Muğla’da günlerdir süre gelen acılar bitmiyor. Muğla tüm Türkiye’nin paylaştığı büyük acılar yaşıyor son zamanlarda. Önce Dalaman’a geldi acı haber. Ateş ilk önce Dalaman’a Üsteğmen Emre Kargın’ın şehit haberi ile düştü. Hemen ardından Uzman Çavuş Süleyman Yasir Ağır’ın şehit haberi geldi. 1 hafta arayla ateş bu sefer Fethiye’ ye düştü. Gencecik iki vatan evladının Şehit haberi hem Muğla’yı hem de Türkiye’yi yasa boğdu. Yüzlerce kişinin olduğu törenlerle toprağa verildi, Muğla’nın gencecik iki şehidi.
Yalnız bir gerçek var ki hiç kimsenin yüreği şehitlerin ana babası kadar yanmadı, yanamaz…
Fakat şehitlerimizin cenaze törenlerinden gelen görüntüleri görünce hem içim yandı hem de şaşkınlık ve kızgınlığımı gizleyemedim.
İçimi acıtan görüntüler acılı anne babanın çığlıkları “oğlum” haykırışları oldu. Acılı bakan o gözlere fotoğraf karesinden bakarken bile bin parça oldum. Oradaki acıyı hepimiz hissetmişizdir elbet açık açık anlatmama gerek yok. Paylaştığımız ortak acıyı hissedebildiğimizi umuyorum.
Bunun yanı sıra gelen görüntülerde tabiri caizse tüm kanın beynime sıçradığı fotoğraflar gördüm. Acılı babayla çekilen protokol fotoğrafını mı sayayım, ailenin kadraja alındığı selfieleri mi sayayım bilemedim. Yahu siz bu insanlara destek için orada değil misiniz? Neyin fotoğrafı, pozu bu? Adam evladını kaybetmiş yaşadığı acının tarifi yok..
Hele bir görüntü var ki izlerken defalarca sinirden kapatıp ya ne oluyor diye geri açtığım. Uzman Çavuş Süleyman YasirAğır’ın şehit haberinin baba ocağına gittikten çok kısa bir süre sonra Fethiye’de bulunan bir yerel kanalın muhabiri, şehit babasına mikrofon uzatıyor. Oğlunun şehit haberinin alalı belki birkaç saat geçmeden acılı bir babaya mikrofon uzatmak ne demek. Yapılan yayın sosyal medya da canlı yayınlanıyor. Muhabir, mikrofonu uzatırken ağlıyor. Yahu sen ağlayarak mikrofon uzatacak kadar kötüyken utanmadan o babayla nasıl röportaj havasında haber yapmaya çalıştın.
Yaptığın yayında “zorlama adamın acısı var” diye yorumlar gelirken sen bunun farkında değil miydin?
Tamam orada muhabirler, gazeteciler ve haberciler olarak görevimizi yapıyor olabiliriz. Her şey, her olay haber malzemesi olmamalı. Bir ananın bir babanın oğlunun kanı vatan toprağına akmışken, o ana o baba göz yaşını daha avucunun içiyle silmemişken bu çabanız ne için? Biraz anlayış. Lütfen sadece biraz anlayış…