II. Abdülhamit döneminde konulan sansürün kalkmasının 105. yılını kutluyoruz bu hafta. Peki bir asrı doldurduğumuz bu uygulama gerçekten tıkırında işlemekte mi? Özgürce haber yapabiliyor mu acaba basın?
Yerel basın olarak bunun pek mümkün olmadığını söyleyebilirim. Özellikle gelirlerinin %80’inden çoğunu resmi ilanlar (devlet teşviki) oluşturan yerel gazeteler açısından sansürsüz haber yapmak neredeyse büyük bir hayal. Size teşvikte bulunan kurum hakkında olumsuz bir haber yaptığınızı bir düşünün ya da gazetenize tam sayfa yıllık reklam veren kurum hakkında olumsuz bir haber. Haberi yayınlandıktan sonra o teşvikin veya reklamların kesildiğini varsayalım. Nasıl hayatta kalabilir o gazeteler? Özellikle Türkiye gibi okur &yazar oranının çok düşük olduğu bir ülkede yaşıyorken. Hani sürekli Muğlalılığımızla övündüğümüz memleketimizde, yerel gazetelerin bayilerdeki günlük satışı nedir acaba diye merak ettiniz mi hiç? Yani para ödeyerek satın alanların sayısı iki elin parmaklarının sayısını geçmiyor maalesef. Hal böyle olunca devletin teşvikine muhtaç ve bağımlı hale geliyorsunuz.
Durum ulusal basında da aşağı yukarı aynı fakat yöntemler farklı gibi. Sansür yapmadan haberi olduğu gibi aktarabilirsiniz fakat yayınladığınız haber birilerinin, özellikle tepede bulunan makam adamlarının canını sıkacak cinsteyse eğer, yaptırımlara da hazır olmalısınız. Ne tür yaptırımlar var? Mesela haberi yapan gazetecinin işinden olması, bir daha hiçbir yerde çalışma imkanı bulamaması hatta cezaevine kadar yolu olan yaptırımlar. Ayrıca çalıştığı kurumun bir şekilde maddi yükümlülüklere sevk edilmesi ve ekonomik anlamda sıkıştırılması da bu yöntemler arasında. O yüzden bu tür haberler yapmadan önce en az 3 kere düşünür ve tartarsınız.
Bir de sansürü avantaja çeviren meslektaşlarımız var. Yani gazeteci kimliğiyle stratejik ve güçlü ilişkiler kuran ve menfaatlerine çalışan meslektaşlarımız. Bu meslektaşlarımız sansür gerçeğinin boşluğundan yararlanarak özellikle siyasetçiler, bürokratlar, sanatçılar ve önde gelen işadamlarıyla kurdukları bu stratejik ilişkilerle hayatlarını üst düzeyde sürdürmektedirler o yüzden bu tür meslektaşlarımızın bayramını en içten dileklerimle kutlar başarılarının da devamını dilerim.