Ülkemizde maalesef gazetecinin tanımı yok. Yerel basının ise hiç değeri yok.
İşte günümüz de gazeteci ve yerel basının değeri, yeri;
Basına zerre kadar katkısı olmayan bazı kurum, kuruluş, STK veya kişiler başları sıkıştı mı ya da ismini duyurmak, sesini duyurmak istediği zaman; “Nerede bu basın nerede bu gazeteci” diye bağırırlar.
Açılış mı var? Yaptığın işlerin duyulmasını mı istedin? Ya da zor durumda mı kaldın?
Kamuoyu mu oluşturmak istedin?
Gel basın! Haberimizi yap gazeteci!
Gazeteci ise mesleğine aşık, habere aç! Tabi ki gelir…
Sizler hazır olup, kılık kıyafetinizi toplarsınız…
Gazeteci değil mi bekler(!) 1 saat…
Gazeteciye sorarsınız şunu mu söyleyeyim bunu mu diyelim…
Şu açıdan fotoğraf çek bu açı daha iyi…
Gazeteci hemen modacı olur yakanızı toplar fotoğrafınızı çeker…
Siz en güzel fotoğrafı seçer onu yayınlatırsınız
Bir de habere müdahale yapıp şunu yaz bunu yazma dersiniz..
Tabi bir de gazete baskıya gitmeden son defa haberinizi bakmak istesiniz…
Gazeteci ya tabi (!) sizin dediklerinizi uyar…
Sizin sesinizi duyurur…
Tabi ertesi günü gazetenizi istersiniz…
Gazete dağıtımı masanıza kadar sunulmasını beklersiniz…
Yerel basının ayakta durması için de reklama ihtiyacı vardır tabi…
Reklam ve Pazarlama departmanı sizinle görüşmek ister…
Bir gazeteye abone olmak sizin için gereksizdir.
Ne gerek var ki! İnternetten takip ediyorsunuz…
Firmanızın reklama ihtiyacı da yok tabi gazete de reklam yayınlatmak gereksiz ve sıradan değil mi?
Ya da kurumunuzun duyuru ilanı var …
Ama gazete gereksiz ve amacına ulaşmaz değil mi?
Sosyal medya daha cazip(!)…
*** *** ***
Her ne olursa olsun gazetecilik ve gazete sahibi olmak gönül işidir.
Gazetecilik ve gazete sahibi olmak evlat sahibi olmak gibidir…
Biz hep iyi tarafından bakar mutlu oluruz.