VİCDANLARI YARALAMAYALIM

Öncelikle gündem bu denli acı doluyken, başka konulara değinmek kifayetsiz olsa da, işimiz gereği yaşamın devam ettiği gerçeğiyle yazmaya devam ediyoruz.

Çok söze gerek yok. Acımız çok ama çok büyük. Ne desek az ve anlamsız. Yürekler yangın yeri. Elimizden gelebilen çok şey yok. İdlib’de şehitlik mertebesine ulaşan kahraman Mehmetçiklerimize Allah’tan rahmet, kederli ailelerine ve milletimize, sabır ve başsağlığı diliyorum.

Artık bu acıların son bulması, hiçbir ananın, babanın evlat acısı yaşamaması tek dileğimiz. Evlat bir kere ölürken, ana-baba yaşadığı sürece her gün ölüyor.

Vatan savunmasında görev yapan askerimizin ayağına taş değmesin. Allah milletimize başka acılar yaşatmasın diyerek, bugün konu aldığımız Menteşe’deki 3. Etap TOKİ konutları sürecine yönelik düşüncelerimizi aktarmaya başlayayım.

***

Yaşadığımız Muğla ilinde ev sahibi olmak zor. Bunu bilmeyen neredeyse yok gibi…

Tabi bu zorluk derecesi, evi olmayan vatandaşlarımız için geçerli.

Bunun içindir ki belli aralıklarla etap etap yapımı gündeme gelen Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) tarafından inşa edilen konutların, önemli bir ihtiyaca karşılık verdiğini söylemek mümkün.

Ancak bu önem ve ihtiyaca; konuta ihtiyacı olmayanların, konut sahibi olma girişimleri gölge düşürüyor.  

Hatta vicdanları yaralıyor.

Kentte herkesin herkes hakkında bir bilgisi ve fikri hep vardır. TOKİ’nin her etabının ardında bu iddiamız veya bu iddiamıza benzer dedikoduların ortaya atıldığını bilir, duyarız.

Önce dedikodu gibi algılasak da, ateş olmayan yerden dumanın çıkmayacağını biliriz. Gerçekten de, konuta ihtiyacı olmayan vatandaşların, konuta ihtiyacı olanların hakkını adeta gasp ettiğini son yıllarda pek çok kez işitmiş hatta tespit bile etmişizdir.

Dolayısıyla bu ve benzeri örnekler, bizim ülkemizde hiçbir şey kuralına uygun uygulanamadığını gözler önüne seriyor.

Ya da vatandaşlık zihniyetine erişmediğimizin de bir göstergesi diyebiliriz.

Adı üstünde ihtiyaç sahibi olanlar için ortaya konmuş bir projede, gerçekten ihtiyaç sahibi olup hak kazanmış vatandaşlarımızı tenzih edip,  ihtiyaç sahibi olmayan kişilerin bu uygulamalardan yararlanıyor olmasını içimiz kabul etmiyor.

Ne yapıp yapıp, farklı yollara başvurulup, bir şekilde bu gasp mekanizması işliyor. Oysaki şartnamedeki kriterler her ne kadar da, yeterli gibi gözükse de, başka zaman, başka alanlarda kılı kırk yaran devletimiz, konu TOKİ’den ev sahibi olmak için yapılan başvuruda, yetersiz kalabiliyor.

Konuya ilişkin bir örneklendirmede bulunmak isterim. İkinci etap konutları gündeme geldiğinde çetin bir kış günü ilimizde faaliyet gösteren iki gazeteciler cemiyetinin başkan ve yönetim kurulu düzeyinde Muğla’dan Ankara’ya gitmiş, meslektaşlarımızın kurasız ev sahibi olmaları için TOKİ’ye girişimde bulunmuştuk. O dönemin Muğla Milletvekili Sayın Nihat Öztürk de bizlere ciddi bir destek sunmuş, talebimiz kabul görmüştü. Bu sayede de sektörümüz için ayrılan kontenjana, konut sahibi olmak isteyen ihtiyaç sahibi arkadaşlarımızın isimlerini yazdırdığına tanıklık etmiş, meslektaşlarımıza yönelik yarar içeren bir çalışma sergilediğimizi düşünerek mutlu olmuştuk.

Biz ismini yazdıran her arkadaşımızın ihtiyacı olduğunu düşünerek, çalışma yapmıştık. Oysa gerçekten ihtiyaç sahibi olup da, ev sahibi olan arkadaşlarımızın dışında, ihtiyacı varmış gibi adını yazdırıp, daha sonra ev sahibi olmak yerine hakkını satmaya yönelik düşünceye sahip, sonra da bu düşüncesini hayata geçiren bazı arkadaşlarımızın da var olduğunu gözlemledik.

