Türkiye’nin gündeminde sürekli olarak siyasetin ve tartışmaların ön planda olduğu, çözümler yerine kavgaların beslendiği bir manzara hakim. Ancak, sokaktaki 86 milyon insan için gerçek gündem çok daha farklı. Halk, ekonomik sıkıntıların pençesinde yaşam mücadelesi veriyor ve geçim derdi her geçen gün ağırlaşıyor. Bugün asıl ihtiyaç, siyasi kavgaların değil, insanların hayatını kolaylaştıracak çözümlerin konuşulması. Türkiye’nin bu zorlu süreci atlatabilmesi için, iktidarı ve muhalefetiyle tüm siyasi yapının halkın yanında olduğunu göstermesi gerekiyor.
Erken seçim beklentileri ve iktidar değişiklikleri tartışıladursun, gerçek değişimin sadece seçimle sağlanamayacağı aşikar. Bir seçimin sonuçları, halkın asıl ihtiyaçlarını gidermek için yeterli olmayabilir. Türkiye’nin en büyük gereksinimi, yalnızca sandıktan değil; Atatürk’ün temellerini attığı değerleri canlandırmaktan, birlik ve beraberlik ruhunu güçlendirmekten geçiyor. Bu değerler, Cumhuriyet’in kuruluş felsefesinden ilham alarak ülkenin her bireyinin refahını sağlama hedefini içeriyor.
Günümüzde siyasi çıkarların ön planda olduğu söylemler yerine, halkın sesine kulak veren ve her kesimin refahını gözeten bir siyasete ihtiyaç var. İktidar ve muhalefetin el ele vererek ekonomik, sosyal ve kültürel gelişimi önceleyen bir plan oluşturması, toplumun beklentisi haline geldi. Türkiye’nin geleceğini daha parlak ve sürdürülebilir kılmak için birlikte hareket edilmesi ve siyasi farklılıkların bir kenara bırakılarak 86 milyon vatandaşın iyiliği için çalışılması şart.
Sonuç olarak, Türkiye’nin asıl gündemi; siyasi kavgalar değil, dayanışma ve ortak bir hedef doğrultusunda hareket etmektir. Atatürk’ün mirası olan laik, demokratik ve sosyal bir hukuk devleti olma yolunda atılacak her adım, Türkiye’nin refahı ve huzuru için bir yatırım olacaktır.
Tandoğan Uysal