Bir birini kazıklayan, birbirinin ayağını kaydıran, bireysel çıkar menfaat ilişkisi öne çıkaran, Sorunlu GÜVENİLMEZ bir sistemi de her alanda kurdular. Müslümanların bu faizli ticari sistem içinde ki tüm girişimleri, iş ortaklıkları geçmişte olumsuzluklar ve facialar ile sonuçlandı. Çünkü ipin ucu onlarda sistemi kontrol eden onlar. Bizlerin birlik beraberlik içinde çalışacağımız ortamlar onların sistemi altında olduğu için güveni yok ettiler.
Sistemin kurucuları Müslümanları bireysel ibadet ile camiye sıkıştırdılar. Diğer toplumsal ilişkiler ve yaşamsal alanlarda, ticari alanlardan kısaca her alandan kendi kurallarını dayattılar. Değerlerimiz ile taban tabana zıt olan bu durum karşısında Müslümanlar yaşamaya her alanda zorlandılar. Bu durum karşısında ACILAR yaşamaya devam etmekteyiz.
İşte bu olumsuz durumu bazı MÜSLÜMANLAR bildikleri ve gördükleri halde sessiz kalmalarını anlamak mümkün değildir.
Düzeltme yetkisi ve gücü olan yetkili idareci Müslümanlar bu durumun düzelmesi için NEDEN İRADE ortaya koymamaktadır?
FAİZLİ KAPİTALİST sistemin kurucuları FAİZ üzerinden ve diğer yöntemler ile bizleri her alanda genel sömürür iken, bu sistem den nemalanan bazı MÜSLÜMAN kişiler çevreler, İşletme yetkilileri, esnaf ve iş insanları onların müsaade ettiği kadar alanda güçlendikleri için kendilerine sağladıkları tek taraflı bu güçten, yanlışlıkları gördükleri, bildikleri, duydukları halde vazgeçme yada bırakma eğilimine girmemekteler.
Diğer Müslüman kardeşlerin acı çektiklerini gördükleri ve bildikleri halde zenginliğin, servetin ve gücün kölesi haline gelerek, faizli sistemi kuranların sömürü düzenin devamı için kendi değerlerinden farkına vararak yada varmayarak onlara karşı mücadele etmek yerine, onların sistemini ve kendine kabul ederek mücadeleden vazgeçmekteler. Bu durumda olan kişiler, işletme yetkilileri, esnaf ve iş adamların bu duruma sessiz kaldıkları için büyük vebal altında olmaktalar.
Sistemin kurucuları SERMAYEYİ ve GÜCÜ her alanda kendilerinde topladıkları için yani temerküz ettikleri için, kendilerine sağladıkları bu tek taraflı güçten nemalanmakta ve kazanmaktalar. Bazı Müslüman kişi, işletme yetkilileri, esnaf ve iş adamları da faizli işleme girmese de sistemin onlara sağladığı tek taraflı güçten vazgeçmek istememekteler. Bu durumda olanların faizli sistemi kabul edenlerin vebali yine büyüktür.
Buradan tekrar tüm Müslümanlara, yetkili kişilere, işletme ve sivil toplum kuruluşunda yetkili olanlara, esnaf ve iş adamlarına çağrı yapıyorum.
Allah (c.c.) Kuran-ı Kerim de ;
“Hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı yapışın; bölünüp parçalanmayın. Allah’ın size olan nimetini hatırlayın. Hani siz birbirine düşman idiniz de Allah gönüllerinizi birleştirdi ve O’nun nimeti sayesinde kardeş oldunuz. Siz bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan da sizi Allah kurtarmıştı. İşte Allah size âyetlerini böyle açıklıyor ki doğru yolu bulasınız.” (Âl-i İmrân Suresi–103)
Müslümanların kendi kontrol ettiği bireyi, aileyi, toplumu her alanında değerlerimiz temelinde yücelten, bizleri birlik ve beraberliğimizi her alanda kenetleyen ADALET, HAK ve LİYAKAT sistemine geçtiğimiz, Türk örf adet ve İslami esasların yaşamlarımızın her alanda geçerli olduğu bir bütünlük içinde yaşayacağımız kendi sistemimize acilen geçmeliyiz.
İnsanlık vahşeti ve soykırım yaşandığı günümüz ortamında, İnsanlığın her alanda acımasızca sömürüldüğü adaletsiz, haksız ve liyakatsız bir ortamdan, İnsanlığın yaşadığı bu acılara sessiz kalmayıp kendi değerlerimize ait daha Adil BİR Sisteme acilen geçmeliyiz.
Çözümümüz var iken, gördüğü halde göstermeyenleri, anladığı halde anlatmayanları, bildiği halde bildirmeyenleri, duyduğu halde duyurmayanları vebali kendilerinedir. Yaşadığımız toplumsal ACILARA ve SORUNLARA son verecek olan, değerlerimiz temelindeki daha Adil BİR Sistem çalışmasına geçmeyi ve kurmayı, bu sömürü sistemine artık DUR demeye sizleri davet ediyorum.
Sevgi Muhabbet ve Dua ile kalın İnşallah
NurHan Keleş