TURGUTREİS LİSESİ’NİN UYGULAMASI OLMAMIŞ!

“Turgutreis Lisesi’nde okudum, Cemiyet Başkanı oldum”

Başlatılan bir furyayla şehrin belli yerlerini süslemeye başlayan ve gerekliliği ile neden gerek duyulduğu sorgulanan sloganların şahsıma uyarlanmış hali.

Bir Turgutreis Lisesi mezunu olarak, has bel kader yeterli tanınırlığa kavuşmuş olan şahsıma da uyarlanabilecek bir slogan.

Benim açımdan gerekli mi, gerekli değil.

Bu sloganla duvarlarda boy gösterir miyim, göstermem.

Olmuş mu olmamış.

***

Turgutreis Lisesi’nde eğitim görüp, mezun olmanın ayrıcalığını hissettirmeye yönelik başlatılmış bir uygulama mı desem, reklam mı desem, farkındalıkla ilgili bir çalışma mı desem ne desem bilemedim.

Hatta şehrin belli yerlerine asılması için basılmış afişleri görüntüleyenlerce de, sosyal medyada bazı kişilerin eğlencesi haline dönüşmüş, üzerinde baya bir mizahi diyaloglar geliştirilen uygulamadan söz ediyorum.

Eğer ki bu çalışmada hoşgörüsel bir yaklaşım beklenirse, o zaman mizahi yaklaşımlara da kızıp, darılmayıp, aynı hoşgörüyle yaklaşmak gerekir.

Elbette ki öğrenim gördüğümüz köklü okulumuzun gerek kamuoyu gerekse gelecek nesillere tanıtılıp, tercih edilmesinde etkin olabilecek her türlü çalışma ve etkinliğe karşı değiliz ama işte aması var.

Bu tür kamuoyuna mal olması beklenen çalışmalar yapılırken, geniş bir süzgeçten geçirilmeli, fikirlere başvurulmalı.

Yapılan işin ne getirip götüreceği, nasıl karşılık bulacağı ortak bir akılla masaya yatırılmalı.

“Yoksa ben yaptım oldu mantığıyla” bir işe kalkışırsanız, sempatik olayım derken antipatik olduğunuzu görürsünüz.

Ve bir o kadar da mizah konusu.

Afişlere konu olan isimler, Turgutreis Lisesi’nde okumasalar, hiçbir şey olamayacakmış ya da olamazmış gibi bir ifadeye karşılık bulan slogan mı olur?

Ya da sözü edilen kişilerin ününe kavuşamayan okul mezunları kendilerini Turgutreis mezunu olarak nasıl ifade etmeli?

Bakınız, hayatın akışı içerisinde talihsiz bir şekilde ticaret hayatını sonlandırmak zorunda kalmış bir dostumuz da afişleri görünce aynen şöyle bir cümle kurdu:

“Turgutreis Lisesi’nde okudum, battım”.

“Ben de böyle mi demeliyim?” diye kendi kendine yorum yapmıştı hatta.

Nereye çekerseniz çekebileceğiniz bir çalışma olmuş.

Hem güldüm, hem düşündüm.

Düşündüm ki, düşündüğümü bugün bu yazıda kaleme alıyorum.

***

Bu şehrin her eğitim kurumu birer dinamik.

Her okul kendi bünyesinden değerli isimler mezun etti.

O isimleri mesnetsiz kılar gibi bir çalışmayı onaylamak, sanki Muğla’da sadece Turgutreis Lisesi’nden mezun olanların bir yerlere gelebildiği gibi bir yaklaşım doğru olmaz.

Sadece hoşgörü çerçevesinde bakmaya çalışabiliriz o kadar.

Baktık ve bakmaya da devam ediyoruz zaten.

Ama eleştiri de bazı gerçeklerin gözler önüne serilmesi açısından önemli.

Hadi bu sloganın böyle bir düşünceye hizmet etmediğini ben anlayıp, bilebilirim ama anlamak istemeyene anlatamazsınız.

***

Rahmetli Ayhan İçöz hocamın, okulda öğrenim görmüş ve mezun olmuş isimleri tek bir takvimde topladığı çalışmayı hatırlıyorum.

Bu öne çıkmış isimlerin, kentin duvarlarında tartışılır bir sloganla afişe edilmesi yerine, okul bünyesinde afişe edilip, öğrencilerin bu isimleri önce kendi içinde tanınması sağlamalı ve hatta hayatta bulunanların öğrencilerle buluşturulmasını amaçlayan etkinliklere imza atılmalı.

Böylelikle düzenlenecek bu tür etkinliklerin, okulun içinden kendiliğinden taşıp, kamuoyuna da erişimi sağlanabilmiş olacaktır.

Biz okulumuzun her türlü çalışma ve aktivitesine gerek eski bir öğrencisi, gerek bir basın mensubu ve gerekse basın meslek kuruluşu başkanı olarak destek vermeye devam edeceğiz.

Özellikle de fikir bazında…

“Ben Turgutreis Lisesi’nde okudum, bunu da annemin tercihiyle yaptım, unutulmaz anılar biriktirdim, unutulmaz hocalar tanıdım”

Benim farkındalık sloganım bu şekilde.

Dönemimin Okul Müdürü Sayın Mustafa Aydemir ile yine daha sonraki dönem Okul Müdürümüz Sayın Bayram Güner’in aramızdan ayrıldığını üzüntüyle öğrenmiş bulunmaktayım. Değerli hocalarıma Allah’na rahmet, kederli aileleri ve geçmişten bugüne Turgutreis Lisesi camiamıza başsağlığı diliyorum.