Ankara’da yaşanan kanlı terör saldırısının akşamı Muğla Polisi bir operasyon gerçekleştirdi. Eylem hazırlığı içerisinde olan 3 kişi düzenlenen operasyonla yakalanmıştı. Ankara saldırısı önlenemedi ama Muğla’da yapılacak olan kanlı eylem engellendi. Eylem hazırlığında olan üç kişinin ne zaman nerede ve nasıl bir eylem yapacağı henüz bilinmiyor. Ancak eylem gerçekleşmeden yakalandılar. Burada Muğla Polisinin hakkını vermek gerekiyor diye düşünüyorum. Muğla Polisini gerçekleştirdiği başarılı operasyondan dolayı kutluyorum…
Her ne kadar TÜİK verileri Muğla’yı güven endeksinde son sırada göstersede yapılan bu operasyon Muğla’nın ne kadar güvenli bir il olduğunun göstergesidir. Muğla polisi o gece operasyonu gerçekleştirmeseydi belki de Ankara’da yaşanan terör saldırısının aynısı Muğla’da yaşanacaktı. Belki Muğla’da daha kanlı eyleme imza atacaklardı. Ancak alınan önlemler sayesinde beklide büyük bir kanlı eylem önlenmiş oldu…
Ankara’da yaşanan terör saldırısında şehit ateşi Muğla’nın Fethiye ilçesine düştü. Hava Kuvvetleri Komutanlığında görevli sivil memur Orçun Münsay saldırıda yaşamını yitirenler arasındaydı. Hani derler ya ateş düştüğü yeri yakar diye. Aynen öyle olur. Kimisi oğlunu, kimisi babasını,kimisi kardeşini, kimisi eşini kaybediyor. Şehit ateşinin düştüğü her yerde ‘vatan sağ olsun’ derler. Vatan sağ olsunda çocuklarımız da sağ olsun…
Çok zaman geçmedi geçtiğimiz Kasım ayında Diyarbakır’ın Silvan ilçesinde terör operasyonu sırasında 24 yaşındaki Jandarma Teğmen Altuğ Pek şehit düşmüştü. Ateş yine yürekleri dağlamıştı. Bir ananın yüreği yanmış, bir babanın ocağı sönmüştü. Şehit Babası Mehmet Pek ise bir süre sonra geçirdiği trafik kazasında yaşamını yitirmişti. Bir süre önce oğlunu toprağa veren babada hayata veda etmişti. Hani analar ağlamayacaktı? Hani baba ocakları sönmeyecekti? Vatan sağ olsun demekle bu işler olmuyor işte…
Jandarma Teğmen Altuğ Pek şehit düştükten sonra valilik, resmi kurumlar, sivil toplum örgütleri tüm etkinlerini iptal ettiler. Ta ki bir daha şehit haberi gelene kadar. Onun dışında hayat devam ediyor. Açılışlar, şaşalı temel atma törenleri yani sizin anlayacağınız değişen bir şey olmuyor. Bir daha ki şehit haberi gelene kadar. Sadece geride gözleri yaşlı analar, yürekleri dağlanan babalar, kardeşler, eşler ve çocuklar. Asıl acıyı bunlar çekiyorlar. Üstelik hayatlarının geri kaldığı her gün bu acıyı yaşıyorlar…
Muğla olarak 56 şehit verdik. 56 ananın gözündeki yaş dinmedi. Şöyle baktığınız zaman şehit ateşi hep garibanın ocağına düşüyor. Ben bu güne kadar hiç görmedim. Kalbur üstü birisinin evine şehit ateşi düştüğünü. Siz gördünüz mü? Ya da duydunuz mu? Ben ne gördüm. Ne de duydum. Bundan sonra da ne duyarız, ne de görürüz. Olan bu güne kadar olduğu gibi bundan sonrada garibanlara olacak. Analar ağladıklarıyla kalacak…
Artık televizyonlarda son dakika şehit haberleri görmek istemiyoruz. Terörü lanetliyoruz demekle terör bitmiyor. Bu terör hala bitmiyor ise aşağıdan yukarıya herkes sorumlu diye düşünüyorum. Bundan bürokraside, muhalefet partileri de iktidar partisi de sorumludur. Kaşıkçı kavgası yapacağınıza Türkiye Büyük Millet Meclisinde bir araya gelin bu terörü çözün. Bunu siyasi parti ayırt etmeden söylüyorum. Bu terörü çözemeyeceksiniz o koltuklarda oturmayın. Aslında daha çok yazacak yazı, söylenecek söz var.