ayrıca bakmalıyız kendi değer yargılarımıza ancak o zaman çözüm üretebilir ve anlayabiliriz.

Bilim üreten akademik alimlerimiz kendi değer yargılarından ve kaynaklarından konuları anlamada her şeyden önemli mevcut Kapital yıkıcı rekabetçi sistemin zihniyet yapısından kurtulması ile ancak kendi değer yargılarımızı doğru anlama ve uygulama ortamı bulabilir.

Değerlerimiz her şeyden önce insanların adalet, hak ve liyakat temel üzere durmasını emreder. Bir bakıyorsunuz kendileri değerlerden referans alan bazı akademik hocalar, esnaf ve iş adamları ve diğer kişiler bile, kapital zihniyetin yıkıcı rekabetçi zihniyet yapısından etkilenmektedir.

Bir bakıyorsunuz haksız uygulamalar, kıskançlıklar, işin ehline verilmemesi, üretenlere engel olmalar, kariyerinde çelme takmalar, yüksek egolar, yıkıcı rekabet ve birçok olumsuz diğer haksız uygulamaları açıkça günümüzde maalesef her alanda görmekteyiz.

Bu yıkıcı Kapital zihin kodu ile mi değer yargılarımızı kendi temelinde çözüm üreteceğiz? hiç sanmıyorum. Asla bu yıkıcı Kapitalist sistem içinde çözüm üretemeyeceğiz.

Ülkemizin ve İslam dünyasının bazı akademik hocaları, esnaf ve iş adamları ve diğer kişiler her şeyden önce yüzyılların bize dayatılan Kapital sistemdeki yıkıcı rekabetçi zihin kodları ile zihinleri bilinçli olarak parçalanmıştır.

Bizler bu eğitim metodolojisini ve kapital yıkıcı rekabetçi zihniyet sistemindeki eğitim altyapısını bir kenara bırakmak zorundayız. Günümüzde tabi ki mevcut sisteme karşı bunu başarabilirlerse ne mutlu, bizler ancak ülkemizin düştüğü üretmeyen bu zor durumdan, ciddi çözümler üretebilir hale ancak o zaman gelebiliriz.

Bizler şu an ABD ve AB karşı ve onun üstündeki üst akıl ve eklentilerine karşı günümüzde ciddi mücadele içersinde iken her alanda, onlara karşı argüman geliştirecek bilgi ve uygulamalar üretilmeliyiz. Peki değerlerimizi referans alan bizim bazı akademimiz, esnaf ve iş dünyamız ve diğer kişiler bilgi üreten üniversitelerimiz ve kurumlarımız bu stratejik duruma hazır mı?

Bizleri her alanda sömüren ve parçalayan mevcut kapitalist zihin kodu ile her alanda insanlarımızı ve bizi tüketen bu Kapitalist sisteme karşı etkin mücadeleye hazır mıyız ? Ülkemizin geleceği için hedef koyduğumuz 2023, 2050 ve 2071 yılları için daha güçlü hale getirecek senoryaları ve sistemleri bu yıkıcı zihin kodu ile aktif üretebilirmiyiz ?

Bu mevcut faizli kapitalist sistemdeki insanı ruhen, ahlaken maddi ve manevi her alanda çökerten adaletsiz, haksız ve liyakatsız bu sistemi kabul etmeye devam mı edeceğiz ? Müslümanlar bu faizli kapitalist sistem de kaldığı müddetçe güçlü olmamız hiç bir zaman asla olmayacaktır. Onun içindir ki Müslümanlar kendi değerlerinden güç alan kendi sistemini kurmak oluşturmak zorundadır.

Alimler, akademik hocalar ve kanaat önderleri her zaman fikirsel alanda toplumun önünde giderler, adalet, hak ve liyakat üzere olan değerlerimizi acilen Ahilik felsefesindeki zihin kodu ile kuşanmalıdırlar. Eğitim sistemimizin altyapısını da birbirlerine karşı mütevazi, öğrencilerine karşı hoşgörülü, öğrencileri farklı fikirlerde yada aykırı fikirlerde olsalar dahi onlara karşı hoşgörülü ve merhametli olmalıdır.

Bilginin ağırlığı ile egodan arınmış bir o kadar mütevazi ve saygılı aynı akademik kulvarlarda rekabet içinde olmalarına rağmen, yıkıcı değil yapıcı birlik ve beraberlik dayanışma yardımlaşma içinde fikir ve bilim üretebilecekleri bir değer temelli zihin koduna ve eğitim altyapısına acilen geçilmelidir.

Bu eğitim altyapısını üreten bir sistem haline getirdiğim, Sakarya Üniversitesi İslam Ekonomisi ve Finansı Yüksek Lisans Proje tezim olan VAKIF İŞ KÜMESİ - AHİLİK 21 YÜZYILIN ÜRETİM ODAKLI FAİZSİZ YENİ KURUMSAL MODEL kitabımda eserimde ayrıca belirttim.

Türkiye olarak gelecek hedeflerimize odaklandığımız bu günlerde kendi değer yargılarından güç alan, bizleri üretime sevk eden, birlik beraberlik temelinde, birbirimiz ile yardımlaşma ve dayanışma içinde olacağımız zihin kodlarımız temelinde eğitim alacağımız bir Ahilik 21.Yüzyıl sistemine acilen geçmeliyiz.

Sevgi Muhabbet ve dua ile kalın inşallah

Nurhan Keleş