Bu yazıyı seçimlere birkaç gün kala yazmayı planlıyordum ama durum ve şartlar erkene çekti sanırım seçime kadar bu yazının devamı niteliğinde yazılarda ardı sıra gelmeye devam edecek. Dün yayınlanan köşe yazımda bir siyasi partinin il başkanı, teşkilat başkanı, gençlik kolları başkanı ve hatta danışmanlarının bile Muğlalı olmadığından bahsetmiş ve başarıyı yakalamakta zorlanmalarının sebebini buna bağlamıştım.
***
Her seferinde ısrarla hatırlatıyorum “Tarih ders almayanlar için tekerrürden ibarettir.” Yıl 1999 seçimlerin Muğla yansımalarını bir inceleyelim. Ana Vatan Partisi Yüzde 16.6, Doğru Yol Partisi 16.7, Cumhuriyet Halk Parti 11.6. Bu dönemde il başkanlarına bir bakalım. Anavatan Partisinde Hasan Yüzbaşıoğlu, Doğru Yol Partisinde Cavit Karaöz, Cumhuriyet Halk Partisinde Vecdet Seçer.
***
2002 yılına gelindiğine ülke genelinde yalnızca iki parti barajı aşarak meclise girerken Muğla’da AK Parti, Doğru Yol Partisi, Cumhuriyet Halk Parti, Milliyetçi Hareket Partisi, ve Genç Parti il genelinde yüzde 10’luk barajı geçmeyi başardı. 2002 Yılında il başkanlarına bir bakalım. AK Partide Yavuz Ercan’la yüzde 13.2, Doğru Yol Partisinde Cavit Karaöz’le 22.7, Cumhuriyet Halk Partisinde Alirıza Kocagöz’le yüzde 27.7, Milliyetçi Hareket Partisinde Ferhat Kırtaş’la yüzde 11.3 oy aldı.
***
2007 seçimlerinde AK Parti Mehmet Nil Hıdır’la yüzde 26.3, Cumhuriyet Halk Parti Süleyman Uslu ile 34.5, Milliyetçi Hareket Partisi Osman Güven’le 20.3 oy aldı. 2011 seçimlerinde ise AK Parti Gültekin Akça’nın koltuğu bıraktığı Nihat Öztürk’le 32.7, Cumhuriyet Halk Parti Süleyman Uslu ile 45.6, Milliyetçi Hareket Partisi Mehmet Korkmaz’la 16.2 oy alabildi.
***
Bütün bu verilerden bakınca pek bir şey çıkmıyor mu? O zaman şöyle bakalım. Muğlalı olan il başkanları görevde iken siyasi partilerin aldıkları başarılar hep yükselerek devam ediyor. Ne zaman Muğlalı olmayan bir il başkanı varsa işte o zaman başarı oranları da düşüyor. Parti ayrımı yapmadan Muğla’da seçmen kim Muğla’yı ne kadar tanıyor aslında ona bakıyor.
***
Yazdığımız köşe yazıları siyasileri rahatsız ediyor açık. Yoksa her yayınlanan köşe yazısının ardından telefonlarımız eleştiri yada teşekkür edenlerle görüşerek sürüyor. Kimi telefonlar ise bizzat yayın imtiyaz sahibimize kadar ulaşıyor. Açıkça beyan etmekten çekinmiyorum. Köşe yazılarım tamamı ile kendi düşüncelerimi yansıtır. Kendi düşüncelerini başkalarının yönlendirmesi yada engellemeye çalışmasıyla ne düşüncelerimi ne de bunları aktarmama engel olmaz.
***
Bir çok kentin farklı yerel dengeleri vardır. Muğla’da da böyle. Sakar altı, sakar üstü, orta Muğla siyaseti birbirinden farklı. Bu dengeleri doğru tahlil etmeniz, doğru kurmanız gerekir. Partiler için de geçerli bu. Eğer bu dengeyi iyi kurmazlarsa, seçmenden oy alırken sıkıntı yaşarlar. Böyle bir durumda, yerel adayların eğilim yoklamasına girmesi çok önemlidir. Dolayısıyla il genelinde tüm ilçelerden oylara talip olmak Muğla’yı tanımaktan siyasi eğilimleri ve toplum rekflekslerini iyi analiz etmekten geçer. Bu tespitler tarih boyunca yapılan seçimlerde hep kendini gösterdi. Ders alamayanlar için yine tekerrür edecek. İstanbul’da paranla, Ankara’da dayınla, Muğla’da namınla iş yapılır.
***
Muğla’da sadece bu partiler yok bizde varız şeklinde iletiler alıyorum bu aralar. Önümüzdeki günlerde BBP, Sadet Partisi, DP, DYP’lerini de yer vermeye devam edeceğim.