Kaleme almaya başladığımız CHP ve CHP’deki Muğla il başkanlığı kongre sürecine değinmeye devam edelim.
Bu ara CHP’deki kongre süreci, köşe yazılarında ve haberlerde rağbet gören bir süreç.
Şahsım da bu sürece ilişkin tespitlerimi kaleme almaya çalışanlardanım.
Kabul görür, görmez, mesleki gözlem ve tespitler olduğunun bir kez daha altını çizmek istiyorum.
Bu nedenle de, sürece ilişkin sözlere, “bilindiği gibi” diye başlamamızın bir sakıncası olmayacağını düşünüyorum.
Malum kamuoyu baya bir bilgilendi.
Bilindiği gibi; 8 Şubat’ta CHP’de il kongresi var.
Varsayımlar, nabız yoklamalar, hamleler, isimler, şikayetler, kulisler, dedikodular ne ararsanız var olan bir süreçten söz ediyoruz.
Bu süreç değerlendirmelerden yola çıkıldığında ilginç saptamalara da gebe bir süreç.
Nasıl mı?
“Muğla CHP’yi elinde tutan güç ile yol arkadaşı arasındaki güç savaşı mı” diye yorumlayanları mı ararsınız,
"Böyle görünmeye yönelik taktiksel bir yaklaşım diyenleri mi" ararsınız,
“CHP’yi elinde tutan gücün görev süresinin sona yaklaşıyor olmasıyla geleceğin dizaynını ele geçirmek için ortaya konulan gizli bir savaş mı” diyenlere mi ararsınız,
“İl başkanlığı üzerinden hesaplaşma var” diyenlere mi ararsanız her türlü yoruma açık bir süreçten söz ediyoruz.
Ne derseniz deyin ya da ne derlerse desinler diyebileceğiniz bir süreç anlayacağınız.
Elbette ki konu organik bağı olanları ve ilgilenenleri ilgilendiriyor, yoksa toplumun tüm katmanlarını ilgilendiren bir süreç değil bu.
Bu süreçte sözünü ettiğimi ölçütte pek çok şey söylendi, ortaya atıldı.
Şimdi söz delegenin.
Hesaplar tutacak mı tutmayacak mı göreceğiz.
Buraya kadar böyle bir tablo var.
Ama netliğini korumuyor bu tablo.
Ya da bilmediğimiz başka bir hesap mı ortaya çıkacak?
Olur, mu olur.
Sorusu bol, hamlesi çok bir dönemin eşiği.
Mesela bu hamlelerden birini daha görmek mümkün.
O da hala birilerinin aday olmayı beklediği ya da kararsızlık yaşadığı.
Ben hala bugünkü ya da dünkü (malum gazete baskıya girmeden önceki ve sonraki süreç var) toplantıdan ilçe başkanı veya belediye başkanı desteği aldığı takdirde üçüncü bir adayın çıkma umudunu koruduğunu düşünüyorum.
Olmazsa da desteksizlikten içinde uhde kalıp ah vah edebileceğini de düşünmekteyim.
Çıkarsa çıkanı, çıkmazsa da mevcut ortaya atılan soruların, hamlelerin ve beklentilerin ana faktörleri olan Zeybekoğlu-Özkan yarışını ve sonrasında da yaşanan ve yaşanacak olanları masaya yatırırız.
Onu bunu bilmem ama sorusu bol, hamlesi çok olan bu süreçte daha çok yorumlanacak fotoğraf çıkacak gibi görünüyor.