Emanet olan servet de fakirin hakkı vardır. Zengin Müslümanlar için servetin nasıl harcandığı bir imtihandır.
Allah’ın verdiği serveti İslam’ı güçlendirecek sistemi kurmak yerine, neden emaneti faizle tüketilir.?
İslam Dünyasının düştüğü günümüz acziyetini ifade etmeye gerek yoktur. İslam dünyasının tüm servetleri, toprakları, paraları, yer altı ve yer üstü kaynakları, gözlerimiz önünde onların Kapitalist sistemi içinde emperyalist ve faizli sistem ile iliklerimize kadar sömürülmektedir.
İslam Dünyasında her yer alev topuna dönmüş, Müslümanlar kan ağlamakta Filistin, Libya, Mısır, Suriye, Yemen, Afrika Ülkeleri, Keşmir, Myanmar, Doğu Türkistan ilk akla gelen ülkelerdir. Diğer ülkelerde yaşayan azınlıktaki Müslümanlar da birçok kez acımasızca her gün saldırılar artarak devam etmektedir.
Camilere saldırılar yapılarak Müslümanlar acımasızca öldürülmektedir. Bizler de televizyon kanallarında maç seyreder gibi olanları seyretmek ile meşgulüz. İlk bir hafta yaşanan saldırılara her yerde tepki veriyoruz, ancak sonra söylemeye gerek yok unutuyoruz. Müslümanlar her yerde öldürülmekte, her yerde işkence görmekte, işkenceler artarak sürekli yapılmakta bizler seyretmek ile sadece meşgulüz. Müslüman çocuklar yetim bırakılmakta tarif edilemez acılar ve ölümler yaşanmaktadır.
Bu olayları seyretmemiz yetmiyor gibi, günümüz Müslüman Aileler İslam değerlerini sahiplenmedikleri için nasıl her alanda aile bağların zayıfladıklarını görmekteyiz. Aile kavramının neredeyse kaldırılmaya çalışıldığı günümüz sosyal medya, diziler, filmler, internet, oyunlar ile nasıl yok edilmeye çalışıldığını seyrederek görmekte ve bildiğimiz halde yaşamaktayız. Bu duruma bile çözüm üretecek gayrete ne hikmetse gidilmemektedir.
Aile fertlerin boşanmaların adeta çılgınca arttığı, bireysel yaşama özendirildiği, mutsuzluğun her yerde pompalandığı ve Müslümanlar arasında bu acı tabloların normal karşılanır bir yapıya geldiğimiz acı bir gerçektir. Boşandıktan sonra Müslüman kişilerin nasıl gayri meşru ilişkiler yumağına girdiğini ve bunu normal karşılayıp, kendilerince yöntem geliştirdikleri bir ortamda yaşamaktayız.
Mevcut Kapitalist sistem amacı zaten Aileleri yok ederek insanları bireyselleştirmek ve sorun oluşturmak, zaten sorundan problemlerden her alanda istifa ederek yararlanmaktır. Sistemi kuranlar zaten İslam değeri ile her alanda tüm güçleri ile savaşırken kendi inançları doğrultusunda imkanları içinde inançla bize karşı savaşmaktadırlar.
İslam’a düşmanlık yapanlar tüm imkanlarını, paralarını, servetlerini İslam’ı yok etmeye sevk ederken kendilerince ibadet etmekte, bizleri yok etmeye inançla gayret sarf etmektedirler.
Peki soruyorum. Müslümanlar kendi inançları için NEDEN PARALARINI, SERVETLERİNİ, İMKANLARINI İslam’ı ayağa kaldırmak için İNANÇ ile harcamazlar?
Öyle görülüyor ki Müslümanlar onların kurduğu sömürge sistemindeki faizli kapitalist sisteme boğazlarına kadar iliklerine kadar batmışlardır. KAFALARINI Sorunlar ve gereksiz konular ile meşgul ettikleri için kafalarını kaldıramadıkları gibi İSLAM adına bir mücadele içinde İRADE bile ortaya koyamamaktalar.
Müslümanlar kendilerine yapılan bu durumu gördükleri halde NEDEN, NEDEN, NEDEN ! çözüm üretmezler ya da çözüm üretenlerin ÖNÜNÜ açmazlar? Değerlerini ayağa kaldırma niyetiyle yola çıkanlar bile olanları sadece seyretmek ile meşguller.
Faizli sistemin kurucuları bir yandan güçsüz İslam dünyasındaki ülkelerin kaynaklarını sömürür iken, bir yandan Müslüman Aileleri direkt saldırarak İmkanlarını her alanda gasp etmektedirler. Bazı sorunsuz problem olmayan ülkelerde de Müslümanların KAFALARINI sürekli sorunlar ile başka şeyler ile meşgul edecek BORÇ batağından sorunlardan bizleri hiçbir şekilde çıkartmıyorlar.
Bizlerin düşünmelerine fırsat ve imkan bile vermiyorlar. İslam için mücadele edecek düşünmeye fırsat vermiyorlar. Bu durumu fark edip İslam için mücadele iradesini ortaya koyanlara da mücadele edenlere de “Dünyayı sen mi kurtaracaksın KAFAYI mı yedin sen” ! diyerek Müslüman diğer Müslümanın şevkini ve iradesini bir yandan kırıyor.
Bu mücadele gerçekten çok zor, çok çetin ve ağırdır. Bu mücadeleyi kimse göze alamıyor, konfor alanlarından çıkamıyorlar, bu alanda bilinçle mücadele edecek Müslüman bile fazla bulunamıyor. Ama biliyorum ki bu alanda mücadele edecek birçok uzman Müslümanlar var. Bizler tüm sorunlarımıza rağmen hep birlikte mutlaka azimle günümüzde ÇÖZÜMLER ortaya koymaya gayret ile devam edilecektir.
Günümüzde DİZİ Filmleri, SİNEMA filmleri, FUTBOL maçları, AİLE faciaları, TOPLUMSAL sorunlar, MARKALI ürün gösterişi, ARABA model yarışı, MAKAMA kendini atma, KOLTUĞA kısa yoldan oturma, EYLENCE Mekanları, ZEVK SEFA yaşamında selfiler, SOSYAL MEDYADA gösterişler, HAKSIZLIK arkadan vurma, İNSANLARIN dedikodu suizan ve niyet okumalar, buna benzer bir sürü yaşadığımız olumsuz olaylar ve bize dayatılan faizli sistemin hastalıklarıdır. Değerlerimiz ile taban tabana maalesef zıt kavramlardır.
Sevgi Muhabbet ve Dua ile kalın İnşallah
NurHan Keleş