YARDIMLAR, REKLAM İÇERİKLİ FIRSATA DÖNÜŞTÜRÜLMESİN

Bir Ramazan ayını daha karşılamanın tatlı huzuru içindeyiz.

Sabır, hoşgörü, yardımlaşma ve dayanışma ayı olan Ramazan ayını bu yıl, başımıza musallat olan Coronavirüs salgınıyla mücadele ederken karşılasak da, bu mübarek ayı evlerimizin içinde idrak ediyor olmanın mutluluğunu yaşıyoruz.

Allah şimdiden kullarının oruçlarını kabul eylesin.

***

Ülkemizde dayanışma gerektiren sadece Ramazan ayı değil, bayramı, seyranı, afeti, salgını da bu dayanışma kültürü için etken olan günler.

Mahalle kültürünün ve dayanışmanın yoğun olduğu geçmiş dönemlerde, komşusuna yardım eden bir kişi, o kişinin mahcubiyet duygusu yaşamaması için, bu yardımdan kimseye söz etmemesi telkininde bulunurdu.

Günümüzde artık bu güzel tavır, tam tersi bir hal aldı desek yanılmış olmayız.

Günümüzde yardımı kabul eden kişiler, yardım yapan kişiye neredeyse, “aman kimse duymasın” diyecek duruma geldi.

Yani biz maneviyatı biraz asimile ettik.

İnsanlığa örnek sayılabilecek değerdeki tutumlarımızı reklam konusu haline getirdik. 

Bunu layıkıyla yerine getiren her kim varsa yürekten kutluyorum.

Bazı durumlarda istisnalar olabilir ve kabul edilebilir. Özellikle kurumsal bazda yapılan yardımlara sözümüz yok. Bunların ilan edilmesini de doğru bulduğumuzu daha önceden de ifade etmiştik.

İhtiyaç sahibi vatandaşların haberdar olmalarını ve bu yöndeki erişimi sağlamaya yönelik yapılan yardımların kurumsal bir içerikle kamuoyu önüne sunulabilir olmasını olağan karşılamak mümkün.

Günümüzde bu durum sapla samanın karışması gibi bir hal aldı adeta. Şov siyaseti ve oturulan koltukların korunmasını andırır nitelikteki girişimler bu işin tadını kaçırdı.

Maneviyat içeren davranışlar bir yandan gönülleri okşarken, bir yandan da yıkılabilecek insan gururunun görmezden gelinmeye başlandığının da farkına varılması temennimiz.

Sözünü ettiğimiz dayanışma kültürünün öne çıktığı günlerde, bu hassasiyet gerektiren insani yaklaşımlara biraz daha özen göstermek, birbirimize olan güven ve dayanışmamızı arttıracaktır.

Bu kültür artsın ki, yapılan yardımı alanların içine sinsin.

Yapanların da “içine sinsin” demek isterdik ama “zaten içine sinmeyen kişi, sindireceği şekilde davranır” diyelim ve Ramazan ayıyla birlikte karşılayacağımız bayramı, seyranı ya da sürdürdüğümüz salgınla mücadele sürecini siyaset ve şov yaklaşımlarıyla kirletmeden, insanı malzemeleştirmediğimiz daha insani tutumlarla sözünü ettiğimiz dayanışma kültürünü yaşatmaya çalışalım. 

Kısacası, yardımlar fırsata dönüştürülmeye çalışılmasın isteğindeyiz.

 

***

Yardımların şova dönüştürülmemesi yönündeki temennimizi içeren bu durumu ele aldıktan sonra bir başka konuya daha dikkat çekmek isterim.

Malumunuz kentimiz, halk için olmazsa olmaz park ve bahçeleriyle bilinen bir kent. Kişi başına düşen yeşil alan miktarıyla da ülkemizdeki örnek kentlerden diyebileceğimiz bir konumda.

Bu yönde yapılan çalışmaları önemsediğimizi ifade etmek isterim.

Ancak bu park bahçelerdeki başıboş kediler neyse de, özellikle köpeklerle ilgili vatandaşın şikayeti var.

Bu köpeklerin zararsız olduğunu biliyoruz. Kısırlaştırılıp, toplum yaşamının içine salıverildiğini de biliyoruz ama bu girişim biraz amacının dışına taştı diyebiliriz.

En azından gözlemimiz bu yönde. Ortalıkta çok sayıda başıboş köpek bulunuyor.

Özellikle kentteki park ve bahçelerde gruplar haline konuşlanan köpekler, insanların istirahat ettiği saatler ve özellikle gece saatlerinde çıkardıkları gürültüyle, vatandaşlarımızı rahatsız etmekteler.

İlgili kurumların bu konuya ivedilikle eğilmeleri gerekiyor.

İlgililerin de bu durumun farkında olduklarından eminiz. Mahalle sakinleri açısından olumsuzluk üreten bu konunun da çözüme kavuşturulması elzem.

Biz uyaralım, çözüm önerisini bu işin başında olan ehiller getirsin.

***

İçinde bulunduğumuz Coronovirüsle mücadele konusunda devletimizin başarılı bir süreç yürüttüğünü defaten dile getirdik.

Özellikle ilimizde salgınla ilgili rakamsal oranlar yüreğimize su serper nitelikte.

Bunda vatandaşımızın duyarlılığının yanında, devlet mekanizmasında görev yapan kurumlarımızın da etkisi büyük.

Özellikle kolluk güçlerimizin bu salgın sürecindeki dikkati ve çalışmalardaki titiz tavrını, vatandaşların kendilerine sürekli olarak yapılan tavizsiz uyarılara maruz kaldıkları yönünde dert yanar şeklindeki ifadelerinden de anlamak mümkün.

Bu sürecin aşılabilmesinde önemli bir adım olan bu tavizsiz tavrı ortaya koyan emniyetimiz ve jandarmamızı kutluyoruz.