NEYİN TASARRUFU BU?

Dünyayı etkisi altına alan Korona virüse karşı ülkemizde uygulanan tedbirler gerçekten kayda değer.

Her ne kadar gayri ciddi durumlar tutumlar sergilense de, devlet eliyle uygulanan dezenfekte çalışmaları aralıksız sürüyor.

Toplumda infial yaratıcı yaklaşımlar konusunda da, kurumlar ve basınımız da olabildiğince sağduyulu.

Aynı sağduyunun hakim olmasını beklediğimiz ve hijyenin en fazla hissedilmesi gereken yer olan Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile ilgili görüp, tespit ettiğimiz ya da edindiğimiz bazı yaşanmışlık ve yaşanıyor olanlar var.

Özellikle hijyen konusunda.

Ortalık hijyen diye kırılırken bir de…

Akabinde sağlık alanındaki yetkililerimize sormadan geçemeyeceğim.

Böylesine hassas bir dönemde, özellikle acil vakalar dışında hastaneye hasta kabulü yapılıyor olması doğru mu?

Acil hasta olmadığı sürece neden hala hasta kabulü yapılmakta?

Bu sorulara yanıt ararken, yenileri ekleniyor.

Hastanede dezenfektan kullanılmadığını tespit ettik.

Yönetim su ve sabun kullanımını yeterli görmüş olabilir.

Yeterli mi? Tabi ki değil.

Bunun dışında kullanıma sunulmuş sınırlı sayıdaki dezenfektanların vatandaşlarca bitirilmiş ya da kaybolmuş olabileceğini anlayabiliriz ama sağlık sektörü için dezenfektan olmazsa olmaz niteliğinde.

Şu an hastanenin hiçbir yerinde dezenfektan olmadığı yönünde şikayetler var.

Neden dezenfektan temin edilmiyor?

Bitti mi? Bitmedi.

Maşallah hastane yönetimimiz, tasarruf tedbirleri ve yaratıcılıkta ülkeye örnek.

Daha önce kaleme almıştım; hastane personeline günde 1 tane maske kullanımı talimatının verildiğini.

Şimdi işler daha da büyümüş.

Bizim hastane yönetimi toplu üretime geçmiş ve maske imal etmeye başlamış.

Hem de hastane terzihanesinde.

Kim bilir belki ülkeye yayılır bu üretim de, kentimizde yeni bir sektör doğar.

Benim anlamadığım şu…

Hastane gibi insan sağlığına yönelik görev yapan bir kurumun gider kalemleri hiç yok mu da, bu tasarruflar uygulanıyor?

Dezenfektan ve maske gibi iki önemli ürün hastane de kullanılmayacak da nerede kullanılacak?

Kısacası hastanemize şu anki haliyle temiz diyebilir miyiz?

Bu sözünü ettiklerimizin birer söylemden ibaret olmadığını ben de, hastane yöneticileri de iyi bilmekteyiz. Tespitsiz iddia ortaya atmak gibi bir yöntemimiz yok.

Her kurumun özellikle de belediyelerin dezenfekte çalışmalarını görmekten memnuniyet duyuyoruz. Aynı fotoğrafları Eğitim ve Araştırma Hastanesinden de bekliyoruz.

İnsan sağlığı için önem arz eden hijyen yok sayılamaz.

Gerekli girişimlerde bulunup, bu ürünlerin temini noktasında harekete geçecek olan hastane yönetimidir.

Özellikle terzihanede maske üretimi yapmak nedir onu da anlamış değilim.

“Geçerli bir yöntem olsa ülke genelindeki hastaneler de maske üretmeye başlamazlar mıydı” diye sormak istiyor insan.

Yoksa ülke genelindeki hastanelerin yönetimleri, bizim yöneticilerimizin vizyonuna sahip değiller mi?

Bu durumda yapılan ya da yapılacak maskeler, mevcut kullanılan maskelerin standardına uygun olur mu, olmaz mı bilmiyorum.

Bekleyelim görelim. Belki de bu kritik süreçte işe yarayabilir. Alkışlamak isteriz doğrusu.

Bakalım bu süreçte daha neler görüp, yaşayacağız.

Sorulacak çok soru var.

Sonlandırırken son bir soru daha geldi aklıma…

Hasta ve çalışanına yönelik bu kadar tasarruflu bir yol izleyen hastane yönetiminin değerli hekimleri,  siz döner sermayelerinizden tasarruf etmeyi hiç düşünür müsünüz?