Kafaca Köyünde ikameti bulunduğu bilinen, Muğla Canavarı Eşref civar köylerin hepsini dolaşmasıyla bilinirmiş. Muğla halkının korktuğu biri olarak bilinirmiş.
Eşref Atan’ın adı, 1960'lı yıllarda bir kaza sonucu işlediği ilk cinayetle duyulmaya başlanmış, 1963 yılında, tüfeğini temizlerken kazara ilk eşini öldüren Atan, bu cinayet nedeniyle 24 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. Ancak 1974 affı ile serbest kalmıştı. Cezaevinden çıktığında, temiz bir yaşam sürmeye karar veren Atan, ikinci bir şans arayarak evlenmeye çalışmış: Ancak karanlık geçmişi onun yakasından düşmemiştir.
1978’de, âşık olduğu kadının sevgilisiyle birlikte öldürülmesinin ardından dedikodular hızla yayıldı ve bu durum Atan'ı Türkiye'nin en çok konuşulan ismi haline getirmiştir. Aynı yıl, dedikoduların kaynağı olduğu düşünülen Neşet adındaki bir kişiyi dağa kaldırıp, ağzını dikerek serbest bıraktığı iddia edilmiştir. Bu olaylar, Atan'ı tam anlamıyla "son eşkıya" yaparak, halk arasında bir efsane haline getirmiştir.
Sonraki yıllarda, dağlarda gezen Atan, bir taksici kadınla Adana'ya kaçmış, Ancak, polisin kadının gönderdiği mektubun üzerindeki damgadan yola çıkarak yaptığı takip sonucu yeniden yakalanarak hapse girmiştir. 1991 affından yararlanarak özgürlüğüne kavuşan Atan, 1992 yılında Muğla Orman İşletme Müdürlüğü’nde bekçilik yapmaya başlayarak çalışmaya başlamıştır. 2005 yılına kadar bu görevde kalan Atan, emekli olduktan sonra bir süre derin bir sessizliğe bürünmüştür.
Sağlık sorunlarıyla boğuşan Eşref Atan, damar tıkanıklığı hastalığı nedeniyle ciddi bir sağlık krizi geçirmiş, geçirdiği felç sonrası, 66 yaşında hayatını kaybetmiştir. Cenazesi, Kafaca Mezarlığı'na defnedilerek son yolculuğuna uğurlanmıştır.
Halk arasında ismi Muğla Canavarı olarak efsaneleşmiş olan Eşref Atan, bir zamanlar dağlarda özgürlüğü arayan biri mi yoksa tarihin sayfalarında kara bir leke olarak mı anılır yorum tamamen sizlere kalmış.
Ama Muğla halkı önceden Eşref’ten çok korkar, Onu görenler yolunu çevirirmiş. Eşref Atan, adını duymayan kalmamış bir efsane olarak kalmış. Çoğu kaynakta adına türkü yakılmadığından bahsedilmiştir. Ve halk arasında sevdiği kadınla dedikodusunu yapan birinin ağzını diktiği ortaya iddia olarak atılmıştır. Bir neslin sürekli tartıştığı konu ise şu oldu: Eşref bir kahraman mıydı yoksa bir eşkıya mı?