Her gün din ahlâk tartışmaları yapılıyor ama her nedense yolsuzluk, hırsızlık iddiaları toplumda hiç karşılık bulmuyor. Nedense vatandaşın bir bölümü kendi seçtiği milletvekillerinin ya da diğer siyasi yöneticilerin maddi olarak büyümelerinin nedenini hiç merak etmiyor. Benim de aklıma takılan pek çok siyasetçi var. Geçmişlerini biliyorum bunların. Varlıklı bir aileden gelmiyorlar. Siyasetçi olarak gelir durumları da ortada, aldıkları milletvekili veya belediye başkanı maaşı ama bir bakıyorsunuz büyük bir servet sahibi olmuşlar. Örneğin iktidarı bir süre öncesine kadar “Karun gibi” olmakla suçlayan bir siyasetçinin tanesi 2 milyon olar olan iki daire satın aldığını ileri sürülüyor. Ya da hiçbir ticari faaliyeti olmayan ve 7 yıl boyunca ülkenin en tepesinde oturan bir siyasetçi emekliliğini 10 milyon dolarlık bir villada geçiriyor. Nedense kimsenin aklına “Bu kadar parayı nereden buldunuz da böylesi görkemli evlere sahip oldunuz?” diye sormuyor. Ülkeyi yönetenlerin her türlü lüks ve konfora sahip olmaları gerektiğine mi inanıyor millet yoksa “onlara göz yumarsak biz de yolumuzu buluruz” diye mi düşünüyor. Sahi, hiç mi merak etmiyorsunuz bazı siyasetçilerin bu milyon dolarlık evleri nasıl satın aldıklarını?

***

Ülkemizde uzunca süredir siyaset bir rant aracıdır gerçekte. Siyaseten yetkin bir noktaya gelebilmek için epey bir para dökenler her dönem mevcuttur. O yüzdende ensesi kalın kültürü benliği kişiliği küçük ve ince siyasetçi dolu ortalık.

Bazı şeyleri daha iyi anlatmak için popüler insanların sözlerinden yaralanmak söyleneni sanki daha doğruymuş gibi yapar ya bizde öyle bir şey yapalım.  Bu konuyu çok iyi açıklayan bir söz olması bakımından Tuncay Özkan’ın bir TV konuşmasından bir bölüm “Türkiye de siyasetçi Hırsızlık yolsuzluk sömürü düzeninin dişlilerinin yağlayıcısıdır. Bu değişmeli.” Bu sözleri kullanan Tuncay Özkan şimdi milletvekili!

Helikopter kazasında yaşamını yitiren 4 kişi için tören düzenlendi Helikopter kazasında yaşamını yitiren 4 kişi için tören düzenlendi

Gerçekten doğru söz karşısında her zaman eğilip “doğru işler yapanında” karşısında eğilmekle kalmayıp ardından koşmak gerek.  Evet, bu değişmeli çünkü maalesef iyi yağlama yapamayan siyasetçi motor yağı değiştirilir gibi değiştiriliveriyor hemen ama dişlilere bir şey olmuyor. Her dönem ortalığa yığınla doğru şeyi bir arada söyleyen siyasetçiler çıkıyor siyasetin başına geçiyor ve sonra beş yıllık periyodik bakım süresi bile gelmeden değiştiriliveriyor. (Motor ve şanzıman yağı değil Yağ değil yani siyasetçi değiştiriliyor.)

***

Neden böyle?

Bir başka tanıdık ismin sözlerini alalım bu kez. Türkiye siyasetinin en tecrübeli muhalefet lideri.  Türkiyede “hem muhalefet lideri ve hem de lider olarak sanırım en uzun süre kalabilmiş isim Deniz Baykal’ın da çok doğru bir sözü var.  İstanbul da Parti okulunun ilk dersini verirken sarf ettiği çok doğru bir söz. Hani bunu herhangi biri söylediğinde sizi belki pek etkilemez diye bu şekilde ünlü isimler kullandığımı bir kez daha yineleyeyim. “Parasız siyaset yapılmaz siyaset için asgari bir paraya ihtiyaç vardır. Ama çok para ile de siyaset yapılmaz çünkü o zaman para siyaseti iğfal eder.”

***

Sanırım bizler  “Siyaseti para ile iğfal edilmiş bir ülkede” yaşıyoruz.

Evet maalesef parasız siyaset olmuyor hani bir mahalle derneği kurup insanları dayanışma ve yardımlaşma için motive etmek komşuluk ilişkilerini geliştirmek yeri geldiğinde de insanların kendi yaşamına sahip çıkmalarını sağlamak isteseniz bunun için bile bir yer kiralayacaksınız içini döşeyeceksiniz. Eh halkımızda bu tür işleri siyasetçilerin yapmasına ve bir şekilde finanse etmesine alışkın olduğu için böyle şeylere sadece üye olurlar sonradan aidatlarını bile ödemezler sağ olsunlar. Çünkü bu işleri maddi olarak illaki bir çeviren nasıl olsa çıkacaktır. İşte bu işleri parasal olarak çevirebilen adam adamlarda da uzun yıllardır orda dişlilerin arasında yağlama görevi yapıyor.

Halk kendi yaşamına sahip çıkmaya karar vermediği sürece de böyle devam edecek.

***

Bir yandan gerçektende temiz siyasetin de paraya ihtiyacı vardır çok paraya değil ama hele Fitre ve Zekat parasına hiç değil.

Ne zaman ki kendi mahallelerimizde köylerimizde kendi tasarrufumuzla kendi yaşamsal sorunlarımıza çözüm için örgütlenme adımı olarak küçük küçük dernekler lokaller kurmaya ve buralardan siyaset e siyasetinde üstünde bir kimlik le müdahale etmeye başlarsak o zaman sadece dişlilerin yağını değil de dönüş biçimini de etkileyebiliriz sanırım.

Ama bu işlerin finansını bir başka sına bıraktığımız anda yapılan işin iğfal edilmiş olduğunu asla unutmadan. Biri gelip örneğin dernek çalışmanızın tüm kira masrafı sorununu çözerse biri gelip mekanınızı güzelce döşerse koltuklar bağışlarsa fazla düşünmeyin Halkın siyasal insiyatifi o işin içinde iğfal edilmiştir geçmiş olsun.

Gecenin karanlığında Denizin ortasında kırmızı bir ışık görüyorsanız işte o deniz feneridir. Kırmızı ışık deniz trafiğinde de dur ve dikkatli ol anlamına da gelir.

Bakalım bu feneri neleri aydınlatacak.

Kim bilir belki de hiçbir şey i  “AYDIN” latmayıp sadece son zamları ve acıları fazla hissetmememiz için bir anestezi uygulaması sosyo-psikolojik bir harekat olacak. Kim bilir?

Editör: Gazete Muğla