Türkiye’de gazetecilik yapmak, tarih boyunca tehlikeli bir meslek oldu. Osmanlı’dan Cumhuriyet’e, darbe dönemlerinden günümüz iktidarına kadar gazeteciler sürekli baskı, sansür, gözaltı ve tutuklamalarla karşı karşıya kaldı. Tarih değişti, yönetimler değişti ama basına yönelik tahammülsüzlük hiç değişmedi. Bugün yaşananlar, geçmişte defalarca sahnelenmiş bir oyunun yeni perdesi gibi.
Osmanlı’dan Cumhuriyet’e: Eleştiren Sürgüne, Hapsine
Basının ilk yıllarına baktığımızda, Osmanlı’da gazetecilik yapmak başlı başına bir cesaret işiydi. Namık Kemal, Ziya Paşa gibi yazarlar, kalemlerini iktidara karşı kullandıklarında sürgüne gönderildi. II. Abdülhamid dönemi, ağır sansür ve baskılarla doluydu. Gazeteler kapatılıyor, yazarlar hapsediliyordu.
Cumhuriyet’in ilk yıllarında da durum çok farklı değildi. Mustafa Kemal Atatürk dönemi, yeni rejimin otoritesini sağlamlaştırma süreciydi ve bu süreçte basın da kontrol altına alındı. Muhalif gazeteler kapatıldı, eleştirel gazeteciler susturuldu. 1940’lara gelindiğinde, özellikle Tan Gazetesi Baskını, gazetecilere yönelik şiddetin açık bir örneğiydi.
Darbeler ve Gazetecilere Zulüm Dönemi
Türkiye’de askeri darbeler, gazeteciler için hep felaket oldu. 1960 darbesinde, Demokrat Parti’ye yakın gazeteciler hedef alındı. 12 Mart 1971 muhtırasında ve özellikle 12 Eylül 1980 darbesinde gazetecilere karşı ağır sansür uygulandı. Gazeteler kapatıldı, onlarca gazeteci işkenceden geçirildi, hapsedildi.
28 Şubat sürecinde medya, askerin baskısı altındaydı. Hükümete yakın gazeteciler işlerinden edildi, medya kuruluşları kapatıldı. 2000’lere geldiğimizde ise, özgürlük umudu vardı ama bu da çok uzun sürmedi.
Bugün Değişen Ne? Yöntemler Aynı, Gerekçeler Farklı
AK Parti’nin ilk yıllarında basın özgürlüğü konusunda kısmi bir rahatlama yaşandı. Ancak zamanla eleştirel medya susturulmaya başlandı. Büyük medya kuruluşları el değiştirerek iktidara yakın isimlere devredildi. Eleştirel gazeteciler hakkında davalar açıldı, “terör örgütü propagandası” ya da “devlet sırlarını ifşa” gibi suçlamalarla tutuklandılar.
Bugün Türkiye, basın özgürlüğü sıralamalarında en kötü ülkeler arasında yer alıyor. Cumhuriyet, BirGün, Sözcü gibi gazeteler sürekli baskı altında. İktidarın hoşuna gitmeyen haber yapan gazeteciler ya işsiz kalıyor ya da hapse giriyor.
Gazetecilik: Türkiye’de Suç Sayılan Bir Meslek
Türkiye’de gazetecilik yapmak, hükümetin hoşuna giden haberleri yazmakla sınırlı hale geldi. Eleştirel haber yapmak, gerçekleri anlatmak artık suç sayılıyor. Tarih boyunca gazeteciler baskı gördü ama yılmadı. Bugün de aynı mücadele devam ediyor. Türk gazetecilerin kaderi hep aynı: Gerçeği yazan cezalandırılıyor, susan ödüllendiriliyor. Ama her dönemde olduğu gibi, susmayanlar yine var, yine olacak.