Şahsım da bir basın mensubu ve ayrılan kontenjandan hak iddia edebilecekken, ne ilk, ne iki, ne de üçüncü döneme ait etaplardaki konutlar için hiçbir müracaatta bulunmadım. Öncelik, ihtiyaç sahibi meslektaşlarımız ve vatandaşlarımızındı.

Cemiyetimiz yönetim kurulu olarak bu çalışmanın altına elimizi sokarken tek düşüncemiz, gelir düzeyi yüksek olmayan sektörümüzde ev sahibi olmayı neredeyse hayal olarak gören meslektaşlarımızın ev sahibi olmasına katkı sunmaktı. Öyle de oldu. Başvuran pek çok arkadaşımız, güya Toplu Konut İdaresi’nin dar gelirli vatandaşlar için sunduğu ama dar gelirli vatandaşlar ile yakından uzaktan ilgisi olmayan ikinci etap TOKİ konutlarından pahalı da olsa yararlandılar.

Azınlık sayılabilecek birkaç arkadaşımızın ise, bu süreci para kazanma yöntemi olarak görüp, bu durumu avantaja çevirerek, haklarını kura dışı kalan vatandaşlara satma girişimlerine ise, üzüldük. Tabi bu girişim kendilerini bağlar. Kızan kızacaktır. Açıkçası umurumda değil. Doğruya doğru, yanlışa yanlış demeyi yaşamımızın önceliğine koyduğumuzu birkaç kez bu satırlardan vurgulamıştık.

Bizi memnun eden şeyin, bugün ödeme koşulları, piyasa koşullarında bir eve sahip olma şartlarından pek farkı olmayan bir rayiçte bir ödeme tarifesine sahip olan konutlardan, ihtiyaç sahibi meslektaşlarımızın yararlanmaları olduğunu tekrar belirtelim.

Bunu niye anlattım. Bunu bizim ülkemizde hiçbir şeyin kuralına uygun uygulanamadığı söylemimi pekiştirmek için anlattım.

Biz Milli Piyango büyük ikramiyesinin bile ihtiyaç sahibi birine isabet etmesiyle mutlu olan bir milletiz. Böyle bir milletken, ihtiyaç sahibi vatandaşlarımızın hakkını gasp etmek de neyin nesi anlamış değilim. Bu yüzden de, her şeyde liyakat olgusuna vurgu yapıyoruz.

***

Menteşe’de bu defa gerçekten de dar gelirli vatandaşlarımız için planlanıp, yatay mimari ve mahalle konseptiyle geliştirilen TOKİ’nin 3. Etabı olan Muğla Menteşe Projesi'nin kuraları geçtiğimiz Cuma günü çekildi. Toplamda 500 konut için yaklaşık 13 bin kişinin başvurduğunu gazetemizden siz okuyucularımıza aktarmıştık. Bu rakama bakıldığında ev sahibi olmanın ne denli önemli olduğunu görüp, anlayabilmek kadar, vatandaşlarımızın bu yöndeki ihtiyacını da görüp, anlamak mümkün. Kurada önce 20 şehit ailesine konutları verilirken, 26 engelli vatandaşımızın da belirlendiğini öğrendik. Buna kimsenin itirazı olamaz, bilakis memnuniyet yaratır.

Bütün bunları şunun için ifade etmeye çalışıyorum; özel duruma sahip bu vatandaşlarımız dışında geri kalan konutlar için umarız gerçekten ihtiyaç sahipleri başvurmuştur. Umarız gerçekten ihtiyacı olanlar ev sahibi olabilecektir. Kura çekimini takip eden muhabir arkadaşlarım, vatandaşlar arasındaki konuşmalara kulak vermişler. Daha önceki yıllarda konuşulanlar, bu kura çekiminde de konuşulmuş. Geçtiğimiz iki etap için konuşulanların doğrulandığını görüp, tespit ettik. Umarız bu defa kulağa gelenler gerçeği yansıtmıyordur.

İhtiyaç sahibi olan ve kurada ismi çıkan vatandaşlarımıza yeni konutları hayırlı uğurlu olsun. Kurada adı çıkmayan vatandaşlarımızın da bir şekilde başlarını sokacak bir eve sahip olmalarını yürekten dilerim.

Vicdanları yaralamayalım.

Yaralamayalım ki, kimsenin gözü kimse de kalmasın.

Herkesin yüzü gülsün, herkes evlerinde huzur içinde oturabilsin.