Paksoy Holding'in sahibi Mahmut Paksoy’un küçük oğlu Can Paksoy'un kız arkadaşı Nazlı Sinem Erköseoğlu, 26 Eylül 2010 tarihinde Beyoğlu Gümüşsuyu Mahallesi’ndeki Mithat Paşa Apartmanı’nın havalandırma boşluğunda ölü bulundu. O gece, Can Paksoy ve ağabeyi Mahmut Emre Paksoy’un bir kulüpte ve apartman girişinde görüntüleri tespit edildi.
Sabah gazetesi muhabiri Mustafa Sait Özkan’ın haberine göre, holdingin veliahtı olan iki kardeşe müebbet hapis cezası istemiyle dava açıldı. Ancak 2014 yılında, 19. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, kasten ya da dikkatsizlik sonucu ölüme sebep olduklarına dair yeterli delil bulunamadığı gerekçesiyle beraat ettiler. Nazlı Sinem Erköseoğlu’nun ailesinin temyiz başvurusu üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı beraat kararının bozulmasını talep etti. Yargıtay 1. Ceza Dairesi, dosyayı inceledikten sonra şüphelinin müebbet hapisle cezalandırılmasını istedi. Ancak Mahmut Emre Paksoy’a yönelik beraat kararı onandı.
BOZMA İLAMINA UYMADI
Geçen yıl 22 Mart’ta yapılan karar duruşmasında mahkeme, Yargıtay’ın bozma ilamına uymayarak kararında direndi. Can Paksoy’un suçlamaları ispatlayacak yeterli delil bulunmadığı belirtilerek, üçüncü kez beraat kararı verildi ve yurtdışına çıkış yasağı ile adli kontrol kaldırıldı. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, mahkemenin kararına itiraz etti. 20. Ağır Ceza Mahkemesi, yurtdışına çıkış yasağı ve adli kontrol tedbiri uygulanmasına karar verdi. Erköseoğlu ailesinin avukatları ise, üçüncü beraat kararını tekrar Yargıtay’a taşıdı. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Can Paksoy’un mahkûmiyetinin gerektiğini belirterek, kararın bozulması için dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na gönderilmesine karar verdi.
OKLAR PAKSOY'U İŞARET EDİYOR
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, dosyayı incelerken cinayet izlerine rastlandığını belirtti. Nazlı Erköseoğlu’nun üzerinde ve vajinal bölgesinde Can Paksoy’a ait DNA örnekleri bulunduğu, bu durumun Erköseoğlu’nun ifadesinin çürüdüğünü gösterdiği ifade edildi. Ayrıca, otopsi raporunda, Nazlı’nın kafasında bulunan büyük darbenin düşmeye bağlı olmadığına dair bulgular yer aldı. Genç kadının elbiselerinin sonradan giydirildiği ve Can Paksoy’un savunmasındaki bazı açıklamalarının, HTS kayıtlarıyla çeliştiği vurgulandı.
