Neval ÇOLAK- Muğla İl Müftülüğü Aile ve Dini Rehberlik Bürosu’nun “Konak Sohbetleri” adı altında düzenlenen programının bu haftaki konuğu Prof. Dr. Namık Açıkgöz oldu. “Muğla’da Ashab-ı Kehf İzleri” konulu söyleşi Menteşe’de bulunan Saadet Hanım Konağı’nda gerçekleşti.
İl müftülüğünün haftalık konak sohbetinde söyleşi yapan Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Namık Açıkgöz, gelenekte büyük yer tutan Ashab-ı Kehf menkıbesinin Muğla’daki izlerini araştırıp ortaya çıkardı.
Saadet Hanım Konağı’nda gerçekleşen “Muğla’da Ashab-ı Kehf İzleri” konulu söyleşide Açıkgöz şunları kaydetti; “Ashab-ı Kehf (Yedi Uyurlar) hikayesi Kur’an-ı Kerim’de anlatılan bir Hristiyan hikayesidir. Pagan inancını kabul etmeyen bir grup insan Hristiyanlığa inandıkları için devrin yöneticileri tarafından mağdur edilmiş ve onlar da mağaraya sığınarak 309 yıl burada uyumuşlar ve uyandıklarında devrin değişmiş olduğunu anlamışlardır. Milattan sonra 2. ve 5. yüzyıllarda geçtiği bilinen ve Hristiyanlıkla ilgili olsa da İslam dininde de büyük kabul gören Ashab-ı Kehf hikâyesi, ibretlik bir vak’a olarak 1700 yıldan beri anlatılmaktadır. Afşin, Tarsus ve Efes’te olduğu söylenen bu mağaranın gerçeğinin nerede olduğu bilinmemektedir. Ancak hikâyenin etkisinin bütün dünyada yaygın olduğu bilinmektedir. Halk arasında değişik inançlara da kaynaklık eden Ashab-ı Kehf mankıbesi, kültürel zenginlik açısından önemlidir. Hz. Muhammed’in çocuklara Ashab-ı Kehf’in adının verilmesini tavsiye ettiğine inanılır. Ashab-ı Kehf’in adının yazılı olduğu evin yanmayacağına, çekirge istilasına karşı ve toprağın bereketi için Ashab-ı Kehf’in isimlerinin önemli olduğuna inanılır.”
Prof. Dr. Namık Açıkgöz, yıllardan beri yaptığı çalışmalarla, Muğla’da dört yerde Ashab-ı Kehf’in izinin bulunduğunu söyleyerek konuşmalarına şu şekilde devam etti; “Keyf Oturağı camiinin iç duvarlarında Ashab-ı Kehf’in adları yazılı olup aynı isimlerin Çatak Bağyaka kötü camii son cemaat mahallinde de yazılıdır. Şahidî camii içindeki semahanede bulunan 8 direğin de Ashab-ı Kehf’i temsil etmektedir. Bu sütunlardan yedisinin başlığının içe doğru olup Yedi Uyurlar’ı, bir sütun başlığının da dışa doğru olup köpek Kıtmir’i sembolize etmektedir. Mevlevihanelerde benzer sembolize etme geleneği olmuştur. Kütahya Mevlevihanesi’ndeki sütunların başlıklarında Ashab-ı Kehf’in adları yazılıdır. Muğla’daki Ashab-ı Kehf’in bir başka örneği de Milas’ta bir evin bahçe kapısında 1879-1880 yılına ait kitabede Ashab-ı Kefh’in isimleri yazılıdır.
İslamiyet ve Hristiyanlıkta önemli bir yeri olan Ashab-ı Kehf menkıbesinin Muğla’ya yansımasının, yöre insanının tarihi, kültürel ve dinî değerlere olan ilgisini gösterdiğini vurgulayan Açıkgöz, bu birikimin gün yüzüne çıkarılıp kamuoyuna mal edilmesi gerektiğini belirtti.