Öğretmenim Bizi Affet…

Geçtiğimiz günlerde bir televizyon kanalındaki yarışmada sorulan soru içimi acıttı. Bu acıyı yüreğimin en derin köşesinde hissettim desem yaşadığım acıyı anlatmak için az olur.

Soru şöyle; Yazın üç ay tatil yapıp bir de üstüne maaş aldığı için kıskanılan meslek grubu hangisi?”

Böyle bir aşağılanmayı hak etmeyen öğretmenlerimiz…

Her şekilde değersizleştirmeye çalışan öğretmenlerimiz…

Ne kadar bilinçsizce ve cahilce sorulmuş soru… Birincisi;  öğretmenlerimiz üç ay tatil yapmıyor. Üç ay tatili siz ve sizin çocuklarınız yapıyor. Öğretmenlerimiz okullar kapandıktan sonra ay sonuna kadar ve yeni eğitim –öğretim yılı başladığı ayın başında okuldaki seminerlere katılıyor. Bu seminerlere 5 yıllık öğretmenlerde katılıyor. 25 yıllık öğretmenlerde katılıyor. Yani öğretmenler, hayatları  boyunca öğrencilikte yapıyorlar.  Onların işlerini, günlük yapılması gerekenleri ya da ertesi günkü ders planlarını kendileri yapıyor diğer bazı meslek grupları ya da bazı devlet memurları gibi onların yıllık planlarını ya da günlük planlarını hazırlayacak alt çalışanları yok.

Evet, sana göre öğretmenler 3 ay tatil yapıyormuş. Sen biliyor musun ki, senin ya da sizin gibi düşünenler gibi öğretmen” mesaim bitti. Bugünlük işler bitti, bitmezse de yarın hallederiz” demez. Öğretmen “dersim bitti”der ama okulda ki dersi bitmiştir. Eve gelince de ertesi gün, öğrencilerine anlatacağı ders için kendisi de ders çalışır. Evde kendi çocuğuyla ilgilenemez ama senin, benim, bizim çocuklarımız için ders çalışır. Bir öğrencisi biraz dersten geri kalsa geceler boyu düşünür “acaba ne yapabilirim” diye.

Sorarım size hangi meslek grubunda eve iş götürmek görevi var. Hangi meslek grubunda günde ortalama 8 saat boyunca bir harf öğretmek için; boğazı kuruyuncaya kadar, kendini paralarcasına sabırla, şefkatle anlatır. Bir de üstüne öğrencilerin güvenliği için tuttukları nöbetleri vardır.

Sen ki, bir gün okulda öğretmen olmayınca avazın çıktığı kadar bağırırsın ya da ortalığı velveleye verirsin. Fakat sen /bizim çocuğumuz hasta olunca ya da kendimiz en ufak hasta olunca rapor ya da yıllık izin hakkımızdan kullanırız. Yalnız onlar dermanları kalmayınca kadar kendi çocuklarını başkalarına emanet ederek senin/bizim çocuklarımız için okula giderler.

Senin üç ay tatil dediğin dönemler de, okulun idarecileri ya da idari yardımcılar okulda hizmet vermeye devam ediyorlar. Sen /sizler Temmuz aylarında hiç okula gittin mi? Ben gittim okulda eğitimcileri gördüm.

***                       ***                       ***

Bana senin sorduğun sorulsa cevap olarak da senin adını verirdim.

Sen/siz/ biz sabah nereye gittiğiniz sorulduğunda işe ya da mesaiye gidiyorum dersiniz.

Öğretmen işe demez okula der. Öğretmen hizmet veriyorum demez. Eğitim veriyorum der. Öğretmen müşteri, vatandaş demez. Öğrencilerim der.

Dünyanın en zor ve en hassas işidir insan yetiştirmektir.

Evet, öğretmenim elleri öpülesi değerli öğretmenler bizleri affedin…