Genellikle, yeni yılın yaklaştığı günlerde geçmiş yılın muhasebesi yapılır, yeni yıla bırakılan umutlar dillendirilir, dilek ve temennilerde bulunulur. Geçen yıl bugünlerde yine bu türden değerlendirmelerde bulunup 2020’den beklentilerimizi ifade etmişizdir. Ama öyle bir yıl yaşadık ki ne muhasebe yapabilir durumdayız ne de gelecek yıldan beklentilerimizi sıralayacak haldeyiz.
Bu yıl salgın hastalık, insan hakları ihlalleri, şiddet görüntüleri, ekonomik sorunlar, siyasi gerilimler, dijital dönüşüm gibi pek çok konu başlığı sık sık gündem oldu veya gündemden düşmedi. Mart ayından itibaren salgın hastalıkla ilgili gündelik hayatımızı etkileyen birçok uygulamalara muhatap olduk. Çocuklar, gençler, yaşlılar, çalışanlar, işsizler, engelliler kısacası toplumun her kesiminin etkilendiği olağanüstü bir dönem yaşadık, yaşıyoruz. Kimi zaman işyerlerine gidemedik, sokağa çıkamadık. Kimi zaman telaş ve panik yaşadık, marketlerin raflarını boşalttık.
Düğünler ya ertelendi ya kısıtlı yapıldı ya da yapılmamak üzere askıya alındı. Cenaze törenleri, taziyeler de yine süreçten olumsuz etkilendi. Bayramlar bayram gibi olmadı. Akraba ziyaretleri, komşuluk gibi pek çok geleneğimiz, göreneğimiz terk edildi. Dini hayat, inanç sistemleri ve mekanları da bu gelişmelerden nasibini aldı, alıyor.
Eğitim uzaktan yapılır oldu. Çalışma saatleri ve mekanları değişti. Evlerimiz, işyerine, okula dönüştü. Çocukları dijitalden uzak tutmak isteyen endişeli aileler, dijital eğitime razı oldu. Aile bireyleri imkanları dahilinde odalarına, kendi dünyalarına çekildiler, aile içi ilişkiler sınırlandı, sosyal mesafe korundu ancak her birey dünyayla bütünleşti. Restoranlar da cafeler de evlere servis hizmeti sunmaya başladı. Kahvehaneler kapandı, yerel esnaf zor durumda. Diğer taraftan bilişim, ulaşım, iletişim sektörleri karlarını katladı. Yeni dünya sistemi mi kuruluyor, eski normale dönemeyecek miyiz? Artık bu sorular dahi sorulmaz oldu, demek ki yeni döneme giderek alışıyoruz.
Modernleşme, siyasal katılım, sivil toplum, yeni toplumsal hareketler gibi kavramlarla özne olmaya hazırlanan birey tekrar sorgulanır hale mi geldi. Sendikalar, dernekler, partiler bu gelişmelerden nasıl etkilenecek. Artan bireysellik toplumun sonunu mu getiriyor? Yeni yıl bu alanlarda kazanımlar yılı mı olacak yoksa hızla yeni döneme geçiş yıllarından biri mi olacak? Bu soruların cevabını hemen vermek güç ama üzerinde düşünmeye değmez mi?
Yeni yılda küresel siyaset nelere gebe. Avrupa’da, Ortadoğu’da, Kuzey Afrika’da, Uzak Doğu’da neler olacak? Amerika yeni başkanını seçti, ocak ayında göreve başlayacak. Uluslararası siyaset yeni başkanının göreve başlamasından sonra hareketlenir, İnşallah yeni dönem öncesini aratmaz.
Her şeye rağmen yeni bir yıla girerken umutlarımızı tazelemeliyiz. Salgın hastalıkla mücadele aşının devreye girmesiyle yeni bir boyut kazanacaktır. Bu konuda umut verici haberler her geçen gün alınmaktadır. Yaşanan olumsuzlukların geride kaldığı, salgın hastalığın etkisinin azaldığı, her alanda umutların yeniden yeşerdiği yeni, yepyeni bir yıl diliyorum.