13’üncü Cumhurbaşkanı ve 28’inci dönem milletvekili seçimleri bitti.
Milletimiz kararını verdi. 3’üncü defa sandıktan Recep Tayyip Erdoğan'ı çıkardı.
Yeni kabine kuruldu.
Hem içeride, hem de dışarıda herkesin takdir ettiği bir kabine çalışmaya başladı.
Bir ülkenin bel kemiği olan, Savunma, hariciye, asayişin bel kemiği Dahiliye bakanlıkları ile kalkınmanın ve refahın ana gemisi hazine bakanlıkları, işinin ehli isimlere tevdî edildi.
Önümüzde ikinci zorlu bir süreç daha var; Yerel Seçimler.
2014, 2018 ve 2023 seçimlerinde aldığı oyları koruyan Cumhurbaşkanımıza bakıldığında, AK Parti için aynı şeyi söylemek mümkün olmamaktadır.
Öyle ki; mutlak iktidar olunan İl ve ilçelerde bile bariz düşüşler yaşanmıştır. Sonuçlara bakıldığında yapılan bunca icraatın aynı oranda millete anlatılamadığı aşikardır.
%42’lerden, %35’lere gerileyen bir durum söz konusu olmuştur.
Tabi bu durum yine popülist siyaset erbabı! tarafından altılı masa İttifakı vardı gibi ipe sapa gelmez sebeplerle örtbas edilebilir.
Çünkü üzerimize toz kondurmayız rahatlığı her zaman iktidar olmuştur.
Muğla için durum biraz daha kötü görünüyor.
Her ne kadar milletvekili seçilen eski il başkanı, seçim gecesi, tüm seçim boyunca hiçbir yerde toplayamadığı, hiçbir yerde yapamadığı konuşmayı, Recep Tayyip Erdoğan'ın galibiyeti munsebetiyle bir araya gelen dava gönüllülerine karşı söylediği "daha yeni başlıyoruz. 7 ilçeyi, 8, 10,13 hatta büyükşehiri de alacağız. ' diyerek diri tutmaya kalksa da, 2018 den beri kıl payı kaçan 320 oyluk üçüncü milletvekilliğine inat, kıl payı gelen 2’inci milletvekilliğini bile değerlendirmemiştir.
Neredeki ilçeyi alacağız bilmiyorum.
Seçimden evvel bizzat bana " Hocam sen bilmiyorsun, bak göreceksin, 3 ü aldığımız gibi 4 ü de zorlacağız.." sözü hala kulağımda.
Nasıl alamadık ama?
Siyaset eğer naif bir şekilde yapılırsa karşılığı müspet olur.
Kibir, enaniyet, bencillik, bulutların üstünden yapılırsa, üstünüze yağacak bir damla yağmura bile hasret bırakır siyaset.
Kapısına gittiğiniz insanları, dernek, vakıf veya kurumları yokmuş gibi davranamazsınız. Siz olsanız da, olmasanız da, verseniz de vermeseniz de fark etmez demeye kalkarsanız, bu tıpkı bir kartopu gibi yuvarlana yuvarlana büyür de büyür.
Görünen o ki, 2024 yerel seçimleri için de teşkilatlar ve elbette Belediyeler, son dakikada Recep Tayyip Erdoğan sihirli eli ile bu işi kotarma planı yapıyor.
Tutarsa muhteşem.
Ya tutmazsa?
3 belediyenin 7 ye çıkması özellikle Genel Merkez için tek etkili ve YETKİLİ referans idi yıllardan beri. Zaten onun için, hiçbir şey bilmeyenler "TEK BİLEN" olarak ne dediyse yapıldı geldi.
Her ne kadar bu büyü 14 Mayısta bozulmuş gibi dursa da, yine sahneden inecek değil tabi...
3 ilçe haricindeki diğer 4 ilçede Belediyeler sanki KOŞAR ADIM muhalefete doğru gidiyor.
3 ilçe öyle veya böyle koruyacak gibi. Aslında oralarda da sıkıntı var. Ama neyse diyelim şimdilik.
Netice itibariyle siyaset, heyecan içinde söylenen birkaç cümleden ibaret değil.
Ne kıl payı kaçan üçüncü milletvekilliği, ne de 7 ye çıkan belediyenin 7-8 ay sonraki hali.
Suskun, kopuk, gönüllere dokunmayan diller, kibirin tavan yaptığı bir yapı, eleştiriye tamamen kapalı bir teşkilat, yaptıklarından başka doğruyu kabul etmeyen bir yönetim.
3 olacağına 2 olsun ama bizimkiler olsun mantığı hala hakim gibi.
İnşallah yaklaşan yerel seçimler de tıpkı 14 Mayıs ta olduğu gibi ne olursa olsun, bizim dediğimiz olsun diktası ile hareket ederek adaylar belirlenmez. Eğer aynı bariz hata yapılırsa, ne 14 Mayısta seçilen milletvekillerinin, ne de Partiyi Muğla'da temsil eden yetkililerinin, Cumhurbaşkanımızın karşısına çıkacak yüzleri bile kalmaz...
İl Başkanlığı konusuna sonraki yazımıza bırakalım inşallah..
#SöylerimGeçerim