25 Kasım (Uluslararası) Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele günü dolayısıyla Muğla Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü ile Kadın ve Demokrasi Vakfı (KADEM) Muğla İl Temsilciliği tarafından panel düzenlendi.
Aile ve Sosyal Hizmetler İI Müdürlüğü Konferans Salonu’nda düzenlenen panelde KADEM Muğla İl Temsilcisi Dr. Eriş Başaran Akça, şu ifadelere yer verdi:
“Bildiğiniz gibi 25 Kasım, tüm dünyada kadına yönelik şiddetin konuşulduğu ve şiddetle mücadelenin altının çizildiği önemli bir gün. Çünkü kadına şiddet, savunmasız olana güç gösterisi yapmak, bu şekilde tahakküm kurmaya çalışmak, kabul edilemez bir durum. Fakat ne yazık ki tüm dünyada yaygın olarak görüyoruz. Pek çok kadın en güvende olması gerektiği yerde en yakınları tarafından şiddete uğruyor, fakat bazen sesini bile duyuramıyor. Bir kısmı cinayete kurban gidiyor. Böyle uluslararası bir günün olması, bu acıların son bulması için farkındalık oluşturmak adına çok kıymetli.
“DİKKAT ÇEKEN İÇERİKLER ÜRETİYORUZ”
Bundan dolayı KADEM olarak biz kadınların onuru ile korkmadan ve güvenle yaşayabilecekleri bir toplum inşa etmek amacıyla bütün gücümüzle çalışmaktayız. Bu bağlamda her yıl 25 Kasım’da, kadına yönelik şiddeti farklı açılardan ele aldığımız kampanyalar düzenliyoruz. Sebep ve sonuçlarını bir bütün olarak değerlendirerek, bilimsel araştırmaların çıktılarından faydalanarak, şiddetin farklı boyutlarına dikkat çeken içerikler üretiyoruz.
“BU YILIN TEMASI ŞİDDETSİZ TOPLUM – GÜVENLİ GELECEK”
6284 sayılı ailenin korunması ve kadına karşı şiddetin önlenmesine dair kanun, şiddete uğrayan veya uğrama tehlikesi bulunan kadınların, çocukların ve aile bireylerinin korunmasına ve şiddetin önlenmesine yönelik tedbir ve esasları düzenler. Ve kampanya boyunca “6284 sayılı kanunla şiddet mağdurları güvende” mesajımızı kadınlara ulaştırmayı amaçladık.
Şunu da ifade etmeliyim ki, ülkemizde 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun halen en etkili yargısal önlemlerden biridir. Devletin attığı yeni adımlarla kadına şiddet konusunda ciddi bir yol kat edildi. Kadınlar bu süreçte önemli hukuki kazanımlar elde etti.
Zaman zaman bu kazanımların çeşitli algı manipülasyonları ve yalanlarla itibarsızlaştırılmaya çalışıldığını üzülerek gözlemliyoruz. Yine 6284 sayılı kanunun uygulanmasında “kadının beyanı” değil, cinsiyet fark etmeksizin “mağdurun beyanı” esas alınır. Şiddet mağduru kişi gerekli durumlarda mülkî amirden, polis, savcılık veya valilikten barınma, korunma talep edebilir.
“MİLYONLARCA KADIN DA ŞİDDETTEN KORUNDU”
Yine önemli bir nokta; Kanun kapsamında İç İşleri Bakanlığı tarafından 2018 yılında uygulamaya konulan KADES uygulaması, şiddet gören kişiye ulaşma ve faili bertaraf etme noktasında önemli bir işlev yürütüyor. Kendini güvende hissetmeyen, tacize veya tehdide uğrayan, şiddet gören kadına, KADES’e bastıktan 5 dakika sonra yardım ulaşıyor. Uygulama sayesinde bugüne kadar 6 yüz bine yakın kadın ihbarda bulundu. Milyonlarca kadın da şiddetten korundu.
Yine 6284 sayılı kanun kapsamında hayata geçirilen, 183 Sosyal Destek Hattı, şiddet görenin lehine eşin evden uzaklaştırılması, koruma talep etme hakkı, elektronik kelepçe gibi çok hızlı çalışan mekanizmalar sayesinde, Ülkemizde kadınlar artık kendini yalnız ve çaresiz hissetmiyor. Sesini çıkarabiliyor, haklarını arıyor, şiddet karşısında sessiz kalmıyor. Bizler de kampanya kapsamında, “6284 Sayılı Kanunla Şiddetsiz Toplum, Güvenli Gelecek” mesajımızı geniş kitlelere ulaştırmak istiyoruz.
Bununla birlikte elbette kadına yönelik şiddet sorununu sadece kanunlar, yasal düzenlemeler ve cezalarla çözemeyiz. Meseleye herkesin, öncelikle insani, ahlaki ve vicdani çerçevede yaklaşması gerekir. Bu nedenle kadının insanlık onurunun korunduğu, sevgi ve merhametin hâkim olduğu ilişkiler, güvenli aileler ve sağlıklı nesiller adına, toplumun her bir ferdini şiddete karşı mücadelede sorumluluk üstlenmeye davet ediyoruz.
“HERKESE KARŞI HER TÜRLÜ ŞİDDETE SON”
KADEM olarak bizler, kurulduğumuz günden bu yana daima “Herkese karşı her türlü şiddete son” diyerek şiddetin önlenmesi ve ortadan kalkması için mücadele eden bir STK olduk. Kültürel kodlarımızda, kadim değerlerimizde ve dini inancımızda var olan, ancak son dönemde içi keyfi nedenlerle boşaltılan “aile” kavramına vurgu yaptık. Aileyi korumanın onu oluşturan her bir unsuruna değer vermekle ve bu unsurların haklarını korumakla olabileceğini söyledik. Kadını ötekileştirmeye çalışan zihniyete karşı savaş açtık. Toplumsal hayatın devamı için vazgeçilmez kıymette olan ailenin hak ettiği yere gelebilmesi için kadının haklarının tesliminin şart olduğuna değindik. Ancak bu şekilde toplumsal çözülmenin önüne geçebileceğimizi savunduk ve savunmaya da devam edeceğiz.
Sözlerime son verirken 25 Kasım Kadına Yönelik şiddetle mücadele günü kapsamında düzenlediğimiz panelin kadına yönelik şiddete karşı bireysel ve toplumsal farkındalık oluşturmasını diliyorum.”
