Hizmette Adalet Yoksa, Demokrasi de Yoktur!
Siyasi rekabet değil, vatandaşa hizmet kazansın. Peki, bu Türkiye’de ne kadar mümkün? Bunu en iyi Bodrum’a bir türlü getirilemeyen su projesi üzerinden görebiliriz.
Bodrum bu yıl da susuz.
Oysa 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde, Bodrum’a su getirilmesi projeleri hakkında her parti adayı sıcak mesajlar vermişti. Ancak bugüne dek yalnızca isale su boru hatlarındaki patlamaları önlemek amacıyla borular değiştirildi. Sorunu kökten çözecek kapsamlı projelere ise, kredi başvurularına onay çıkmadığı için henüz başlanamadı. Bu nedenle beklenti, umudun ötesine geçemedi.
Türkiye’de iktidar ile muhalefet arasındaki siyasal rekabet artık sadece seçim meydanlarında değil; sokakta, altyapıda, belediye hizmetlerinde ve vatandaşın günlük yaşamında da hissediliyor. Seçimi kazanan partinin yönettiği belediyelerle, kazanamayanların hizmet kapasitesi arasındaki fark, demokrasinin ruhuna aykırıdır. Son olarak CHP’li Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras’ın da dile getirdiği gibi, hizmetin siyasete kurban edilmesi en çok vatandaşı mağdur ediyor.
Bodrum Susuz, Demokrasi Sessiz
Bu durumun en çarpıcı örneği, Türkiye’nin dünyaya açılan turizm kapısı Bodrum’da yaşanıyor. Yıllardır çözülemeyen su sorunu yalnızca teknik bir mesele değil; aynı zamanda siyasi iradenin, farklı partilerden seçilmiş belediyelere karşı takındığı ayrımcı yaklaşımın bir sonucu. Vatandaşlar, siyasi çekişmelerin bedelini susuzluk, altyapı sorunları ve geciken hizmetlerle ödüyor. Su gibi temel bir ihtiyacın dahi iktidar-muhalefet çekişmesine takılması, “Hizmet kim için?” sorusunu yeniden gündeme getiriyor.
Demokrasi Seçimden Sonra da Sürmeli
Demokrasiyi yalnızca sandığa indirgemek; seçim kazanıldıktan sonra diğer bölgeleri görmezden gelmek, halkın iradesine saygısızlıktır. Gerçek demokrasi, seçimi kazanamayan belediyelere de eşit kaynak ve destek sunmakla mümkündür. Aksi halde Türkiye, yalnızca kutuplaşmanın derinleştiği, hizmetin siyasete rehin olduğu bir ülke olarak kalır.
Değişir mi? Belki Nesiller Sonra…
Peki, bu tablo değişir mi? Açık konuşmak gerekirse, bugünkü siyasi kültürle bu zor görünüyor. Türkiye’nin gerçek bir demokratik zihniyete ulaşması, yalnızca seçim kazanmakla değil; seçimden sonra da halkın tamamına eşit hizmet sunmakla mümkündür. Bu dönüşüm ancak gelecekte, siyaseti bir güç savaşı değil, bir hizmet yarışı olarak gören yeni nesillerle mümkün olabilir.
Unutmayalım: Seçim biter, rozet çıkar… Ama halka hizmet ömür boyu sürer.