Ne zaman Muğla’ya yada Muğlalıya dair bir yazı yazsam hem çok okunup çok da serzeniş duyuyorum. Muğla’da yaşayan sonradan buraya yerleşenlerin, “Hasan’ın yine Muğla şovenliği tuttu” denildiğinin de farkındayım.  Ama ben başka illerden gelip, Muğla doğumlulardan daha Muğlalı olabilmiş hemşerilerimin beni anladıklarını da biliyorum. Zira Muğlalı olmak Muğla’da doğmayı köklerinin Muğla’da olmasını gerektirmez. Burada yaşayıp burası için çalışıyor üretiyorsa işte onlar gerçekten Muğlalı.

Herkes iyi niyetli olmak zorunda değil tabi… İsteyen elbette anlamak istediği gibi de anlar!

***

Nasreddin Hoca, eşekten düşüp yaralandığında bilirsiniz herkes yardımına koşmuş. O da şöyle demiş:

-“Bana eşekten düşen birini getirin.”

Doğrusu da bu değil mi?

Eşekten düşenin halinden eşekten düşen anlar!

Muğlalının halinden ancak Muğlalı anlar. Gerçek manada Muğlalı olmanın birinci kuralı Muğla için üretmektir. İsterseniz proje, isterseniz materyal, isterseniz de farkındalık yaratın. Yeter ki niyetiniz iyi olsun. Eeee ne demişler, “Fikrin neyse zikrinde odur!”

***

Ben bu güne kadar defalarca eşekten düştüm. Her düşüşümde inatla o eşeğin üzerine binmeye devam ediyorum. Mesleğimiz gereği birçok insanla konuşuyor birçok derdi ve sevinci dinliyoruz. Kimi zaman dertlere mehlem olabilmek için çaba sarf ediyor kimi zamanda sevinçlere ortak olup mutluluğumuzu arttırıyoruz.

***

Eşekten düşenin halinden anlayan biri olabilmek için her defasında bir kez daha eşeğe binip düşmeyi bekliyorum. Son dönemde Nasrettin Hoca’nın bu hikayesinden yola çıkarak insanlar empati kurmayı öğrendi. Peki Muğla da Muğlalı olmadan sadece empati yaparak yöneticilik yapmak kolay mı? Kolay olmadığını siyasi partilerin İl Başkanlarından görüyoruz. Son dönemde Muğla’da siyasi partilerde görev alanlar arasında Muğlalıların sayısı yok denecek kadar az. Bu yokluk hem o siyasi parti hem de Muğla için kayıplar getiriyor.

***

1200 rakıma çıktığında davul zurna ile düğünde ağır ritimle dizlerini yere vura vura Muğla Zeybeği oynamasını da bileceksin, 0 rakıma indiğinde ince saz heyetiyle Sepetçioğlu Zeybeğini oynarken hızını da kaybetmeyeceksin. Yüz ölçümü olarak birçok büyükşehirden daha büyük bir alana yayılan Muğla’da, Seydikemer Eşen’de Ali dayının kirbetinde çay içmenin keyfi ile, Bodrum Yalıkavak’ta sait ağabeyin yanında balığı ağlatmadan  yemenin de tadını bileceksin. Bunları yaşamalı bunları bilmelisin ki Muğla’da siyaset yapabilesin.

***

Hala sosyal paylaşım sitelerinde kendilerini tanıtan sayfalarında memleketleri kısmına Muğla yazamayan kendini Muğlalı olarak görmeyen ama Muğla’da il başkanlığı yapan siyasetçiler var. Yıllar önce bir meslek büyüğüm bana “Unutma Muğla’da her şey yapmış olmak için yapılır” demişti. Haksızda sayılmaz aslında.

***

“Su akar, Muğlalı bakar” denildiğini bilirsiniz. Bu söz, doğru ve yerinde bir sözdür ve doğrusu benim çok ağrıma gider. Akan suya bakacak kadar salak mıyız? Üstelik akan suya bakmakla kalmayıp, havanda su dövme konusunda da elimize su dökebilecek yok gibi…

Siyasetçi dediğin bin düşünüp, bir söylemeli…  Siyasetçi “rakibi de” olsa varsa onun hakkını teslim etmesini, yeri geldiğinde onurlandırmasını bilmeli.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Muğla Valiliğini ziyareti Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Muğla Valiliğini ziyareti

siyaset ciddi bir iş. Olgun adam işi…

Bakın Şeyh Said Şirazi ne demiş,  “Olgun bir adamı dost edinmek isterseniz, eleştirin; basit bir adamı dost edinmek isterseniz methedin.”

***

Muğla’da siyaset yapmak bile yapmış olmak için yapılıyor. Düşünen üreten adamaları görmezden gelerek sadece kendi menfaatleri için siyaset yapan onlarca politikacı var. Hatta yüzsüzlüğü ele alarak “bırak sokak soytarısı onlar” diyecek kadar da kendilerini tartamıyorlar.  Tüm sokak soytarıları adına sesleniyorum “Koltuk soytarısı olmaktansa bem beyaz ayranlı sokaklarda başı dik yürüyen bir sokak soytarısı olmayı tercih ederim.

***

“Akıllı Adam aklını kullanır. Daha akıllı adam başkalarının aklını da kullanır.” Bernard Shaw “Akıllı insan düşündüğü her şeyi söylemez. Ama her söylediğini düşünür.” Aristoteles

Sanki hepsi siyasetçiler için söylenmiş. Bunlara bir tane de ben ekleyelim. “Politikada kimsenin gücü kimseyi yok etmeye yetmez. Herkesin kendini yok etme yeteneği vardır.” O “yeteneğini” kullanan kendi kendini yok eder. Politika çöplüğü bunlarla doludur…

Editör: Gazete Muğla