30 Eylül 2015 günü yayınlana yazımda “Hazırlanın Baharda Seçim Var” demiştim.

Yazım , “Haziran seçimleri sonuca ulaşmadı. Nedeni çok açık. AK Parti tek başına iktidarını koruyamadı. Oluşan yeni parlamento AK Parti’ye karşı bir koalisyon çıkaramadı. Çünkü her ne kadar 292 milletvekiline sahip üç parti bir araya gelemese de, kritik bir anda ortaya konulacak 276 imza AK Parti’nin sonu olabilir.” Demiştim. Ardından kasım seçimleri yapıldı AK Parti bu seçimlerden tek başına iktidar olacak güçte çıktı ama Anayasa’yı değiştirecek çoğunluğa ulaşamadı. Şimdilerde Anayasa değişikliği için partiler arası uzlaşma zeminleri aranıyor.

***

Uzlaşma zemininde istenen sonuca ulaşılamaması durumunda ülkeyi yeniden seçim bekliyor. En erken de 2016 Mayıs yada Haziran aylarında yediden sandık önümüze konacak gibi. Durduk yere suyu neden bulandırıyorsun şimdi sırası mı seçimin sesleri kulağıma kadar geliyor. Anadolu da sevilen ata sözlerinden biri “Görünen Köy kılavuz istemez.” AK Parti’nin Anayasa değişikliğinde getirmek istemesinde ki ana amaç yönetim sisteminde değişikliğe gidilmesi ve Başkanlık sistemine geçilmesi.

***

Muhalefet partileri ise Başkanlık sistemi hariç her konuda müzakereye açık olduklarını her fırsatta dile getiriyorlar. Cumhuriyet döneminde bu güne kadar dört Anayasa yapıldı. İlki 1921 yılında “Teşkilat-ı Esasiye”, ikincisi 1924 yılında , üçüncüsü 1961 yılında dördüncüsü ise 1982 yılında. İlk iki Anayasa savaş halinde Kurucu Meclis tarafından yapılan Anayasalar. 1961 ve 1982 Anayasaları ise Askeri Darbe sonrası yapılan darbe Anayasaları. Bu güne kadar hiç sivil Anayasa yapılmadı. İlk kez Sivil Anayasa yapılması şansını yakalıyoruz ancak bu çalışmalar Başkanlık Sistemi’nde tıkanacak gibi görülüyor.

***

Sivil Anayasa yapımında iktidar partisinin meclis içerisindeki çoğunluğu yeterli gelmiyor. Muhalefet partilerini ikna edebilirse Sivil Anayasa çalışmaları başlayacak. Meclis aritmetiğinin değişmesi için tek koşul seçim gibi görünüyor. Güneydoğu’da devam eden terör olayları, HDP’nin kürt kökenli vatandaşlarımızı artık temsil etmediği düşünceleri artık sesli olarak dile getirilmeye başladı. Güneydoğu illerinden milletvekili çıkarabilen iki siyasi parti var. Biri İktidar Partisi AK Parti diğeri de HDP. Eğer HDP Kürtleri temsil etmiyorsa bir alternatifin ortaya çıkarak gelişmesi gerekiyordu. Öyle de oldu .

***

Günün ilk ışıklarında acı tablo ortaya çıktı Günün ilk ışıklarında acı tablo ortaya çıktı

2013 yılında kurulan HÜDAPAR. Partinin, çoğunlukla Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgelerinde tabanı mevcuttur. HÜDA PAR Kurucu Genel Başkanı Mehmet Hüseyin Yılmaz'dan sonra 1. Olağan Kongre sonucunda genel başkanlığa Zekeriya Yapıcıoğlu geldi. Geçtiğimiz günlerde Fatih Altaylı’nın hazırladığı Teke Tek Programına katılan HÜDAPAR Genel Başkanı Yapıcıoğlu ilginç tespitlerde bulundu.

***

HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, “Siz bakmayın PKK'nin veya onlara yakın kişilerin öldürülenlerin tamamı sivildir diye. Böyle bir şey yok.” ifadelerini kullandı. Konjektür böyle devam ederken 2013 yılında kurulan bir partinin genel başkanı ilk kez bir televizyon programına katılıyor. Burada görülmesi gereken resmin tamamı. HÜDAPAR HDP’ye alternatif olarak sahaya sürülüyor parlatılıyor.

***

Siyaset mühendisliği yapanlar bölgede etkisini kaybetmeye başlayan HDP’nin alternatifini oluşturup istedikleri oyunu kurmaya hazırlanıyor. Sultan Ahmet’te patlayan bomba da bunlardan biri. DEAŞ resmi olarak saldırıyı üstlenmedi. Ancak olayla ilgisi olduğu düşünülerek göz altına alınanlar Rus vatandaşı. Putin Rusya’dan Türkiye’ye gelecek 4 milyon turistti göndermemenin haricinde Almanya’dan gelen 4 milyon turisti de korkutma çabasında.

***

Fatih Altaylı’nın programında PKK'nın sitemin Kürt halkına yönelik uygulaya geldiği inkar, asimilasyon ve ret politikalarının bir sonucu olduğunun altını çizen Yapıcıoğlu, Devlet'e sorunun çözümüyle ilgili bir öneri de bulunarak, “Eğer hükümet gerçekten bu meseleyi çözmek istiyorsa, iki masa kursun. Kürtlerin hak ve özgürlük talepleriyle ilgili bir masa, PKK'nin şiddet sorunu ve silah bırakmasıyla ilgili başka bir masa…” önerisinde bulundu.

***

Tüm bu hazırlıklar Sivil Anayasa’nın hazırlığı dönemine düşüyor. Eğer mecliste bulunan partiler Başkanlık Sistemine geçit vermezse Mayıs en geçte Haziran ayında sandık yeniden seçmenin önüne gelecek gibi görünüyor.

***

30 Eylül 2015 günü yayınlana yazımı şu tespitlerle bitirmiştim. “Kısacası, AK Parti’nin yeniden tek başına iktidar olmaması halinde ilkbaharda bir seçime hazırlanmak kimseye sürpriz olmasın. “Üst üste üç seçim olur mu?” demeyin. Bal gibi olur. Başka ülkelerde oldu. Bizde de olabilir. Oysa, CHP oylarında ciddi bir artış olmaz, HDP barajı geçer ve AKP 7 haziranda aldığı sonuca yakın bir oy alırsa, bir koalisyon olmayacağı için CHP çok karışacaktır. MHP’de de büyük tartışma yaşanacaktır. Her ne kadar MHP kongresini yapmış olsa da oyların düşmesi halinde genel başkanın çevresi kuşatılacaktır. Her iki partide yaşanacak huzursuzluğun AK Parti’ye yarayacağı ortadadır.” AK Parti bahardaki bir seçime bu nedenle daha rahat gidecektir. Ve Anayasayı değiştirecek çoğunlukla tekrar görev başına gelecektir. 2017 yılına Başkanlık sistemine geçen bir Türkiye ile gidilecektir.

Editör: Gazete Muğla